"Hürriyet"ten sonra "Hudut"
1994'te Hürriyet Haber Ajansı'nın Edirne Bürosu'ndaki muhabirlik görevimin sona ermesi üzerine, aynı yıl "Hudut" gazetesini devraldım. Şu an Edirne'de pazar hariç, 33 yıldan bu yana aralıksız yayımlanan "Hudut" Gazetesi'nin sahibiyim.
Ortaokulda karar verdim
Gazeteci olmaya ortaokul öğrencisi olduğum yıllarda karar verdim. Üniversite sınavlarında da ilk tercihimdi.
Kazandım ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nin yeni adıyla İletişim Fakültesi olan Gazetecilik Halkla İlişkiler Enstitüsü'nden 1978'de mezun oldum. 22 yıldan bu yana çok sevdiğim bu mesleğin çeşitli aşamalarında, giderek olgunlaşıyor, her gün yenileniyorum.
Yöneticilikte zorlandım
2 Şubat 1970'de Doğan Şuta'nın kurduğu gazeteyi, 9 yıldan bu yana ekibimle birlikte çıkarıyorum. Gazeteyi devraldığımda oluşmuş bir kadrosu vardı. Zamanla bazı değişiklikler yaptım. Uzun bir süre muhabirlik yaptığım için ilk yıllar gazete yönetiminde zorlandım.
Yöneticilikteki deneyimim sadece okulda aldığım eğitimle sınırlıydı. Önceleri tipo olarak yayınlanan gazete, son iki yıldan bu yana ofset teknolojisi ile ve tabloid boyda yayımlanıyor.
Gazetenin satış fiyatı 350 bin lira, günlük tirajı 400 adet. Gazetemiz yaklaşık 250 aboneye dağıtılıyor.
İlkeli, dürüst, objektif
Edirne gibi 120 bin nüfuslu küçük bir kentte bir gazetenin sahibi olmak hem çok hoş hem de çok zor. Öncelikle çoğunu az çok tanıdığınız insanlara karşı her zaman ilkeli, dürüst ve objektif olmak zorundasınız.
Bu da ağır bir sorumluluk demek. Ama diğer taraftan bu mesleği yapıyor olmanız nedeniyle kazandığınız bir saygınlık da var.
Küçük bir kentte gazete sahibi ve gazeteci olmak prestijli bir iş elbette. Ama dengeleri çok iyi kurmak zorundasınız.
Her gün bir saat kendimle
Mesleğin hoş olduğu kadar zor yanları da çok. Bana en zor gelen tarafı, kendinize ve yakınlarınıza ayıracak zamanınızın olmayışı.
Ben günün 12 saatini büroda geçiriyorum. Onun dışındaki zamanımı ev işleri, eve getirdiğim çalışmalar alıyor.
Her gece saat kaç olursa olsun kendimle bir saat baş başa kalmazsam kendimi kötü hissediyorum. Her gün bir saatimi yalnız olmak koşuluyla düşünme, okuma, otomobil kullanma ya da müzik dinlemeye ayırıyorum.
Devretmeyi düşündümse de
Mesleğin zorlukları, ülkenin yaşadığı ekonomik krizlerle artıyor. Bundan bir yıl önce gazeteyi devretmeyi düşündüğüm de oldu.
Ancak baktım ki; benim tüm yaşamım, tüm heyecanlarım, tüm tatminlerim bu gazeteye yönelik. Vazgeçemedim!
Siyam ikizi gibi
Gazeteme tüm zamanımı ayırıyor olmam, ailemi olumsuz etkiledi, ama alıştılar. Zaman zaman annem, çok yorulduğum için üzülüyor. Ama o da biliyor ki, ben bu gazeteyle birlikte yaşıyorum.
Gazetenin sadece sahibi değil; köşe yazarı, redaktörü, sayfa sekreteri, muhabiri, hatta ortalığı silip süpüren biriyim.
Çok büyük bir bencillik belki, ama, "bu gazete benim her şeyim. Ben de bu gazetenin her şeyiyim!" duygusundan kendimi kurtaramıyorum. Kısaca gazete ve ben siyam ikizleri gibiyiz.
Bilinmezlere uyanmak müthiş
Çünkü, yaşadığım kentin nabzı avuçlarımın içinde atıyor. O nabzın atışını hissediyor, ne zaman kaç atacağını biliyorum.
O atışı, meslek eğiti, gazeteciliğin gerektirdikleri, kendi görüş açım ve 22 yılın bana öğrettikleriyle harmanlayıp insanlara sunuyorum. Her gün yeniden doğmak, her gün yeniden doğurmak, her sabah yepyeni bilinmezlere uyanmak müthiş heyecan verici.
Bunun karşılığında toplumda kazandığınız saygınlık, yıllar geçtikçe size "danışılan" biri olma kimliği de kazandırıyor.
Daha çok bir yuva
"Hudut" Gazetesi'nde şu anda çalışan herkesin ortak kanısı, buranın işyerinden çok bir yuva olduğu. Ben genelde gazetenin yayın politikası ile ilgiliyim.
Yazı İşleri Müdürü Mehmet Seleci de 14 yıldır basının içinde. Kararları danışarak birlikte alıyoruz. Muhabir olarak Sevcan Kalıpçinden ve Nurşen Gül, 8 yıldan bu yana Yusuf Tokaç da dört yıldır "Hudut"ta görev yapıyor.
Şennur Karagöz günlük yazılar, Atilla Eriten, Mete Esin ve Mustafa Deribiçen haftalık yazılar yazıyor. Halkla İlişkiler eğitimi gören Stajyer muhabir Kadir Çivici de meslekte ilk adımlarını "Hudut" Gazetesi'nde atıyor.
Taviz yok
Medya özgürlüğünün sınırları konusunda tüm medyanın yaşadığı ortak sorunlar dışında "Hudut" olarak özel bir sıkıntımız yok.
Ekonomik anlamdaki sıkıntılarımıza karşın, haberden taviz vermiyoruz.(GU/EÖ)