"Unutmayalım: Gazeteci Savaşmayan Taraftır!" başlıklı bildiride şöyle denildi:
* Gazetelerimizin vitrini sayılan birinci sayfalar, o vitrinin en gözde yerleri olan manşetler ve sürmanşetler, günlerdir tam bir savaş çığırtkanlığı yapıyor. Aynı sesleri televizyon ekranlarından da duyuyoruz.
* Oysa, en önemli meslek ilkelerimizden sayılan tarafsızlık bile, savaş koşullarında yetersiz kalır. Gazeteci, savaşların "savaşmayan taraf"ıdır.
* Ne yazık ki, 11 Eylül'de İkiz Kuleler'e ve Pentagon'a yapılan terörist saldırılardan bu yana, "büyük" medyamızın yöneticileri arasında ciddi bir savaşma arzusu gözleniyor. Savaşa karşı çıkanlar, "romantik" hatta "terör savunucusu" olarak niteleniyor.
Gazeteciliğin temel ilkeleri
* Gazeteciliğin en basit ilkeleri unutularak, çift kaynaktan doğrulatmaya boş verilerek, Amerikan tabloid gazetelerinin ya da berber dedikodularının rahatça yer bulduğu internet sitelerinin haberleri birinci sayfalardan veriliyor.
* "Taliban Kuzey Irak'ta" denilerek, ordu komşu Irak'a davet ediliyor. Dünya Bankası bile, terörün altında yatan gerçek nedenin global düzeyde yaşanan eşitsiz gelir dağılımı ve yoksulluk olduğunu söyler ve sefalete karşı küresel ittifak çağrıları yaparken, medyamız "askeri ittifakın en önünde Afganistan'a gidelim" havasında.
* Bizler; "akıllı bomba", "emektar B-52", "radar güdümlü mermi", "muhteşem Tomahawklar"dan söz ederek silah ve savaş güzellemesi yaparken, borsalarda da silah şirketlerinin hisseleri füze gibi yükseliyor!
Halkın düşünceleri
* Kamuoyuna ve meslektaşlarımıza, halkın yüzde 80'inin düşüncelerine kulak tıkanarak yapılanların gazetecilik olamayacağını anımsatmak istiyoruz.
* Savaşa karşı olmak, dünyanın her köşesindeki gazetecileri bağlayan evrensel bir meslek ilkesidir. UNESCO'ya göre, "savaşın ortadan kaldırılması" gazetecinin uğruna mücadele vermesi gereken ahlaki değerlerin en önde gelenidir.
* Bunları haykırmak terörü savunmak anlamına gelmez! Teröre şiddetle karşı çıkmak ve onu asla meşrulaştırmamak da mesleki değerlerimizin en önde gelenlerindendir. Ancak, teröre karşı mücadele söylemi çerçevesinde basına ve özgürlüklerimize yönelik baskı ve sınırlamaları da kabul edememeyiz.
* Biz gazeteciler, savaşları onun uzağındakilere anlatmak için izliyoruz. Ama biliyoruz ki, gerçek yüzü hiçbirimizin anlatamayacağı kadar korkunç olan savaşların ilk kurbanları da gerçeklerdir. Savaş muhabiri olanlarımız işsiz kalmaya razıdırlar, yeter ki savaşlar olmasın!
New York'lu savaş karşıtlarının ilkeleri:
* Afganistan'da bir kara harbinden söz edilen ve savaşın daha da şiddetleneceğine ilişkin işaretlerin yoğunlaştığı şu günlerde, bütün gazetecilere ve medya yöneticilerine dehşeti en korkunç biçimiyle yaşayan New York'lu savaş karşıtlarının ilkelerini anımsatmak istiyoruz:
* 11 Eylül saldırısı kurbanlarının acıları paylaşılmalı ve saldırılar lanetlenmeli.
* Saldırıya savaş ve militarizmle yanıt verilmemeli.
* Hak ve özgürlükler savunulmalı.
* Anti-İslam, anti-Arap, ırksal, etnik ve dinsel ayrımcılık ve şiddete karşı konulmalı.
* Ekonomik ve toplumsal adalet temelinde küresel barış için mücadele edilmeli.
* Yayın politikalarını belirlerken, savaş karşısında nasıl tutum almamız gerektiğini söyleyen evrensel meslek ilkelerini unutanlara, umarız vurulan New Yorklular'ın eylemlilik ilkeleri ışık tutar. (BB)