15 Temmuz darbe girişiminin ardından Fethullah Gülen cemaatine yönelik operasyon kapsamında 4 Temmuz gecesi tutuklanan eski Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne'nin ifadesi basına yansıdı.
Hürriyet gazetesinde yayınlanan ifadede Türköne, soruşturma dosyasında delil olarak 5 makalesinin sunulduğunu söyledi.
Türköne ile birlikte kapatılan Zaman gazetesinin eski yazarları Alaattin Güner, Şeref Yılmaz, Ahmet Metin Sekizkardeş, Faruk Akkan, Mehmet Özdemir, Fevzi Yazıcı, Zafer Özsoy, Cuma Kaya, Hakan Taşdelen, Hüseyin Turan ve Murat Avcıoğlu da “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan tutuklanmıştı.
Kararı İstanbul 3’üncü Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği vermişti. Tutuklanan 12 şüpheliden Mümtazer Türköne, ifadesinde yayınlanmış 16 kitabının bulunduğunu, bunlardan ikisinin darbeler hakkında yazıldığını söyledi.
“Beş makalem delil olarak gösteriliyor”
Türköne ifadesinde, “Soruşturma dosyasında delil olarak sunulan 5 makalenin hiçbirinde teşbih, mecaz, metafor ve hatta eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek kabilinden darbe iması addedilecek tek kelime yoktur. Tersine hükümeti eleştirirken, çözüm olarak dosyada yer alan her yazıda da demokratik çözümler alternatifler sandık ve seçim gösterilmiştir” dedi.
“Ben darbe karşıtıyım”
Hükümete karşı eleştirileri olduğunu söyleyen Türköne, “Ben radikal hatta keskin addedilecek, bir darbe karşıtıyım. Bunun tek bir istisnası yoktur. Nitekim darbe gecesi de meşru hükümetin yanında yer aldığımı belirten, akabinde darbenin ihanet ve şerefsizlik olduğunu belirten tweetler attım. Sonrasında darbe tehdidi devam ederken, hükümeti destekleyen darbeyi lanetleyen ve darbe sonrası toplumu restore edecek bu travmanın geçmesini sağlayacak uyarılarda bulundum” ifadelerini kullandı.
“Fethullah Gülen ile iki kez görüştüm”
Kendisini darbe karşıtı olarak niteleyen Türköne ifadesinde, “Benim kadar radikal bir darbe karşıtının, darbeci ithamına maruz kalmasını, gördüğüm muamelenin ötesinde çok onur kırıcı buluyorum. Fethullah Gülen örgütü hakkında herhangi bir bağlantım yoktur. Kendisini tanıyorum. Zaman gazetesinin onun kontrolünde olduğunu biliyorum. Kendisiyle 2006 -2011 yılında iki defa görüştüm. Aramızda kayda değer bir görüşme olmadı. Yanımda Ak Partili yöneticiler mevcuttu. En son darbe olayından sonra çoğunluk gibi ben de hayal kırıklığı yaşadım. Ve o camia ile birlikte olduğumdan dolayı pişman oldum” diye konuştu.
“Kişilik olarak muhalifim”
“Ben bir yazar olarak daha fazla okuyucuya ulaşmak amacıyla Türkiye'de tirajı en yüksek gazete olan Zaman gazetesinde yazmayı tercih ettim” diyen Türköne, “Esasında başka da yazı yazabileceğim gazete yoktur. Kişilik olarak muhalif bir yapım var. Benim hükümete karşı eleştirilerim, demokrasinin ve özgürlüklerin genişleyip darbe teşebbüslerinin engellenmesi amacına yöneliktir. Gazetede yazdığım süre boyunca hangi konularda yazı yazacağım konusunda, açıktan bir müdahale olmadı. Bazen farklı konularda yazmam için güncel olaylar hatırlatıldı ve tavsiye edildi” dedi.
"Gazetenin politikasına aykırı yazılar da yazdım"
Yazdığı hiçbir yazıya müdahale edilmediğini savunan Türköne, “Şahsen de gazetenin yayın politikasıyla kendimi bağlı hissetmedim. Zaman zaman manşetlerde savunulan görüşlere aykırı yazılar yazdım. 2004 yılındaki Fethullah Gülen cemaatini faaliyetlerini sona erdirilmesine dair karar hakkında 2013 yılında aykırı görüşlerimi bildirdim. MGK'nın, o anki şartlarına göre karar aldığını ve Gülen cemaatini herhangi bir olumsuz uygulamanın hükümet tarafından uygulanmadığını belirttim. Bu yazı gazetenin yayın politikasına aykırı bir yazıydı. Buna rağmen bu yazıya da müdahale edilmedi” ifadelerini kullandı.
“İdamı caydırıcılık anlamında önemli buluyorum”
Türköne ifadesinin devamında, “Ülkemin yaşadığı trajediyi kendi yaşadığım trajedinin üstünde görüyorum. Yani ülkem adına çok derin bir üzüntü yaşıyorum. 15 Temmuz günü yaşanan, darbe girişimi hakkında bir aydın olarak, içimde derin bir yara hissediyorum ve ülkemin başına gelebileceklerden endişeleniyorum. Darbeciler için daha önce yazdığım yazı ve görüşleri aynen tekrar ederim. Darbecilerin idam edilmesini ve en ağır ceza ile cezalandırılmasının caydırıcılık manasında önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.
Zaman gazetesinden tutuklu gazeteci sayısı 18
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kapatılan Zaman Gazetesi eski yönetici ve çalışanlarına yönelik yürüttüğü soruşturmada 47 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden Ali Bulaç, Şahin Alpay, Ahmet Turan Alkan, Mustafa Ünal, Nuriye Ural ve Lalezer Sarıibrahimoğlu emniyetteki işlemlerinin ardından 31 Temmuz tarihinde çıkarıldıkları mahkemece, “FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Şüpheliler Mümtazer Türköne, Alaattin Güner, Şeref Yılmaz, Ahmet Metin Sekizkardeş, Faruk Akkan, Mehmet Özdemir, Fevzi Yazıcı, Zafer Özsoy, Cuma Kaya, Hakan Taşdelen”, Hüseyin Turan ve Murat Avcıoğlu’nun da tutuklanmasıyla birlikte tutuklu şüpheli sayısı 18’e yükseldi.
Mümtazer Türköne hakkında
1956 İstanbul doğumlu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden 1978’de mezun oldu. 1986'da master, 1990'da doktora ünvanı aldı. 1993 yılında doçent oldu.
Fatih Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü'nde ve Fatih Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak çalıştı.Darbe girişimi sonrası Fatih Üniversitesi de OHAL dönemi ilk KHK'sıyla kapatılan üniversiteler arasında yer aldı.
Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde başdanışmanlığı görevini yaptı.
Zaman Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptı. Gazeteye kayyum atanmasının ardından yerine açılan Yarına Bakış gazetesinde yazmayı sürdürdü.
Türköne 1980 öncesi milliyetçi görüşe yakındı. Darbe sonrası tutuklandı ve Mamak cezaevinde yattı ve bu dönemde ağır işkencelere maruz kaldı.
Türköne gazeteciliğe ve TV yorumculuğuna 2007 yılında TRT 1'de gazeteci Emre Aköz ve spiker Tülay Tüzün ile Gündeme Dair isimli tartışma programıyla oldu. Ardından gazeteci Faruk Mercan ile birlikte Endaze adlı tartışma programını hazırladı.
12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul milletvekili aday adayı oldu. Aynı seçimlerde o dönemki eşi Özlem Piltanoğlu da aday olup milletvekili olmuştu. Ardından Türköne ile Piltanoğlu boşanmıştı.