Yönetimi Genova'dan yapılan ve Karadeniz'in kuzeyinde Kırım'dan, Ege adaları ve Kıbrıs Magosa'ya uzanan geniş bir deniz ticaret ağının en önemli halkası Galata idi. Tamamen denizciliğe dayanan ve çok sayıda gemilerin yanaştığı Galata limanında ve surlar içindeki Galata kentinde su problemi nasıl çözülmüştür. Bu yazımızda bunu irdelemeye çalışacağız.
Tarihi İstanbul yarımadasının su yolları için yerli ve yabancı modern araştırmacılar ve antik yazarların eserleri bulunduğu halde Galata için böyle yayınlar bulunmamaktadır. Önce Galata'nın kısa bir tarihi verilecek, daha sonra su yolları incelenecektir.
Bugün İstanbul olarak bilinen geniş bir coğrafyada pek çok antik kentlerin kurulduğunu biliyoruz, Bunların başında Altınboynuz'un (Haliç-Golden Horn) sonunda iki akarsuyun denize boşaldığı noktada mitolojiye konu olan SEMİSTRA, tarihi yarımadanın ucunda Byzantıon, Haliç'in karşısında Sykae-Galata ve gene boğazın karşısında Chalcedon (Kadıköy) kentleri bunların en önemlileridir.
Galata'nın kısa tarihi
Galata'nın 2000 yıl önce yerleşim yeri olduğu, Sykai (İncirlik) olarak adlandırıldığı, Amasyalı Strabon'un (M.Ö.65-M.S 23) Coğrafyasında belirtilmektedir.
Son zamanlarda bölgede yapılan arkeolojik kazılar da bu gerçeği doğrulamakta ve Roma döneminde bir kentin var olduğu kabul edilmektedir. İmparator Ustinianus (527-565) zamanında kentin bu bölümüne önem verildiği ve eski tapınakların yerine kiliseler inşa edildiği bilinmektedir.
Bunlardan Aya İrene Kilisesi'nin bir duvarı, bugün Arap Camii yanında görülebilmektedir. Bölgeye Cenevizliler yerleştirilmiş, Bizans İmparatorluğu ile yapılan anlaşmalarla 1303-1453 yılları arasında Cenevizliler tarafından Galata bağımsız bir kent devleti haline getirilmiştir.
Galata kentinin sınırları kuzeyde Galata kulesi, batıda Azapkapı, doğuda ise Tophane'ye kadar uzuyordu. Galata en parlak gününü bu dönemde yaşamış, çok önemli bir liman kenti olmuştur.
Bu dönemden gelme en önemli eserler başta 1349 yılında yaptırılan Galata kulesi, Latin kilisesinden çevrilme Arap Camii, bir Hisar olarak yapılan yer altı camiidir.
Bugünkü Hurdacılar Çarşısı'nda ise bugün mevcut olmayan, Yeni Camii çevrilen, Latinlerin Ayasofya'sı olarak nitelenen bir mimari şaheser olduğu belirtilen Saint Francis Kilisesi bulunmakta idi. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethi ile sadece sur içindeki Galata'daki kentleşme bugün Beyoğlu olarak bilinen Pera'ya doğru kaymıştır.
Önceleri bölgede Cenevizliler ve civardaki Rumlar yaşarken, fetihten sonra başta Müslüman Türkler olmak üzere, Rumlar Yahudiler, Ermeniler, Levantenler, Osmanlı'nın hoş görüsü ile bir arada yaşamış ve İstanbul'un bu bölümünde eşsiz bir kültür mozaiği oluşturmuştur.
19.yy sonları Galata tüm imparatorluğun ticari merkezi olmuştur. Bu bölge ve insanı Türkiye'nin batıya açılmasında birinci derecede rol oynamıştır. İlk banka ilk eczane, burada açılmıştır.
Galata'nın su yolları hakkında bilinenler
Bölge 1732de Belgrat ormanlarından sağlanan "Taksim Su yolları" ile bol suya kavuşmuştur. Bu konuda Kazım Çeçen'in "Taksim ve Hamidiye Su yolları" adlı yayınında geniş bilgiler bulunmaktadır.
Bizim araştırma konumuz, bundan önceki su yollarıdır. Kentte yağmur, pınar ve kuyu sularından mutlaka faydalanılmıştır. Ancak bu derece önemli bir ticaret ve liman kentinin bol suya kavuşturulması gereklidir. Eğer su temin edilmemiş olsaydı burada böyle önemli bir yerleşim oluşmazdı.
Bu konuda, 1550 yılında İstanbul'u ziyaret eden Petrus Gyllius'un "İstanbul'un Tarihi Eserleri" isimli Latince kitabında, önemli bilgiler bulunmaktadır.
Bu eserin 97. sayfasında bulunan 1422 yılına ait kent planında Galata'nında İstanbul gibi surlarla çevrili olduğu ve yaklaşık İstanbul'un 1/3 büyüklüğünde olduğu resmedilmiştir. Bugün Rüstem Paşa Kervansarayımın yerinde bulunan "Aziz Mikhael Kilisesi"ne eski bir su yoluna bağlı borulardan bol su akıtıldığı belirtilmektedir.
Bu kilisenin rahibinin Cenova'da bulunan kişiden sonra ikinci sırada olduğu bilinmektedir. Ayrıca bugün Saint Benoit Lisesi bahçesinde olduğu bilinen "Aziz Benedictus" sarnıcının tavanının çöktüğü ve yaklaşık 300 adet sütununun yağmalandığı adı geçen kitapta belirtilmektedir.
Bu sarnıç kalıntısının kentin eski zenginliğini gösterdiği özellikle vurgulanmaktadır.
Levent Çiftlik Suyu (Galatasaray Suları)
Nazım Nirven'in "İstanbul Suları" adlı eserinin "Galatasaray Suları" bölümünde şu bilgiler yer almaktadır: Bu suyun kaynağı Levent Çiftliği'ndedir. Çevredeki katmanlara sular bir maslakta toplanarak, Levent'ten başlayıp, Zincirlikuyu mezarlığı içinde Hasan Ağa kemerinden geçerek, Mecidiyeköy, Şişli (Fransız La Paix Hastanesi), Teşvikiye, Harbiye, Ermeni Surp Agop Hastanesi üzerinden Taksim'e ve Galatasaray'a ulaşmaktadır.
Bu su yolunun 2. Beyazıt döneminde yapılmış olması da tahmin edilmektedir. Kazım Çeçen'in Taksim Su Yollarının incelenmesinde suyun, Zincirlikuyu'dan Taksim'e kadar yer altı galerileri ile gittiği belirtilmekte ve nasıl yapıldığı konusunda hiç bilgi bulunmadığı özellikle ifade edilmektedir.
Galatasaray su yollarına ait eskiden delinmiş tünellerin Taksim Su yollarında kullanıldığı kanısındayım. Çünkü her iki su yolunda da Zincirlikuyu'daki Hasan Ağa su kemeri bulunmaktadır.
Konu edilen tüneller Mecidiyeköy ve Şişli'de oldukça derinden gitmektedir. Metro kazısı sırasında bu tünellere rastlanılmıştır. Prof. Dr. Kazım Çeçen'in Taksim Su Yolları adlı eserinde; 'Levent Çiftlik'teki iki kaynağın suyu, Tünelde bulunan Galata Mevlevihanesine getirilmiş ve Mevlevihane içinde Matbah Emini Hasan Ağa tarafından 1649 yılında yaptırılan çeşmeye verilmiştir,' denilmektedir.
2000 yılında yaptığım incelemede Zincirlikuyu mezarlığının kuzeye açılan kapısı yanında bugün açık garaj olarak kullanılan mahaldeki tek gözlü Hasan Ağa kemerinin, ancak bir kaç yıl önce yapılan bu garaj yapımı dolayısıyla ortadan kaldırıldığını tespit etmiş bulunuyorum.
Galatasaray Suyunun Bugünü (Kanlı Kavak Suyu)
Levent Çiftlik'te bulunan su kaynağının bugün İSKİ Vakıf sular kayıtlarında "Kanlı Kavak Suları olarak geçtiği ve 100 kotunun üstündeki su kaynağının Emirgan çeşmelerine su verdiği görülmektedir.
Kaynağın su debisi tam tespit edilememekle birlikte debisi en az 50 lt/sn olarak İSKİ kaynaklarında geçmektedir. İstanbul Teknik Üniversitesi içinde deposu bulunan bu suyun bir kısmı da üniversite tarafından kullanılmaktadır. Bu su kaynağının Emirgan'a uzaklığı 5 km, Galata'ya uzaklığı ise 15 km dir.
Sonuç ve değerlendirme
Çok kısa olarak özetlemeye çalıştığımız ve Taksim su yollarında da kullanılan bu su yolu ve tüneller ne zaman açılmış olabilir. Şimdilik bazı ön tahminler yapılabilir.
1) Roma dönemi
2) Bizans dönemi
3) Cenevizliler dönemi
4) Sultan II. Beyazıt dönemi Üçüncü soruya olumlu yaklaşabilmek için Cenevizlilerin çevre coğrafyasından faydalanma hakları var mı idi? Bu araştırılmalıdır.
Çünkü Cenevizlilere özel bir anlaşma ile belirli bir alana yerleşme hakkı verilmiştir. Sultan II. Beyazıt döneminde kullanıldığı kesin. Sultan'ın Galatasaray'daki Gül Baba'ya önem verdiği, burada bir hamam yaptırdığı bilinmektedir. Ancak bu tünellerin Roma döneminde açıldığı kanısındayım.
Konu ile daha geniş bilgi "Uluslararası Sulama Drenaj Komisyonu"nun 2002 yılında Kanada-Montreal'de yapılan "Tarihi Semineri bildiriler kitabı"nda yer almaktadır.(MB/NM)
* Mehmet Bildirici, inşaat yüksek mühendisi - Araştırmacı Galata Derneği Başkan Yardımcısı.
** Bu yazı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İnşaat Mühendis Odası İstanbul Şube yayını İstanbul Bülteninin 2002/62, Yıl:13de yayımlandı.