İki gün süren seminerin birinci gününde öğlen oturumunda TGC Hukuk Danışmanı Avukat Fikret İlkiz "Türk Ceza Kanunu ve Basın Yayın Fiilleri" konusunda seminere katılan gazetecilere bilgi verdi.
Fikret İlkiz, gazetecilerin sorumluluklarının Türkiye Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'nde açıkça yazılı olduğunu belirtti. Gazetecilerin Türk Ceza Yasası'nı bilmediğini Yeni TCK'yı anlatırken öğrendiğini ifade eden İlkiz, gazetecilerin yasaları bildiğini sandığını ancak kendisini yanılttıklarını söyledi.
Hayatı çevreleyen yasaların yeniden yapıldığım kaydeden İlkiz, Türkiye'nin hukuki yapısının yeniden şekillenmekte olduğuna dikkat çekti.
TCK'da yer alan basın yayın fiiline gazete, dergi, televizyon, İnternet'teki sayfalar ve hatta cep telefonlarının da dahil olduğunun altını çizen İlkiz, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce TCK'da yapılması gereken değişikliklerin bir rapor halinde sunulduğunu da hatırlattı.
İlkiz, TCK'nın gazetecilere getireceği sorunlardan söz etti. İntihar haberi yayınlandığında TCK hükümlerine göre yargılanılacağım belirten İlkiz, bundan sonra yayınlanan haberlerde kast aranacağını ifade etti.
İlkiz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Başkasını intihara azmettiren, başkasının intihar kararım kuvvetlendiren ya da başkalarının intiharına yardım eden kişi 2-5 yıl arası hapis cezası alacaktır.
Başkalarının intiharına alenen teşvik ederseniz 3-8 yıla kadar hapis cezası verilecektir ama eğer bu suçu basın yayın yolu ile işlerseniz 4-10 yıl arası hapis cezası vardır. Şu an yürürlükte olan TCK'ya göre ölüm gerçekleşirse intihara sebep olmak suç sayılıyordu. Ancak yeni yasaya göre kişinin intihara teşebbüsü yeterli sayılmaktadır. Basın Yasası'na göre intihar haberleri haber değerini aşmamak şartı ile yayınlanabilir, aşıyorsa da cezası para cezasıdır."
l Nisan'dan sonra gazetecilerin en sık karşılaşacağı suçlardan birinin de hakaret suçu olduğunu kaydeden İlkiz, bir kişiyi suçlamak ya da sövmek, toplum önünde onu küçük düşürmenin suç olduğunu hatırlattı.
"Yeni TCK'ya göre kele kel, şaşıya şaşı diyemezsiniz" diye konuşan İlkiz, hakaret suçu ile gazetecilerin başının bir hayli derde gireceğini ifade etti. Hakaret suçunun cezasının 3 aydan başladığını söyleyen Fikret İlkiz, suçun basın yayın yolu ile işlendiğinde 3'te l oranında arttığını belirtti.
Türkçe başsız kaldı
Seminerin ikinci gününde Karadeniz Ereğli Belediye Başkanlığı Halkla İlişkiler Müdürü Esra Güner'in başkanlığını yürüttüğü oturumda yazar Feyza Hepçilingirler "Dilimiz ve Medyada Yapılan Yanlışlar" konusunu katılımcılara aktardı.
Dilimizin bozulduğuna ve bu suçun herkesin olduğuna dikkat çeken Hepçilingirler, gazeteciler, televizyoncuların bu bozulmada daha etkili olduğunu vurguladı.
Son 20-25 yıldır Türkçe'nin başsız kaldığını belirten Hepçilingirler, Türkçe'nin İngilizce'nin işgali altında olduğunu ifade etti.
Küreselleşmenin giderek Türkiye'yi etkilediğini söyleyen Hepçilingirler, şöyle devam etti :
"Sanıyoruz ki, dilimizde ne kadar çok İngilizce sözcük olursa o kadar Avrupalı olacağız. Avrupa Birliği 20 dili resmi dil olarak kabul ediyor. AB için dilimizi onlara kabul ettirmemiz gerekiyor."
Değişim Medya Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Orhan'ın başkanlığını yürüttüğü oturumda gazeteci Tümer Argın, "Yerel Basında Yayın Planlaması ve Görsellik" konusunda görüşlerini aktardı.
Yerel basında usta-çırak ilişkilerinin pek mümkün olmadığını ifade eden Argın, sağlıklı bir yayının okuyucu kitlesine ve yayın türüne göre yapılması gerektiğini söyledi.
Gazete çıkartmak için gerekli olan unsurların neler olduğunu ve nasıl yapılması gerektiğini anlatan Argın, ustalığın sadelik demek olduğuna dikkat çekti.
Erinç, Bakan Çiçek'le buluşacak
Seminerin sonunda TGC Başkanı Orhan Erinç, değerlendirme konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edildi.
Erinç, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in kendisini aradığını ve TGC'den sonra da TCK ile ilgili başka başvuruların olduğunu aktardı.
Avrupa ülkelerindeki diğer ceza yasalarının da getirildiğini kaydeden Erinç, bugün (Salı) bir toplantı yapılacağını ve Çiçek'in gerekirse bir komisyon kuralım dediğini katılımcılara bildirdi.
Seminerde gazetecilerin örgütlenmesi konusuyla ilgili olarak da Erinç, şunları söyledi :
"TGC'nin 81 ilde örgütlenmesi önerilen çözümler arasındaydı. Bu ideal bir biçim. Ancak şube şeklinde örgütlendiğiniz zaman şubelerden paylarına düşen sayıda delegenin katılmasıyla genel kurul yapılıyor. Delegelerin bölüşülmesi sonucunda bazı sorunlar olabilir. Üye sayımız fazla olduğu için bu konuda sonuca ulaşmak zor. Aynı örgüt içinde olmasak bile birbirimizle dayanışma içindeyiz."
Gazetecilerin sosyal güvenlik konusunda diğer iş kollarına göre daha büyük ve derin sorunları olduğunu kaydeden Erinç, gazetecilerin Basın-İş Yasası'yla çalışması gerektiğine dikkat çekti.
Gazetecilerin genel iş yasası kapsamında ya da serbest meslek erbabı olduğu var sayılarak telif ücretiyle çalıştırıldığını belirten Erinç, "Sosyal güvence konusunda yaptırımlar içeren bir değişikliğe ihtiyaç var" dedi.
Gazetelerde 18 yaşından küçük olan kişilerin fotoğraflarının yayımlanmasının yasak olduğunu hatırlatan Erinç, radyo ve televizyonlarda böyle bir şeyin olmadığını vurguladı.(NK/EÖ)