İç hukuk yollarında yol alınamadığını açıklayan gazetecinin yakını avukat Mükrüme Tepe, ailenin en büyük isteği olan Sayfettin Tepe ile ilgili gerçek bir otopsi dahi yapılamadığını ifade etti.
"Gerçek otopsi olmadı, dava açılamadı"
Gözaltındaki ölümlerin insanların hafızasına daima kuşkulu ölümler olarak geçtiğini belirten Av. Tepe, "uzun boyuyla intihar etmesi hayli zor olan Sayfettin'in intihar etmesi için de bir sebebi yoktu. Belge imzalatmak için çok uzun süre işkence görmüş olması gerekir" diye konuştu.
29 Ağustos 1995'te, Bitlis Emniyet Müdürlüğü, gözaltında tuttuğu gazeteci Sayfettin Tepe'nin iç çamaşırı ile mazgala kendini asarak "intihar" ettiğini açıkladı. Bedeninde işkence izleri taşıdığını savunan ailesi, Tepe'nin işkence ile öldürüldüğünü iddia ederek polis yetkililerini şikayet etti.
Savcılık, ölümün otopside "intihar" olarak geçmesine itiraz eden Sayfettin Tepe'nin yakınlarına, "dosyada zaten cesedin fotoğrafları ve tüm belgeler var. Tümünü mahkemeye intikal ettireceğim" sözlerine rağmen şikayet 1996'da takipsizlikle sonuçlandı. Ayrıca, Bitlis İl İdare Kurulu, polislerin yargılanmalarına yer olmadığına karar verdi. Bunun üzerine aile, AİHM'e başvurdu. (EÖ)