"Yeniden yargılama" talebine yeni dava
Gazeteci Hasan Özgün, Diyarbakır 3 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) yargılandığı dava sonucu, 17 Şubat 1996'da, "PKK örgütü üyesi" olduğu gerekçesiyle 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
22 Nisan 1996'da bulunduğu Diyarbakır Cezaevi'nden Aydın Cezaevine nakledilen gazeteci Özgün, halen Aydın E Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. Özgün'ün bu suçtan giydiği hüküm doluyor.
Ancak gazeteciye, bu davadan yeniden yargılanmak için yetkililere gönderdiği dilekçe nedeniyle "askeri kuvvetleri tahkir ve tezyif" iddiasıyla yeni bir dava açıldı. Gazeteci Özgün'ün bu "yeni davası" ise sürüyor.
Bilirkişi raporu bekleniyor
Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi 'nde görülmeye başlanan dava dosyası, 2002'de Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 159. maddesinde yapılan değişiklikler dikkate alınarak Asliye Ceza Mahkemesi'ne aktarıldı.
4744 Sayılı "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" kapsamında TCK 159. maddede değişiklik yapılmış ve bu maddenin öngördüğü cezanın üst sınırı 6 yıldan 3 yıla indirilmişti.
Biz bunları yazdık, bölücü ilan edildik
Gazeteci Hasan Özgün, cezaevinde bulunduğu sırada yaşanan Susurluk Kazası sonrasında, çeşitli devlet kurumlarına dilekçeler gönderdi. Bu dilekçelerde, çalıştığı gazetede, Susurluk gerçeğinin açığa çıkmasından önce yaşanan insan hakları ihlallerini kamuoyuna duyurdukları için bölücü ilan edildiğini vurguladı.
İade-i muhakeme
"Susurluk Raporu'nda, devletin rutin dışına çıkarak öldürülen gazetecileri isim isim belirttiğini" hatırlatan Özgün, tutuklanmasının hukuka aykırı olduğunu vurguladı ve "iade-i muhakeme" istedi.
Özgün gönderdiği dilekçelerde şu ifadelere yer verdi:
"Çalıştığım 'Özgür Gündem' gazetesinde Susurluk gerçeğini, 1990'lardan itibaren yaşanan insan hak ve ihlallerini, yargısız infazları, boşaltılan köyleri, öldürülen Kürt aydın ve işadamlarını, Halkın Emek Partisi (HEP), Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP), Demokrasi Partisi (DEP) ve Halkın Demokrasi Partisi'ne (HADEP) yönelik hukuk dışı uygulamaları dile getirdim. Bunları ayrıntılı olarak kamuoyuna duyurduğum için "bölücü" ilan edildim. Oysa, Susurluk süreci yazdıklarımın tescilidir."
Yeniden yargılama yerine yeni bir dava
Dilekçe yoluyla durumunun incelenmesini isteyen Özgün, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı'na, Adalet Bakanlığı'na ve Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu.
Ancak, savcılıklar harekete geçmek yerine, Özgün hakkında "devletin askeri ve emniyet kuvvetlerini tahkir ve tezyif etmek" suçundan yeni bir dava açtı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, gazeteci hakkında, TCK 159. maddesinin dört kez uygulanmasını talep etti. Gazetecinin şimdi 4 yıldan 12 yıla kadar hapsi isteniyor.
AİHM'e başvurdu
Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'na ve Adalet Bakanlığı'na 1998 yılından itibaren yazdığı dilekçelere cevap alamayan Özgün, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.
RSF serbest bırakılmasını istiyor
Merkezi Paris'te bulunan Sınır Tanımayan Gazeteciler 'in (RSF) tüm dünya cezaevlerindeki gazeteciler arasında "derhal serbest bırakılması istediği" isimler arasında Hasan Özgün de bulunuyordu.(EÖ/BB/NK)