Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ve DİSK Basın-İş’in çağrısıyla başlayan dayanışma toplantısının ikincisi dün yapıldı yapıldı.
"Özgür Basın Özgür Toplum İçin Dayanışma Toplantısı" adlı etkinliğin ilk toplantısı 8 Eylül günü yapılmıştı.
TIKLAYIN - GAZETECİLERBASINA YÖNELİK BASKILARA KARŞI BİRARAYA GELDİ
Basın Müzesi’nde yapılan toplantıya TGC’den Turgay Olcayto, Sibel Güneş, Ahmet Özdemir TGS’den Uğur Güç, Gökhan Durmuş, DİSK Basın-İş’ten Özge Yurttaş, Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdülhamit Bilici, Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erhan Başyurt, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Today's Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş, BirGün Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Berkant Gültekin, Bianet Yayın Yönetmeni Haluk Kalafat’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci katıldı.
İkinci toplantı basın üzerindeki baskıların konuşulduğu ve çözüm önerilerinin dile getirildiği kısa ama etkin bir toplantı oldu.
Olcayto: GÖP geniş katılımlı yürüyüş kararı verdi
Açılışı konuşmasında Turgay Olcayto, 3 Ekim Cumartesi günü Basın Konseyi öncülüğünde saldırıya uğrayan Ahmet Hakan’a destek vermek amacıyla Beyoğlu Tünel Meydanı’nda yapılan basın açıklaması ve yürüyüş hakkında bir açıklama yaparak başladı. Olcayto Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun (GÖP) kuruluşunu özetledi ve 2010 yılından itibaren üye olan basın meslek kuruluşlarının verdiği kararlar doğrultusunda hareket eden bir yapı olduğunu söyledi.
“Bu dönem GÖP sözcülüğünü TGS yürütüyor. Ahmet Hakan’ın uğradığı saldırıyla ilgili GÖP, önce bir basın açıklaması yaptı. Sonra da İstanbul Valiliği önünde dayanışma amaçlı bir basın açıklaması daha gerçekleştirdi. Basın Konseyi bu süreçte ertesi gün bir yürüyüş yapılmasını önerdi. Ancak GÖP bileşenleri ön hazırlık yapılmadan yürüyüşe yeterli katılım sağlanamayacağını belirterek bu öneriyi kabul etmedi. Sonraki haftalarda geniş katılımlı bir yürüyüş yapılmasına karar verildi. Basın Konseyi, yürüyüş konusunda ısrarcı oldu ve kendi adına bu yürüyüşü organize etti.” Olcayto basında yer alan bazı haberlerde meslek örgütleri arasında sorun varmış izlenimi yaratan haberlerin doğru olmadığını üzerine basarak tekrar etti.
Güneş: Bu toplantıları sürdüreceğiz
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş ise dayanışma çağrısını tekrarladı: “İktidar, medyayı bölmek, hedef göstermek için sistematik bir çalışma yürütüyor. Basın İş Kanunumuzu değiştirmek için çabaları var. Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu aracılığıyla kendi denetimlerinde geçmişin Türk Basın Birliği örgütlenmesini oluşturmayı planlıyorlar. Gazeteciliğin standartlarını koyan hazırladıkları yönetmelikle iktidara uygun tek tip gazeteci yetiştirmenin çalışmasını yürütüyorlar. Biz; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve DİSK Basın-İş olarak, ‘Özgür Basın Özgür Toplum İçin Dayanışma’ toplantılarını düzenli olarak yapacağız. Gazetecileri dayanışmaya, halkın haber alma hakkı için mücadele edilmesine davet etmeye devam edeceğiz. 10 Ekim’de Ankara sendikaların barış ve demokrasi konulu yürüyüşüne de TGC olarak destek vereceğiz.”
Güç: O silah halkın haber alma hakkına dayandı
Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Uğur Güç, gazetecilerin üzerindeki ağır baskıyı anlattı. Güç, şunları söyledi: “Güneydoğu’da bir gazeteci arkadaşımızın başına silah dayandı. Bir polis, gazeteciyi tehdit ediyor. Gazetecinin tehdit edilmesi demek, halkın haber alma hakkına silah dayamaktır. Gazetecilere yönelik şiddet her geçen gün daha da artıyor. Her geçen gün bir engelle karşılaşıyoruz. Sahada çalışan arkadaşlarımızın can güvenliğinin olması gerekiyor. Biz Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğiz.”
Yurttaş: Bir ayda 35 gazeteci gözaltına alındı
DİSK Basın-İş Genel Sekreteri Özge Yurttaş, konuşmasında Eylül ayında basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki tehditleri sıraladı:
“Türkiye 1 Kasım seçimlerine yaklaşırken basına yönelik baskı ve saldırılar artarak ve nitelik değiştirerek devam etti. Eylül ayında basın örgütleri ve gazeteciler yalnızca dava ve sansürle değil fiili saldırılarla da karşı karşıya kaldı. Eylül ayında 2 gazeteci polis saldırısına uğradı, 2 gazeteci polis tarafından kaçırılarak tehdit edildi. Hürriyet gazetesi 2 kez taşlı sopalı saldırıya uğradı. Gazeteci Ahmet Hakan saldırıya uğradı. 2 basın kurumuna polis baskını gerçekleşti. 19 gazeteci hakkında ‘cumhurbaşkanına hakaret’ten yasal işlem başlatıldı. 35 gazeteci gözaltına alındı. 1 gazeteci tutuklandı. Yabancı uyruklu 3 gazeteci sınır dışı edildi. Dicle Haber Ajansı Eylül ayında da engellenmeye devam etti. Ajans 21 kez sansüre uğradı.”
Bilici: Vahim gelişmeler yaşanıyor
Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdülhamit Bilici, konuşmasında şu noktalara dikkat çekti: “Sabah Sedef Kabaş’ın duruşmasını izledim. Kendimle ilgili bir beraat kararı gibi mutlu oldum. Bu karar Türkiye'de halen hakimlerin olduğunu gösteriyor. Bu kadar baskı ortamında, savcının beraat talep etmesi ve hakimlerin de bu yönde karar vermesi gerçekten beni çok mutlu etti. Meslek örgütleri her zaman yanımızda yer aldılar. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederiz.” Son günlerde yaşanan olaylara da değinen Bilici, “Gazetecilerin can güvenliği tehdit altında. İnsanların en temel hakkı olan yaşam hakkı ile ilgili sıkıntılar var. Vahim gelişmeler yaşanıyor” dedi.
Keneş: Baskılara karşı ortak tavır geliştirmeliyiz
Today's Zaman Genel Yayın Yönetmeni Bülent Keneş de mesleki dayanışmaya dikkat çekti ve “Mesleki dayanışmayı sergilememiz gereken günler yaşıyoruz. Gazetecilerin başına gelen baskılara karşı ortak tavır alabilmemiz gerekiyor. Kendi haklarına sahip çıkamayan, kendi mağduriyetini gideremeyen, meslektaşlarıyla işbirliği sağlayamayan bir meslek olarak toplumun sorunlarına nasıl çare olacağız? Sorunlarımızın üstesinden gelebilmek için hep birlikte dayanışma içinde olmalıyız.”
Başyurt: Yazarımız 17 gündür tutuklu
Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erhan Başyurt, eylül ayı içinde Türkiye’de basına yönelik yapılan baskılar, baskınlar, sansür, darp, gazetecilere açılan davalar ve soruşturmalar ile ilgili bilgiler verdi. Başyurt, Bugün Gazetesi yazarı Gültekin Avcı’nın tutuklu bulunduğunu belirterek şunları dile getirdi: “Yazarımız Gültekin Avcı, sadece 7 köşe yazısı gerekçe gösterilerek en temel insan hakkı olan ifade ve fikir özgürlüğüne aykırı şekilde 20 Eylül 2015’te tutuklandı. Yazarımız evrensel hukuk ve Anayasamızın güvencesi altında olan haber verme özgürlüğü ihlal edilirken, okurlarımızın da haber alma hakkı kısıtlandı. Gültekin Avcı, 17 gündür tutuklu. “Mesleki dayanışmanın önemine de vurgu yapan Başyurt, “Ortak bir metin hazırlayabiliriz. Raporlar hazırlayabiliriz. Gazeteler siyah bir kurdele ya da bant ile çıkabilir. Halkın neler olduğunu anlaması gerekiyor. Hazırlanacak raporu yurt dışındaki kuruluşlara da gönderebiliriz” dedi.
Polat: İktidara yakın medya üzerimize geliyor
Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, şunları dile getirdi: “Gazetecinin başına silah dayanıyor. Öyle bir döneme geldik ki; gerçekleri yazmaya çalışırken iktidara yakın medya kuruluşlarının üzerinize gelmesiyle karşılaşıyorsunuz. Sizi suçlayan, gerçeği yansıtmayan haberler yapıyorlar. Mesleğinizi yapmanız ilişkin ‘İtibarsızlaştırma’ ile karşı karşıya kalıyoruz. Bunlarla yüzleşilmesi gerekiyor.”
Gültekin: Davalarla yıldırma kabul edilemez
BirGün Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Berkant Gültekin, şöyle konuştu: “İktidarın gazetecileri, gazeteleri hedef göstermesi, davalarla yıldırılmaya çalışması kabul edilemez. Basına yapılan yıldırma politikaları yeni değil. Hep vardı. Gazetelerin bugün sergilediği tutumu yarın da sergilemesi gerekiyor. Tutum değiştirmeden basın özgürlüğü için aynı mücadele etmeye devam etmeliyiz.”
Kalafat: Mücadelenin odağı gazeteciler olmalı
bianet Yayın Yönetmeni Haluk Kalafat, şöyle dedi: “İktidarla gazetecilerin anlaştığı yerde bir sorun vardır. Gazeteciler her halükarda muhalif olmak durumunda, iktidar ile anlaşma içinde gazetecilik olmaz. Şimdi biz gazetecilik yapan medya kuruluşlarına ‘muhalif medya’ diyoruz, diğerlerini öbür tarafta bırakıyoruz. Galiba artık bu ayrımları yapmaktan vaz geçmeli ve mücadeleyi gazeteciler üzerinden odaklamalıyız. Güçlü sendikal örgütlenme olsaydı ‘muhalif olmayan medyada’ çalışan arkadaşlarımız işten atılma baskısı altında kalmayacaktı, dolayısıyla gazetecilik yapmaya devam edebileceklerdi. Artık kurumlar ve karşıtlıklar üzerinden konuşmayı bırakıp odağı değiştirmeliyiz. Gazeteler üzerinden değil gazeteciler üzerinden gitmemiz gerekiyor. Temelden sıfırdan başlamamız gerekiyor. Mesleki ve sendikal dayanışmaya önem vermeliyiz.” (HK)
Fotoğraf: Haluk Kalafat