"Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası"nı ihlal suçlamasıyla mahkeme önüne çıkarılan Cumartesi Anneleri/İnsanları suçlamaları reddetti. "Suç işleyenler biz değiliz emniyet görevlileridir. Yargılanması gerekenler onlardır." dedi.
Yasaya göre, "Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenleyen veya yönetenlerle bunların hareketlerine katılanlar, fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis ve onbin liradan yirmi beş bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırı[lıyor]."
"Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü"nde kayıpları anmak üzere 30 Ağustos 2022'de Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'ndaki basın açıklamasına katıldıkları için gözaltına alınan ve haklarında dava açılan 14 Cumartesi Annesi / İnsanın ilk savunmalarının ardından verilen ara kararla duruşma 26 Mayıs'a ertelendi.
TIKLAYIN-Cumartesi Anneleri/İnsanları yargıç karşısında
Küçükçekmece Adliyesi'nde
MA'nın haberine göre, Küçükçekmece Adliyesi 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde 14:00'te başlaması planlanan duruşma, salonun izleyicileri alamayacak kadar küçük olması nedeniyle 3'üncü Ağır Ceza Salonuna taşındı.
Duruşma öncesi adliye önü yüzlerce çevik kuvvet polisi tarafından kalkanlarla ablukaya alındı. Cumartesi Anneleri'nin hazır bulunduğu duruşmaya, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin ile çok sayıda hukukçu ve emek meslek örgütü temsilcisi katıldı. Ayrıca insan hakları savunucuları, kayıp yakınları ve siyasetçilerin de aralarında bulunduğu kalabalık bir grup da duruşmayı izledi.
Duruşma salonunda polis
kalabalıklığından habercilere yer kalmadı
Salonda yer olmadığı gerekçesiyle birçok gazetecinin duruşmaya alınmaması üzerine avukatlar, mahkemeden gazetecilerin içeri alınmasını istedi. Mahkeme başkanı, talebi yerinde bularak gazetecilerin salona alınmasını istedi. Avukat Eren Keskin, gazetecilerin alınmadığı salonun sivil polislerle dolu olduğuna dikkat çekti. Yargıcın sivil polislerin "güvenlik" için salonda bulunduğuna ilişkin beyanına Keskin,"Güvenlik sorunu zaten yok bu salonda" dedi ve salonda ve mahkeme dışındaki polis yığınağının "Korku yarattı[ğını]" söyledi.
Ardından mahkeme başkanı salondaki polisleri boşaltarak gazetecileri duruşmaya aldırdı.
Oğlu gözaltında kaybedilen sanık
Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada yargılananların tümüne medeni halleri ve çocukları sorulduğu halde kendisine çocuğuyla ilgili soru sorulmayan Hanife Yıldız yargıca "Neden çocuğun var mı diye sormadınız" sorusunu yöneltti. Mahkeme başkanının soruyu sorması üzerine Yıldız, "Oğlum 28 yıl önce gözaltında kaybettirildi" diye yanıtladı.
İnsan Hakları savunucuları:
"Emniyet görevileri suç işledi"
Suçlananlardan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, "Anayasal toplanma ve gösteri hakkı[nın] kaymakamlık yasağı gerekçesiyle hukuka aykırı şekilde yasaklan[dığını] ve "iddianamenin hiçbir delil olmadan hazırlan[dığını]" söyledi. "Açıklamalarım savunma değil beyan niteliğindedir. Orada bir suç işlenmiştir. Ancak bunu biz değil emniyet görevlileri işlemiştir. Yargılanması gerekenler onlardır." dedi.
1995'te başlayan eylem ve mücadelelerinin 700 hafta boyunca sürdüğünü dile getiren Yoleri, 700'üncü haftada maruz kaldıkları polis şiddeti ve gözaltıları aktardı. Cumartesi Anneleri'nin Galatasaray Meydanı'nda sürdürdüğü mücadelenin ise meydanı bir hafıza mekanına dönüştürdüğünü vurguladı. Gülseren, "Yasak kararı orada da bugünkü davada da gerekçeden yoksundur" ifadeleriyle AYM kararını hatırlattı.
30 Ağustos 2022 tarihli Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü'nde de bir hukuksuzlukla karşı karşıya kaldıklarını ve şu anda mahkemede olduklarını söyleyen Yoleri, "Biz basına duyurarak gittik kimsesizler mezarlığına. Cumartesi Anneleri, İHD ile birlikte gözaltında kaybedilen Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç'un da kasten kimlikleri saklanarak 'kimsesiz' olarak defnedildiği saptanan Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'ndaki mezarlara, mezarsız kayıplar adına karanfil bırakarak güne ilişkin düşüncelerimizi kamuoyu ile paylaşmak istedik. 11 saat gözaltında tutulduk, ters kelepçelendik, temel ihtiyaçlarımız karşılanmadı. Biz suç işlemedik ama bize karşı suç işlendi" diyerek, hukuksuz yargılamaya son verilmesi ve beraat kararı verilmesi talebinde bulundu.
Öztürk Türkdoğan: "İnsan
hakları savunucuları yagılanamaz
İnsan Hakları Derneği (İHD) eski Eş Genel Başkanı avukat ve Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili adayı Öztürk Türdoğan, "Hakikat ortaya çıksın diye adalet arayan insanların yargılanması kesinlikle kabul edilemez. Bugün bu davayı dünya izliyor. BM Raportörü çağrı yaptı 'İnsan hakları savunucuları yargılanamaz' diye. İnanıyorum ki hakikat ve adalet mücadelemiz sonuca ulaşacak. Beraat talep ediyorum" dedi.
TIKLAYIN-BM'den Lawlor: Cumartesi Anneleri/İnsanları'na yönelik suçlamalar düşürülmeli
"Oğlumu ellerimle polise teslim ettim kaybettiler"
Cumartesi Annesi Hanife Yıldız, "Murat Yıldız'ın annesiyim. 19 yaşındaki oğlumu 1995 yılında ikinci ayın 23'ünde kendi ellerimle İzmir Asayiş Müdürlüğü'ne teslim ettim. Oğlumun polislerin elinden kaçtığını iddia ettiler. 5 yıl da davasını sürdüm. Oğlumu kendi ellerimle götürdüğüm adaleti istiyorum." dedi.
Yıldız hakimlere seslendi: "Vicdan diye bir şey kalmamış kimsede, 28 yıldır yaşadıklarımıza birkaç saattir tahammül bile edemiyorsunuz. Herkesin vicdanına bırakıyorum ama kimsede vicdan da kalmamış. Sadece oğlum değil herkes için adalet hakkı arıyorum. Her yerde karşılarına oğlumun adıyla çıkıp hakkını arayacağım."
"Sivil polisler gelir gece gömer giderler"
Yargılananlar arasında 15 Şubat 1995'te gözaltında işkenceyle katledilen ve ısrarlı takip sonucunda Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'nda cenazesi bulunan Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç da vardı.
Karakoç, kardeşinin kaybedilişinin bir rutin emniyet uygulaması olduğunu dile getirdi: "O dönemde mezarlık çalışanları 'Bizi geceden ararlar, iki kişilik yer açın derler, üç kişilik yer açın' derler, sivil polisler gece gelir gömerler." demişti.
"28 yılı geride bıraktık, çeyrek asrı aştı mücadelemiz. Bizim Galatasaray Meydanı'nda başlattığımız eylem sayesinde o güne kadar sayısı sürekli artan gözaltında kayıpların azaldığını gördük. Haklı ve meşru bir eylemdir." dedi.
Ara karar
Savunmaların ardından yargılanan hak savunucularının avukatları dosyaya sunulan görüntüler mahkemece izlendikten ve iddia makamının esas hakkındaki mütalaasını sunduktan sonra beyanda bulunacaklarını bildirdiler. Mahkeme kamera kayıtlarının izlenmesi için gerekli hazırlıkların ve görüntülerdeki konuşmaların çözümlerinin yapılmasını istedi ve duruşmayı 26 Mayıs'a erteledi.
Yargılananların basınla
görüşmesine yasaklama girişimi
Adliyeden ayrıldıkları esnada, gazetecilerin Cumartesi Annesi Hanife Yıldız ile Cumartesi İnsanı Ali Koç'tan görüş almasına polis ablukası uygulanmaya çalışıldı. Polisin Küçükçekmece Kaymakamlığı'nın "yasak" kararını gerekçe göstererek Yıldız ve Koç'un basınla görüşmesini engelleme girişimi avukatların tepkisi sayesinde boşa çıkarıldı.
(AEK)