Türkiye'deki 11 basın meslek örgütünü temsil eden G-9 Gazeteciler Platformu, 365 gündür "Ergenekon" davasından tutuklu bulunan Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay'ın tutukluluğuna son verilmesini istedi.
Meslek örgütleri, ortak açıklamalarında, "Balbay günlüklerinden dolayı tam bir yıldır cezaevinde tutulurken, günlük yazan ve darbe iddialarının birincil derecede aktörü olduğu iddia edilenler 'kaçma ya da delilleri karartma şüphesi bulunmadığından' serbestler" dedi.
Platform, Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği, Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası (Haber-Sen), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD), Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD), Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD), Profesyonel Haber Kameramanları Derneği (PHKD), Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Ankara Temsilciliği, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği'nden (TURÇEV) oluşuyor.
''Balbay'ın kaçma şühesi mi var?''
Gazetecilerin, darbelerin her şeyden önce temel özgürlükleri, bu arada kendilerini var eden ifade ve basın özgürlüğünü yok ettiğini çok iyi bildiğini açıklayan örgütler, "Türkiye'nin darbe dönemlerinde düşünen ve konuşan herkes cezaevlerine doldurulurken gazetecilik de zincire vuruldu. Bir gazetecinin darbeden yana olması, darbelerin ve darbecilerin yargılanmasına karşı çıkması kendini inkar etmesidir" diye açıkladı.
Darbenin yargılandığı iddiasıyla yürütülen Ergenekon davasının baştan itibaren darbe dönemi uygulamalarını andıran özellikler taşıdığını duyuran Platform, ''Balbay'ı da aralarında sayabileceğimiz pek çok insan, pekala savcılığa davet edilebilecekken sabaha karşı gözaltına alındı. Bu süreçte, medyaya ve gazetecilere karşı sergilenen tavır, iktidarı eleştirenlere karşı bir gözdağı görüntüsüne büründü.
Türkiye'nin, ne zamandır, iktidarın en yetkili ağızlarınca gazetecilerin ve medyanın hizaya sokulmaya çalışıldığı bir ülke durumunda olduğuna yer verilen açıklamada, şu tespitler var:
* Sürekli demokratikleşmeden söz edilirken, hiç de demokratik olmayan yöntemler kullanılıyor. Demokratik olmayan yöntemlerle demokratik bir sonuca da ulaşılamaz.
* Bu durumda, bizler "Balbay'ın kaçacağından ya da delilleri karartacağından mı kuşkulanılıyor? Böyle bir kanıya nasıl varılıyor?" diye sormaktan kendimizi alamıyoruz.
* Tutukluluk istisnai bir tedbirken, en az serbest olan diğer sanıklar kadar "kaçma ve delilleri karartma şüphesi bulunmayan" Balbay'ın tutuklu yargılanmasını anlayamıyoruz. Yargılama sürecinin, bir gazeteci nezdinde infaza dönüşmesinin gazetecilerin her türlü iktidar eleştirisine karşı bir tehdit olduğunu düşünüyoruz.
''Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs''ten sanık
Balbay, 5 Mart 2009 sabahı gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Balbay, "anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek" iddiasıyla ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 16 yıldan 80 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.(EÖ)