Bombardıman yaklaşık 10 dakika sürdü. Tepemizde deprem oluyor gibiydi. Pencereler sarsılıyor, cik cik ötüyordu. 10 yaşındaki oğlum dehşet içindeydi, saklanmak için oradan oraya zıplayıp duruyordu. Onu göğsüme bastırıp biraz rahatlatmaya çalıştım. 12 yaşındaki kızım panik içinde, histerik şekilde gülmeye başladı; normal değildi. Onu kucaklayıp sakinleştirdim, bir şey olmayacağını söyledim. Karım panik içindeydi. Evin içinde koşarak saklanacak bir yer arıyordu.
Zemin katta oturduğumuz için bodruma indik.
Evimizden pek de uzak olmayan polis merkezinde büyük bir bomba patladı, polis yöneticileri öldü. İki sokak ötede bir bomba daha patladı; birçok insan öldü. Başkanın ofisi bizim evden bir kilometre kadar uzakta, o da bombalandı.
Bodrum kata inip kendimizi patlamalardan sakınmaya çalıştık. Bizim apartmanda oturan akrabalarımızdan birinin kızı nihayet okuldan eve döndü. Ona ulaşamamıştık. Bütün telefon bağlantıları çökmüştü. Eve geldiğinde, ciddi bir şok yaşıyordu. Benzi solmuştu, titriyordu, sokaklardaki cesetleri anlatıyordu. Yolda üniformalı ölü Hamaslıları görmüştü.
Sabah uyandığımda çok kaygılıydım. Biraz peynir ekmekle bir bardak çay içmiştim. Gazze'deki herkes gibi bir şeyler olduğunu, çok ciddi bir şeyler olduğunu hissediyordum. İsrail, dün Gazze'ye ablukayı kaldırıp yiyecek ve yakıt gelmesine izin verdiğinde, arkadaşlarıma ve kendime İsrail'in büyük bir saldırıya hazırlandığını söylemiştim. İnsanları açlıktan öldürmekle suçlanmak istemiyorlar.
Ailemle oturma odasında oturup öğle yemeği, bizim için günün ana yemeği için ne yapabileceğimizi düşünüyordum. Ne pişirmeli, nasıl pişirmeli, yeterince yiyeceğimiz var mı, diye. Pirinç kalmamıştı, ben de mercimek çorbasını düşünürken, karım "Pazarda hiç mercimek yok" dedi. Ben "Başka ne yapabiliriz" diye sorunca, "Birkaç kutu yiyecek aldım" diye yanıtladı. Biz bunları konuşurken birden başladı. Birden büyük bir patlama oldu.
Şimdiyse korku içinde ne olacağını, daha kaç kişinin öleceğini düşünüyorum. (ES/TK)
Gazzeli psikolog Dr. Eyad El Serraj'ın İngilizce olarak counterpunch.org'da yayınlanan metnini, Tolga Korkut Türkçeleştirdi.