Bir büyük beklentimiz gerçekleşmedi. Meclise giremedik. Girdiğimizde kazanacaklarımızı hiç küçümsemedim. Ancak başından beri zaten kazanmış olduklarımızı da kimse küçümseyemez.
Şimdi yine kazanmış ama meclise sokulmayan onlarca milletvekilimiz var. Ama başka şeylerimiz de var.
İki hareketin ileri unsurları açısından birlikte kardeşçe mücadele ettik. Kardeşçe, hemen hiç sürtüşmesiz mücadele kültürünü var ettik, yaşama geçirdik; şimdi sıra geliştirip güçlendirmede.
Kürtlerin ve Türklerin ezilen yığınları açısından birlik kültürünün önemi ve kazandırdıkları daha da büyük oldu. Kürtlerin ve Türklerin kaynaşmaları ve birlikte eylemi, ülkenin geleceğinin temel bir dinamiğidir, bunu var ettik; şimdi sıra geliştirip güçlendirmede.
Bu birliği 3 Kasım'a endekslememiştik. Perspektifimiz seçimle sınırlı değildi. Seçime ilişkin beklentimiz gerçekleşmedi. Doğru. Ülkenin ve demokratikleşmesinin, bağımsızlığın, yabancıya kul köle olmayan başı dik bir ülkenin kapısı, bir seçim zaferi de kazansaydık, ardına kadar açılacaktı. Şimdiyse sadece aralanmadı, o kapıyı yine açtık.
Ezilenlerin bağımsız hareketini yarattık. Kürt ve Türk ezilenleri, yoksulları, ilk kez birlikte, ama en önemlisi ezenlerin peşinden gitmeyen yaklaşık 2 milyonluk eylemli bir kitle oluşturdu. Sermayenin değil, onun herhangi partisinin peşinde değil, ama kendi politik çıkarlarıyla sermayeden bağımsız bir hareket olarak davrandı. Bu, en temel kazancımızdır. Şimdi sıra, bu hareketin geliştirilip güçlendirilmesinde.
Zafere beş kala demiştim. İyi okuyanlar "zafer"den kastımın "seçim zaferi" değil ama, iktidar ve ezilenlerin kurtuluşu olduğunu hatırlayacaklardır. Seçim zaferi, bunun ilk adımı olacaktı. Şimdi biraz daha gerideyiz. Ancak attığımız, eksiğiyle yine aynı adımdır. Asıl zaferin yolunu ciddi biçimde düzlediğimizden kimse kuşku duymasın. Ezilenlerin yaratılmış birliği ve bağımsız hareketi yolunu yürüyecektir. Ezilenlerin öncülerine düşen buna uygun davranmak, 3 Kasım'lık düşünüp hareket etmediğini göstermektir.
Başka ikincil kazançlarımız yok mu? 57. Hükümet'in partileri sandığa gömüldüler. Onlar iyice küçülüp yokoluşa giderken, ezilenlerin birliği, hareketi güç kazandı, ilerledi.
'99 seçimlerinde HADEP ve EMEP'in aldığı toplam oyları çok aştık. Meclis'e giremedik. Beklentimiz en ileri noktada gerçekleşmeyince kaybettiğimizi sanmayalım. Yine kazandık. Sadece temel dinamiğin yaratılmış olması bakımından değil ama sayısal bakımdan da. Oylarımızı da katladık. Kendi mücadele alanımda örneğin oylarımız iki katına yükseldi.
Kuşkusuz geleceğe sadece kazandıklarımızdan bakamayız. Bu önemli, ancak kazanamadıklarımızın nedenlerini de görmek ve gidermek zorundayız.
Seçim işi kolay değildir. Tüm eylem kolaylıkla oya dönüştürülemiyor. Paranın gücü büyük. Medyanın yok saymasını ve yönlendirmelerini birlikte yaşayıp aşmaya çalıştık. Bir ölçüde başardık. Kolay değildi. Şimdi daha büyük bir gücü oluşturmak durumundayız. Bugünden ve hiç ara vermeden. Hareket ettiğimiz zemin sağlam. Güvenebiliriz. Katıldıkları mitinglerde gözleri çakmak çakmak parlayan ve yerinde duramayan yüzbinler zaferin habercisiydi. Hiçbirimiz hayal görmedik. Şimdi milyonlar olmaya uğraşmak zorundayız. Yapacağımız en belli başlı iş, örgüt olmaktır, örgütü güçlendirmektir. En çok eksiklik bu noktada. Coşkuda, heyecanda, kararlılık, fedakarlık ve azimde eksik yok fazla vardı. Ama örgüt hep eksikti. Örgütlülük düzeyini coşku ve heyecanın düzeyine yükselterek zaferi kazanacağız. Zaferi başka hiç kimse değil ama biz kazanacağız. Önünde sonunda halk kazanacak. AKP'ninki, göreceğiz, "Pirus Zaferi"dir. O ya da CHP şimdiden yenildiklerinin farkına çok geçmeden varacaklar.
Biliyorum, hepimizin canı biraz sıkkın. Doğru yerden bakalım. Kazanacaklarımızın hepsini kazanamadığımız için hayıflanıyoruz. Tamam, üzülmek de hakkımız. Ama sevineceğimiz, coşacağımız çok şey yaptık. Buradan bakmazsak olmaz. Kazançlarımızı büyütmek, ezilenlerin bağımsız hareketinin iktidarını gerçekleştirmek boynumuzun borcu. Hepimizi mücadele birliğini büyütmeye, kazanmak için, kazandıklarımızdan güç almaya ve ileri atılmaya çağırıyorum. (NM)
* Mustafa Yalçıner'in "Galiptir Bu Yolda Mağlup" yazısı 5 Kasım 2002'de Yeniden Özgür Gündem gazetesinde yayımlandı.