Fotoğraf: Mehmet Aslan / MA
Bağımsız Gazetecilik Platformu (P24) bünyesindeki Expression Interrupted ‘İfade ve Basın Özgürlüğü Gündemi’ raporlarının yedincisini yayımlandı.
Dava ve açık kaynak takip çalışmaları sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda hazırlanan rapor, 2022’nin Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsıyor.
Rapora göre, 20 Temmuz ile 1 Eylül tarihleri arasındaki adli tatili de kapsayan yılın üçüncü çeyreğinde gazetecilerin sanık olarak yargılandığı 51 dava görüldü.
Bu davalarda 73 gazeteci yargılandı. Karara bağlanan 15 davadan 10’u mahkumiyetle sonuçlandı. 10 davada 11 gazeteciye toplam 30 yıl 11 ay 11 gün hapis cezası verildi. Bir gazeteciye verilen hapis cezası 10 bin 110 TL para cezasına çevrildi.
Beş gazetecinin beraat ettiği rapora konu üç aylık dönemde, 14 gazeteci hakkında dokuz yeni dava açıldı. 11 gazeteci ve medya çalışanı ise gözaltına alındı.
2022’nin ikinci çeyreğinin sonunda 67 olan tutuklu gazeteci sayısı ise 68’e yükseldi.
Yargılamalarda gazetecilere en fazla “örgüt propagandası yapmak”, “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” ve örgüt üyesi olmak” üzere “terör” suçlamaları yöneltildi.
Bunların ardından en sık yöneltilen suçlamalar ise “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek,” “kamu görevlisine hakaret” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” şeklinde kayıtlara geçti.
Sınırdışı, ülkeye almama, fişleme
Açık kaynaklardan derlenen verilere göre, yılın üçüncü çeyreğinde en az 23 gazeteci haber takibi esnasında polisin fiziksel şiddet ve tehdidine maruz kaldı.
Bir gazeteci sınır dışı edilirken, bir gazetecinin de Türkiye’ye girişine izin verilmedi. Bir gazeteci ve bir medya çalışanı haber takibi esnasında yaşanan trafik kazasında yaşamını yitirdi. Aynı dönemde, 20 gazetecinin ise fişlendiği ortaya çıktı.
Halk TV, Tele 1, Habertürk RTÜK’ün hedefinde
Rapora konu üç aylık dönemde Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) televizyon kanallarına eleştirel yayın içerikleri nedeniyle ceza kesmeye devam etti.
Söz konusu dönemde RTÜK’ün program durdurma ve para cezalarının hedefinde Halk TV, Habertürk ve Tele 1 kanalları yer aldı.
RTÜK üyesi İlhan Taşcı tarafından açıklanan rakamlar ise Üst Kurulun ceza kararlarındaki orantısızlığı bir kez daha gözler önüne serdi. Taşcı'nın 1 Ocak – 15 Eylül 2022 tarihleri arasını kapsayan raporuna göre, RTÜK bu 8,5 aylık dönemde eleştirel yayın çizgileriyle bilinen televizyon kanalları hakkında toplam 11,5 milyon TL tutarında 38 ceza verirken, aynı dönemde iktidara yakın kanallara ise toplam 1,5 milyon TL tutarında üç kez ceza verdi.
Evrensel'in ilan hakkı iptal edildi
Basın İlan Kurumu (BİK) ise raporun incelediği üç aylık dönemde, Evrensel gazetesinin resmi ilan ve reklam yayımlama hakkını tümüyle iptal etti.
Eylül 2019’da alınan resmi ilan ve reklam durdurma kararı sebebiyle gazeteye üç yıldır ilan verilmiyordu.
Yeni Asya gazetesiyle ilgili 28 Ocak 2020’den bu yana süren ilan yasağı da raporun hazırlandığı dönemde hala sürüyordu.
Rapora konu dönemde Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhuriyet, Sözcü, BirGün ve Evrensel gazetelerinin BİK’in “ilan kesme” cezalarıyla ilgili 14 bireysel başvuru dosyasını tek bir dosyada değerlendirerek karara bağladı. AYM 10 Mart tarihli kararında, cezaların basın ve ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna hükmetti ve ceza kesilen gazetelere ayrı ayrı 10 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi.
İhlallerin “yapısal bir sorun”dan kaynaklandığını saptayan Anayasa Mahkemesi, BİK’in cezalara gerekçe olarak gösterdiği 195 sayılı Kanun'un 49. maddesinin yeniden düzenlenmesi için hükmün Meclise gönderilmesine karar verdi. İhlallerin yapısal sorundan kaynaklanması sebebiyle “pilot karar” usulünün uygulanmasına hükmeden Mahkeme, aynı konuda yapılan ve karardan sonra yapılacak başvuruların incelenmesini de bir yıl süreyle erteledi.
Karar üzerine açıklama yayımlayan BİK ise “Yönetim Kurulumuz, TBMM tarafından 195 sayılı Kanunun 49. maddesinde değişiklik yapılana kadar Basın Ahlak Esasları kapsamında yapılan başvuruları toplantı gündemine almamaya karar vermiştir” dedi
Kavala davası: Avrupa Konseyindeki ihlal süreci ilerliyor
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş davalarında verdiği ihlal kararları rapora konu dönemde de uygulanmadı. 1 Kasım 2017'den beri tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala'nın davasında verilen AİHM kararının uygulanmaması nedeniyle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından Türkiye hakkında başlatılan ihlal süreci yeni bir aşamaya geçti.
AİHM Büyük Dairesi, Bakanlar Komitesinin 2 Şubat 2022’de başlattığı ihlal prosedürü kapsamındaki kararını 11 Temmuz’da açıkladı ve Türkiye'nin Kavala kararını uygulamayarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki yükümlüklerini ihlal ettiğine hükmetti.
Büyük Daire kararında, Kavala’nın ikinci kez tutuklanmasına neden olan “casusluk” suçlamalarının Mahkeme tarafından daha önce incelenen olguların “benzeri hatta aynısı” olan olgulara dayandırıldığı kaydedildi. Kararda, Türkiye’nin AİHM’nin 10 Aralık 2019’da aldığı Kavala kararının uygulanmasına yönelik eylem planları ve adımlar sunduğunu ancak bunların Mahkemenin Türkiye’nin “iyi niyetle” ve “Kavala kararının ruhuna ve sonuçlarına uygun” biçimde hareket ettiğine kanaat getirmesini mümkün kılmadığı belirtildi.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz
bianet'in BİA Medya Gözlem Raporları için tıklayın |
(HA)