"Bir tertibe kurban gittiğini" savunan gazeteci Sinan Kara, Konseye gönderdiği yanıtta hakkındaki iddiaları "asılsız ve kasıtlı" olarak değerlendirdi.
Konsey Yerel gazeteciyi kınadı
Basın Konseyi, DHA Datça muhabiri ve yerel "Datça Haber" gazetesi sahibi Sinan Kara hakkında, "gazetecilik özel çıkarlara alet edilemez" ve "gazeteci, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürmez" ilkelerine uymadığı iddiasıyla dün (19 Şubat) "kınama" kararı verdi.
Konsey, "kınama" kararının işadamı Mehmet Karadağ ve Muğla İl Genel Meclisi Üyesi Doğan Ömer Yalçınkaya'nın gazeteci Sinan Kara hakkında "aleyhte yayın yapma tehdidiyle parasal çıkar sağladığı" iddiasıyla yaptığı başvurular üzerine alındığını açıkladı.
Kim kimi tehdit etti?
Şikayetçiler, gazeteci Sinan Kara'nın kişi ve kuruluşları "aleyhte yayın yapma" tehdidiyle korkuttuğu, gazetecilik mesleğini kullanarak "kişisel çıkar elde etmeye çalıştığı" ve izinsiz vefat ilanı yayımlayıp ücretini istediğini iddia ederek Basın Konseyi'ne başvurmuştu.
Şikayetçi Yalçınkaya, Sinan Kara aleyhine açılan kamu davasında, 1 Mayıs 2002'de 2 yıl 26 gün hapis cezası verildiğini belirtti. Diğer şikayetçi Karadağ ise, benzer iddialar öne sürerek, savcılığa başvurduğunu, dava açıldığını, davanın devam ettiğini ileri sürdü.
Yazılar ulusal basında da yayımlandı
Gazeteci Sinan Kara'nın yazdığı, kendi yerel gazetesi ve ulusal basında yayınlanan "Kamyonlarla Kum Çalındı" ve "Suçları İle İlgili Mahkeme Kararı Basına Yansıyınca Mustafa Soytok Deliye Döndü ve Saldırdı" başlıklı haberlerde şikayetçilerle ilgili çeşitli iddialara yer verilmişti. Yalçınkaya ailesinin bir üyesi adına Sinan Kara'nın yerel gazetesinde yayımlanan bir vefat ilanı da şikayet konusu edildi.
Kara: İddialar asılsız ve kasıtlı
Şikayet edilen gazeteci Sinan Kara, göndermiş olduğu iki ayrı cevap yazısında bu iddiaları reddetmiş ve hakkında açılan bir davanın mahkumiyetle sonuçlandığını kabul etmekle birlikte, "kötü niyetli kişilerle bir takım yargı mensubu ve bürokratların dirsek teması halinde" olduklarını söyleyerek, bir tertibe kurban gittiğini belirtti. Kara, iddiaları "asılsız ve kasıtlı" bulduğunu, kendisinin "dürüst" ve "mesleğinden ödün vermeden doğruyu yapmaya çalışan" bir gazeteci olduğunu ifade etti.
Şikayetçilerin yukarda belirtilen iddiaları ve bunlara temel teşkil eden kanıtlarını değerlendiren Basın Konseyi, daha sonra, gazeteci Sinan Kara'nın savunmasını ve yolladığı belgelerini inceledi.
Konsey tarafları dinledi
Ayrıca içinde Basın Konseyi İkinci Başkanı Doğan Heper'in de bulunduğu bir heyet iddiaları incelemek üzere Datça'ya gönderildi. Konsey, yapılan incelemelerde, gazeteci Kara, şikayetçiler, her iki kesimin şahitleri ve tarafsız kesimlerle çeşitli toplantıların yapıldığını açıkladı. Sinan Kara'nın vekili avukat Burhan Apaydın Basın Konseyi Yüksek Kurulu toplantısına bizzat gelerek müvekkilinin düşüncelerini ifade etti.
Konseyde korku "kanısı" oluştu
Basın Konseyi Yüksek Kurulu toplantısında bütün bu belgeler, ziyaretler ve görüşmelerde elde edilen bulgular bir araya getirilerek değerlendirildi.
Yüksek Kurul'un değerlendirmesi sonunda, gazeteci Sinan Kara'nın gazetecilik mesleğini kullanarak kendine şahsi çıkar elde etmeye çalıştığı ve kişisel amaçlarına ulaşmak için gazetecilik mesleğini çevresinde korku salma aracı olarak kullandığı kanısı oluştu.
Karaya "ilkeler" uygulandı
Basın Konseyi Yüksek Kurulu, kınama kararını, gazeteci Sinan Kara'nın Basın Meslek İlkeleri'nden "Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez" içerikli 3. maddesini ve "Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır" şeklindeki 12. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle verdi. (BB)