Herkes dava açtı
Gazeteci Kara'ya açılan diğer davalardan, Datça Kaymakamı Savaş Tuncer'in "Köpeklerin suya girmesi yasak ve haramdır" başlıklı haber nedeniyle açılan hakaret davası, cemaatin camiye yaptığı yardım paralarıyla makamına "Hyundai" marka otomobil alan Datça Müftüsü Osman Aytekin'in açtığı hakaret davası, birinci derece deprem bölgesinde deniz kumuyla 132 apart villa yapan "Meka İnşaat" Şirketi'nin açtığı dava ve evini gazete idare yeri olarak kullandığı için açılan davaların görülmesine devam edildi.
Bilirkişi raporları gelmedi
Mahkeme, bazı belgelerin ve bilirkişi raporlarının ulaşmadığı gerekçesiyle duruşmayı 18 Eylül 2002'ye ertelendi. Duruşmaya gazeteci Kara'nın avukatı Burhan Apaydın bilirkişi raporlarının gelmemesinden dolayı katılmadı.
Savcı kravatlıydı
Haziran'da görülen duruşmada savcı Bestami Tezcan ile yaşanan kravat krizi tekrarlanmazken, mahkeme başkanı da basının duruşma salonunda görüntü almasına izin verdi. Bir önceki duruşmada avukat Burhan Apaydın savcı Tezcan'la ilgili hakime itiraz ederek, "Savcının yakası bağrı açık. Durumunu değiştirip öyle gelmeli. Kaykılarak oturduğu yerden konuşamaz. Ayağa kalkıp konuşmak zorunda" diyerek tepki göstermişti. Bu duruşmada Savcı Tezcan kravatlı olarak duruşmadaki yerini aldı.
Kara: "Bin dava da açılsa ödün yok"
Duruşmalar sonrası bir açıklama yapan gazeteci Kara, dava sayısı bini bile bulsa asla namuslu ve ilkeli habercilikten ödün vermeyeceğini açıkladı. Kara açılan davalara tepkisini şöyle dile getirdi:
"Davaların tümü taraflı ve kasıtlı"
* Bana açılan 27 davanın tümü ve 18 dava sonrası aldığım 9 yıl hapis cezası üzülerek söylüyorum ki taraflı ve kasıtlı açıldı.
Avukat isteğim reddedildi
* Öyle ki CMUK'un 135. maddesi gereği avukat istememe rağmen bu hakkım aynı yargı mensuplarınca reddedilmiş ve hapis cezaları peş peşe yağdırılmaya
başlandı.
Savcı, hakim, kaymakam aynı masada
* Çünkü aynı savcı, aynı hakim ve aynı Kaymakamı Fakir Fukara Fonu'ndan karşılanan ziyafet masalarında görüntüleyip haber yaptım.
* Önce bir kaç küçük davayla sindirilmeye çalışıldım. Ancak haberlerim sıklaşınca onlar da karşı taarruza geçtiler ve ardı ardına davalar yağdırmaya başladılar.
Kara: "Yazmaya devam edeceğim"
* Ben bir gazeteci olarak nerede haksızlık ve kayırmacılık varsa yazmaya ve yılmamaya devam edeceğim. İsterlerse bin tane dava açsınlar, asla beni bildiğim yoldan vazgeçiremeyeceklerdir.
* Herkesin asli görevi olan namuslu birey olma adına bu yola başımı koydum.
Soruşturmaya takipsizlik
Yerel gazetenin son sayısında eski Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün "Bir ülkede ne zaman namuslularda namussuzlar kadar cesur olursa,o ülke o zaman feraha kavuşacaktır" cümlesinden dolayı bu sözü üzerine alınan Datça Kaymakamı Savaş Tuncer, gazeteci Kara'yı Cumhuriyet Savcılığına bir kez daha şikayet etti. Savcılığa çağrılan Sinan Kara ifadesinde şunları belirtti:
* Ben Sayın Kaymakam'a "namussuz" veya "şerefsiz" diye bir söz söylemedim ve hakarette bulunmadım.
* Eski cumhurbaşkanlarından İsmet İnönü'nün kalıplaşan bu sözünü gazetenin her hangi bir köşesinde "kutu içerisinde" günün sözü olarak yazdım.
* Sayın kaymakam ne yazarsam üzerine alınıyor. Ve mutlaka dava açması gerekiyorsa da bana değil İsmet İnönü'ye dava açması lazım çünkü bu sözü sayın İnönü kullandı.
İfadeden bir kaç gün sonra savcılık soruşturma sonunda takipsizlik kararı
verdi. (BB)