"Hürriyet" gazetesinde 25 Ekim Pazartesi günü yayımlanan ilan, "Ankara ve İstanbul merkezlerimiz için" ibaresiyle "En az 5 yıl 'ulusal televizyon' tecrübesi olan kameraman, muhabir ve editör" arandığını duyuruyordu.
İlanın devamında, "muhabir ve haber editörü olarak yetiştirilmek üzere basın yayın yüksek öğrenimi görmüş kişiler ve genç emekli polis veya emniyet görevlileri aranmaktadır " deniyor.
Başvuru adresi olarak, [email protected] adresi nedeniyle bu ulusal televizyonun Flash TV olduğu anlaşılıyor.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Dr. Dursun "basın yayın yüksek öğrenimi görmüş kişiler"le "genç emekli polis veya emniyet görevlileri"ne aynı kurumda, aynı işi yapmak üzere çağrı yapılmasının "Türkiye'deki medyanın işleyişine dair ipuçları verdiğini" söyledi.
"Amaçlardan biri gazeteci niyetine aranan emniyet mensubunun, o güne kadar geliştirdiği ilişki ağından yararlanmak olabilir."
İlanı "tedirgin edici" bulan Erinç ise, "Belirli bir disiplini almış güvenlik görevlilerinin gazeteci olarak yetiştirilmelerini anlamak zor" dedi.
Dursun : "Amaç basın dışı amaçlar olabilir"
Emniyet görevlilerinin ilişkiler ağının büyük bir medya kuruluşu için önemli bir kaynak olabileceğini belirten Dursun, "Bu kaynak, sadece gazetecilik anlamında gerekli yerlere, kişilere ve bilgilere hızla ve olabildiğince sorunsuz ulaşma açısından medya kuruluşuna ciddi bir avantaj sağlamakla kalmaz, gazetecilik dışında da, başka 'ihtiyaçlar' ölçüsünde harekete geçirilecek bir bağlantılar ağı da olabilir" şeklinde konuştu.
Benzer bir ilişkiler ağını geliştirmenin sıradan bir iletişim mezunu için son derece zor olduğunu ifade eden Dr. Dursun, "O halde 'aranan kan', gazeteci değil, güç transferleriyle medya kuruluşuna katkıda bulunacak bir kaynaktır" dedi.
"Emniyet mensubunun editörlük veya gazetecilik işine koyulduğu bir ortamda habercilik de, haberin kendi ölçütleri ve özellikleriyle değil, söz konusu kişinin emniyetçi olmaktan gelen mesleki biçimlenmişliği ile yapılan bir iş olacaktır. Yani kişinin emniyetçiliği gazeteciliğini belirleyecek ve etkileyecektir."
Böylece, medya kuruluşunun, aslında bünyesine gazeteci değil, emniyet mensubu kattığını söyleyen Dr. Dursun "Bunun gazeteciliğin doğası ile uyuşmayan bir etkisi olacaktır," dedi.
"Gelecekte ne tür gazeteciliklerle karşılaşılacağını ve gazeteciliğin neye benzeyeceğini öngörmek önemlidir" diyen Çiler, gazetecileri medyada beliren bu eğilimlere karşı çıkmaya çağırdı.
Erinç: Gazetecilikte sonuç vermez
Gazetecilikte eğitimin önemine değinen TGC Başkanı Erinç ise, "Uygulamanın meslek açısından olumlu bir sonuç vereceğini düşünmüyorum," dedi.
Her dönemde bir takım transferle başka mesleklerden gazeteciliğe katılanlar olduğunu hatırlatan Erinç, ilanla beliren "toplu bir katılım niyetini" onaylamanın mümkün olmadığını bildirdi.
İletişim Fakülteleri'nin büyük bölümünde aylık da olsa gazete ve radyo televizyon yayınları yapabilecek araç gerecin bulunmadığını ve gazeteci adaylarının sadece teorik bilgilerle yetiştirildiklerini ifade eden Erinç, "Meslek içi eğitim açısından bu uygulamanın çelişen bir yanı yok" dedi.
Ancak pratik alana ilişkin endişelerini kaydeden Erinç, gazeteciliği yüzmeye benzetti ve salt kitap okunarak öğrenilemeyeceğini savundu. (EÖ/BB)