Kazma Bırak kampanyası kapsamında, Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'tan 70'e yakın ekoloji örgütü, "fosil yakıt karşıtlığı" ana temasıyla bir araya geldi.
İklim Adaleti Koalisyonu ev sahipliğinde COP27 öncesi düzenlenen Kazma Bırak Konferansına; Marmara Yaşasın Grubu, Yeşil Sol İklim Krizi Çalışma Grubu, Ekoloji Birliği, İkizdere Dernekler Federasyonu, Validebağ Direnişi, Biga Ekoloji ve Yaşam Platformu ve Validebağ Gönüllüleri Derneği temsilcileri de katıldı.
İsrail'den İtalya'ya uzanacak dünyanın en derin ve en uzun doğalgaz boru hattı olması planlanan East-Med, Kazma Bırak'ın ana mücadele konusu.
Konferansta fosil yakıtların çıkarılmasının gerekliliği ve ülkeler arasında meydana gelebilecek gerilimler üzerinde duruldu. Konferans sonunda Kazma Bırak kampanyasının devamına yönelik çalışma temaları belirlendi.
31 Ekim ve 1 Kasım'da Gazhane Müzesi'nde gerçekleşen konferansların başlıca gündem konuları şöyleydi:
- Felaket kapitalizmi ve derin deniz ekstraktivizminin çevresel zararların boyutları
- Doğu Akdeniz'de neler oluyor?
- İki yıllık potansiyel savaş macerası ve geleceği
- Kazma Bırak Kampanyası: İşlevi, tarihi ve geleceği
Ekstraktivizm: Büyük miktarda ve yüksek yoğunlukla fosil kaynak çıkarımının sonucunda oluşabilecek sorunları tanımlamak için kullanılıyor. Aynı zamanda geniş kaynak sömürüsünü ifade ederken sömürgeci durumu da tanımlıyor.
Yeşil Sol Parti üyesi Çiğdem Özbaş konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Fosil yakıtların çıkarılması ülkeler arasındaki gerilimi arttırıp savaş ihtimalini de ortaya çıkarıyor. Fosil yakıtlar tüm dünya vatandaşlarını etkiliyor. Bu yüzden de halklar arasında dayanışma ve mücadelenin de arttırılması hedefleniyor."
"Plajlarımızın temizliğiyle övünüyoruz ama.."
Kıbrıs katılımcısı Andreas Rodrigues Char ise şöyle konuştu:
"En fazla bakır çıkarılan yer Kıbrıs çünkü çok fazla kazıyoruz. Bundan da para kazanıyoruz. Bu yüzden de çevre tahribatı önemsenmiyor. Adada plajlarımızın temizliğiyle sürekli övünüyoruz. Fakat doğalgazı çıkarmaya başlarsak sahillerimiz de kirlenecek. Devletler doğalgazın çıkarılması için istedikleri bilim adamlarıyla istedikleri raporlarla doğayı talan ediyorlar. Söz konusu doğalgaz kaynakları talebi karşılayacak düzeyde değil. Buna rağmen doğa tahrip ediliyor. Denizin içerisinde yer alan dağ kazılarak arama yapılıyor. "
Fosil yakıtların çevreye verdiği zararın yanında savaş risklerinin de gündeme getirildiği panelde, Yerküre Yerel Çalışmalar Kooperatif üyesi Ecehan Balta da "Ülkelerin hali hazırda savaş planları olmayabilir. Ama savaş zaten bir anda ortaya çıkabilecek bir sorun. Savaş ihtimalini de bu yüzden yok sayamayız. Çünkü çok küçük sebeplerden bile savaşlar çıkabiliyor. 'Kardak meselesi' gibi küçük bir meseleden kriz çıkmasını da buna örnek verebiliriz" diye konuştu.
Katılımcılar Karadeniz ülkelerinin de çalışmaya dahil edilmesi gerektiğini vurguladı. Sadece Akdeniz'den çıkarılan gazın değil, Karadeniz'den de çıkarılması planlanan gazların da gündeme getirilmesi gerektiğinin altı çizildi.
Kazma Bırak Kampanyası nasıl başladı?
Eylül 2020'de, Türkiye'nin Karadeniz'de doğal gaz bulunduğunu ilan etmesinin ardından, sondaj çalışmalarına tepki olarak başladı. Karadeniz'de yeterli ilgi bulmayan kampanya, Doğu Akdeniz'e yöneldi. Yunanistan ve Kıbrıs'tan büyük destek gördü. Kazma Bırak, ana mücadele konusu olarak İsrail'den İtalya'ya uzanacak dünyanın en derin ve en uzun doğal gaz boru hattı olması beklenen East-Med projesini hedefliyor. Yeni El Dorado olarak görülen, Doğu Akdeniz'in zengin doğal gaz rezervleri, hükümetleri tarafından yıllardır gerilimin körüklendiği Türkiye ve Yunanistan arasında yeni bir anlaşamazlığa yol açıyor. Artan gerginlik ise silahlanma yarışını körüklüyor. Savaş tehditlerinin ve ekolojik yıkımların yaşandığı Türkiye'de Kazma Bırak, doğal tahribatın savaşa ve savaşın da doğal tahribata neden olacağı bir kısır döngü riskiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye'den 4 imzacı örgütle başlayan ve yeni katılımlarla büyüyen örgütlenme, Yunanistan'dan daha da zengin katılımla güçlendi.
(MT/AÖ)