*Fotoğraf: BBC News'tan ekran görüntüsü.
Haberin Kürtçesi için tıklayın
Wahida Faizi adındari kadın gazeteci bir daha geri dönmemek üzere ülkesinden ayrılmak üzere Kabil Havalimanı'na girmeyi beklerken BBC'ye konuştu.
Wahida Faizi, ülkeden kaçmaya çalışan büyük kalabalığının ortasında BBC muhabirine yaptığı açıklamada, "Ülkemi seviyorum ama burada kalamam" dedi.
Her gün binlerce Afganistanlı, Taliban yönetiminden kaçmak için Kabil Havaalanı'nın dikenli kapılarının dışında toplanıyor.
Faizi, Taliban yönetiminin hayatına son vereceğini bildiğini söylerken ağlıyor ve "Kim olduğumu ve ne yaptığımı biliyorlar. Beni öldürecekler" diyor.
Kabil Havaalanı'nın girişine doğru ilerlerken bir daha Afganistan'a dönmeyeceğini söyleyen Faizi, "Bundan sonra burası benim ülkem değil," diyerek ayrıldı.
TIKLAYIN - "Afganistanlı kadınlar, Taliban'ı iyi tanıyor ve güvenmiyor"
Afganistan’da kadın haklarıNOT: Taliban'ın gelmesiyle birlikte bu hakların daha da tırpanlanacağı düşünülüyor. Aşağıdaki okuyacağınız veriler, geçmiş dönemdeki haberlerden derlendi. Afganistan"da 1992'de iktidara kökten dincilerin gelmesiyle, kadınların sahip olduğu sosyal, ekonomik ve kültürel haklar bakımından çok daha geriye gidilen bir dönem başladı. Sonrasında ise 1996-2001 arasında iktidarda kalan Taliban dönemi kadınlara karşı resmen savaş ya da cihat ilan etti. Kelime anlamı "İslam öğrencileri" olan Taliban, şeriat okullarından yetişen ve mülteci kamplarında toplanan askerlerden oluşuyordu. Ülkeyi şeriatla yönettikleri dönemde, Afganistan özellikle kadınlara uygulanan baskılarla gündeme geldi. Hiçbir kadın yanında erkek olmadan evden çıkamıyor, erkek doktora muayene olamıyor, hatta erkek bir doktorun olduğu bir ekip tarafından ameliyat edilemiyordu. Tüm kadınlar, başlarından ayakuçlarına kadar bedenlerini bütünüyle örten burka giymek ve gözlerini de kapamak zorundaydı. Evlerin camlarından kadınların görünmemesi için camların karartılması ya da siyaha boyanması şart koşuldu. Kadınlar intihara sürükleniyorTaliban iktidarı 2001'in sonlarında sona erdi. Karzai devlet başkanı seçildi. Ancak, Afganistan'da fazla değişen bir şey olmadı. Kadınlara yönelik hak ihlalleri devam etti. Depresyonda olan, uygun ilaç bulamayan ve tedavi göremeyen kadınlar arasında, böyle yaşamaktansa kendisini öldürenlerin oranında çok büyük bir artış görüldü. Güçlüklerle dolu yaşamlarından kaçabilmek için kendilerini yakarak intihar etmeyi seçen kadınların sayısı giderek artıyor. Çünkü en ucuz intihar şekli bu. Yapılan araştırmalara göre Afgan kadınlar en kolay ateşe ulaşabiliyorlar. Birleşmiş Milletler Kadınlar Kalkınma Fonu'na (UNIFEM) göre Afganistanlı kadınlarının yaklaşık yüzde 90'ı okuma yazma bilmiyor. • Kız çocuklarının yalnızca yüzde 30′u eğitim alabiliyor. Eğitim alamayan kız çocuklarının oranı, güneydeki Urozgan ve Zabul bölgelerinde yüzde 90'a kadar çıkıyor. • Bir Afganistanlı kadın başına 6.6 çocuk doğumu düşüyor; ki bu dünya ortalamasının iki buçuk katından da fazla. Kadınların sadece yüzde 2′si doğum kontrolü uygulayabiliyor. • Her üç Afgan kadınından birisi, fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddete maruz kalıyor. • Afgan kadınlarının ortalama yaşam ömrü 44 yıl. • Evliliklerin yüzde 70-80'i çeşitli nedenlerle baskı altında ve çocuk yaşta gerçekleştiriliyor. • Kız çocuklarının yüzde 57'si 16 yaşından önce evlendiriliyor. Birçok erkeğin, ergenlik öncesi yaşta birden fazla eşi var. • Dul kalan kadınlar, ölen kocalarının akrabalarıyla evlendiriliyor. • Kadınların mülkiyet ve miras hakkı anayasal koruma altında değil. Tecavüz, yasalarda açık bir şekilde suç olarak tarif edilmiyor. (EMK) |
(PT)