Antalyaspor'un üç yıl önce Fenerbahçe'yi sahasında 4-2 yendiği maçın ardından internette “Tecavüz marşı” olarak da isimlendirilen, John Carpenter'a ait “The End” şarkısının çalınmasıyla ilgili açılan davanın karar duruşması görüldü. Tutuksuz yargılanan iki kulüp görevlisi hakkında, beraat kararı verildi.
Sanıklar hakkında, “Halkın bir kesimini cinsiyet farklılığına dayanarak alenen aşağılama” suçundan dava açılmıştı.
Antalya 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nden görülen davaya, Antalya Kadın Dayanışma Derneği, Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu ile sanıklar katıldı.
Her iki sanık da, stat hoparlöründen çaldıkları şarkıyla kadınları aşağılama olmadığını iddia ederek beraatlerini istedi.
Esmer: "Suç kastı oluştu"
Sanıkların ardından Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği’nden Hilal Esmer konuştu:
“Tecavüz marşı' olarak bilinen parçanın stadyum hoparlörlerinden çalınarak, çocukların gözünde dahi tecavüzün meşrulaştırıldığını, 'Tecavüzcü Coşkun' olarak bilinen Coşkun Göğen'in, kulübün amigosu olduğunu, dolayısıyla tecavüz kültürünün sahiplenildiğini ve tecavüzü meşrulaştırma yönünde suç kasıt olduğunu belirtiyoruz ve sanıkların cezalandırılmasını talep ediyorum.”
İki sanık içinde suç oluşmamış
Mahkeme heyeti, "halkın bir kesimini sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet, bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama", "suç işlemeye tahrik" ve "suçu ve suçluyu övme" suçlarından tutuksuz yargılanan sanıklar A.K. ve E.S.'nin suçun yasal unsurlarının oluşmamış olması nedeniyle beraatine karar verdi.
“Sessiz kalmayacağız”
Dava sonrası Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği ve Antalya Kadın Dayanışma Derneği ortak bir basın açıklaması yaptı:
“Bu karar maalesef topluma; spor alanlarında ve futbol maçlarında kadınların aşağılandığı ve tecavüzün teşvik edildiği, cinsel şiddeti normalleştiren slogan ve ritüellere göz yumulduğu mesajını vermektedir. Bizler elbette tüm yasal haklarımızı kullanarak karara itiraz edeceğiz. Futbol ve spor alanlarında, medyada, kamusal alanlarda tecavüzün şakalar, marşlar, şarkılar, türküler, ritüeller, pankartlar, sloganlar üzerinden teşvik edilmesiyle mücadele etmeye devam edeceğiz.
Bu mesajın karşısında sessiz kalmayı reddediyoruz. Spor alanlarında cinsel şiddet dilini ve ayrımcılığı yeniden üreten, suça teşvik eden tüm eylemler ile takım, kulüp, şehir ayırt etmeksizin herkesi mücadeleye çağırıyoruz. Toplumda yaygınlaştırılan tecavüz kültürüyle her alanda mücadele edeceğiz. Cinsel şiddet dilini hep birlikte dönüştüreceğiz.” (EMK)