Haberin gazetenin 28 Kasım 2007 tarihli sayısında yayımlanmasının ardından haklarında dava açıldığını belirten Kortağ, devlet kurumlarının da gazete üzerinde baskı kurduğunu savundu.
“Haberden sonra ekonomik olarak boğulmak isteniyoruz”
Gazetelerinin Kars'ta tek muhalif ses olduğunu, olumsuzlukların üzerine gittikleri için de altı yılda haklarında 900 dava açıldığını 899'unun da beraatla sonuçlandığını yazan Kortağ, mektubunda “Kayıp Milletvekili haberinine yer vermemizden sonra başımıza gelmeyen kalmadı” dedi.
Devlet kurumlarının üzerlerine yönlendirildiğini, ekonomik olarak boğulmak istendiklerini ileri süren Kortağ, SSK borçlarıyla ilgili kurumlara yazı yazılarak, “ilan paralarının borca karşılık kesilmesi”nin istendiğini, söz konusu haberin yayımından sonra bu kez gazete sahibi olan annesinin bankalardaki hesaplarına haciz konulduğunu yazdı. Kortağ’ın mektubunda şunlar var:
“'Borcunuz var, banka hesaplarına haciz konulması doğaldır' diyeceksiniz. Peki, bankalara gönderilen haciz yazısında, benim adımın geçmesine ve benim hesaplarıma da el konulmasına ne demeli. Gazete annemin adına ve ben burada işçiyim.”
“Sindirme ve baskıdan, siz de sorumlusunuz”
“Haberimizin arkasındayız çünkü, listenin birinci sırasından aday gösterip, rüzgarınızla seçtirdiğiniz Zeki Karabayır, Kars'a ve Kars'ın sorunlarına karşı halen duyarsız. Haberden sonra birkaç kez Kars'a geldi. Ama, sorun çözücü değil.
“Sırf muhalif olmamdan dolayı vekilinizin kurumları üzerimize saldırtması ve bizi ekonomik olarak bitirmek istemesi "susturmaya" yönelik tehditse, nafile çaba. Çünkü, Kars'a karşı ilgisizliğe tepkim hep sürecek. Karslılar Erzurum yollarında sağlık nedeniyle öldükleri sürece, eğilmeyeceğim, biat etmeyeceğim. Karabayır'dan kaynaklanan üzerimdeki bu sindirme ve baskıdan, siz de birinci derecede sorumlusunuz. Eğer sizden güç almazsa, böyle bir baskı kurdurabilir mi üzerimde?" (EÖ/TK)