Sonra, masaya o da oturuyor. Kocası "seni, Ankara'ya göndermem" dediğinde, komşusunu yanına alıyor ki, "Abaza Bedri'nin karısı bir arabaya bindi gitti" demesinler.
Kuş fındık, üç gün esnafı dolaşıyor, "küçük yazı" ve gazete dağıtıyor. İki gün sonra greve çıkacaklar, esnaftan destek istiyor.
Kabuklu küçük fındık ayağında yedi kilo demirle, 24 saat ayakta. Böbreğin yokluğuna, ayaklarına aldırmıyor: Ben sakat bir insanım greve katılamam diyebilirdim. Benim için çok büyük bir olaydı.
Öncü üç fındık, fındıklar, fındıklar ve
Mincane Hüsne Gümüş Cumayeri'nden, Kuş fındık Hanife Hakan Karasu'dan, kabuklu küçük fındık Nermin Demir Akçakoca'dan.
Üçü de fındık işçisi, 1992-1993 Fındık Grevi'nin üç öncü kadını, Tirebolu'dan Nalan Erdem, Havva İlhan, Ünye'den Ayşe Özcan, Giresun'dan Reyhan Alaca, Fatsa'dan Hanife Yeniyıldız... 13 günlük evli Yıldız Durmuş ve sayıları iki bine varan kadınla birlikte...
Yaşar Seyman, kadınlara erkeklere, hepsine fındıklı adlar takmış, erkekler toptan gök fındıklar, kadınlar badem fındık, faşo fındık, tombik fındık, kabuklu fındık ve bir de grev kırıcı fındıklar var.
Kitabın adı da: Fındık Çiçek Açınca.
Emek fındıklarının çiçek açması
Seyman, kitabın başında notunu düşüyor: Fındık çiçek açmaz. Fındığın çiçek açması olanaksızdır. Fındık bahçelerinin kadınları Ankara'ya yürüyüp, 55 gün direndikten sonra haklarını kazanarak geri döndüler. Bu bir olanaksızın olanaklı kılınması, emek fındıklarının çiçek açmasıydı.
Kitabın hikayesi, başkentte bir akşam yemeğinde başlıyor. Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Başkanı Salim Uslu ve Öz Tütün, Müskirat, Gıda Sanayii ve Yardımcı İşçileri Sendikası (Öz Gıda-İş) Genel Sekreteri Agah Kafkas, Yaşar Seyman'a "bu destansı direnişi siz yazmalısınız" diyorlar.
"Biliyor musunuz? Bu direnişin nedeni de, direneni de, sonucu da kadınlar. Karadenizli kadınların, ilk kadın direnişini yazmalısınız. Bir kadın sendikacı olarak..."
Söz içsel bir sızı oluyor
Seyman, "söz verip kurtulurum sandım" diyor. "Kurtulmak mı? Oysa yazanlar bilir, günler sonra anladım ki; o söz yaşamımın içsel sızısı olmuş..."
Öz Gıda-İş Sendikası'nın ikinci dönem toplu iş sözleşmesiyle, "mevsimlik işçi" olarak çalıştırılan 1300'ü kadın 1400 işçi kadroya alınıyor. Üçüncü dönem görüşmelerinde, Fisko Birlik Genel Müdürlüğü kadroları geri almaya, işçileri yeniden "mevsimlik işçi" statüsüne dönüştürmeye kalkışıyor.
20 Şubat 1993 günü "görücü"ye çıkan grevde 14 Nisan 1993 günü anlaşma imzalanıyor, işçiler kazanıyor, kadınlar kazanıyor.
Yaşar Seyman, Sel Yayıncılık'tan 240 sayfalık kitabında, bu grevi 10 yıl sonra günümüze taşıyor.
55 gün Şato Yazar'da
14 Fisko Birlik işyerinde 55 gün süren grevin merkezi Ankara'da Şato Yazar Düğün Salonu... Karadeniz'den çoğu kadın 2500 işçi Ankara'ya geliyor. Hayatlarında ilk kez çocuklarından, eşlerinden, anne-babalarından ayrılan kadınlar Güvenpark'ta çadırlar kuruyor, sergiler açıyor, Dünya Kadınlar Günü kutluyorlar...
Fındık Çiçek Açınca'da 10 yıl sonra grevin öncüleri kadınlar, sendika ymneticiler, Fisko Birlik Genel müdür yardımcısı, siyasiler grevi anlatıyor, bugünden on yıl geriye mücadeleyi değerlendiriyor.
Fisko Birlik Genel müdür yardımcısı Zeki Akdağ on yıl sonra grevi değerlendiriyor: Dünyada hiç eşine rastlamayacağınız bir örgütçülük, bir dayanışma, bir ayaklanma yaşandı. Benim aklım bunu almadı.
İşçi, sendikacı, kadın olunca
Kitap şöyle bitiyor: On yıl önce fındık direnişine can veren, kan veren, katkı koyan işçiler ve sendikacılar bugünlerde çalışarak ya da emekli olarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Bugün böyle bir direniş olsa yine koşar geliriz diyorlar. Onların güler yüzü, değişen yaşamları direnişi yaşlı kılmıyor, coşkusuyla horon teptiriyor.
Yaşar Seyman 20 yıllık sendikacı, işçilikten geliyor. Yazar, Erzincan doğumlu ama 1960'dan bu yana Ankara'da yaşıyor. Şimdilerde, Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) Genel Sekreter Yardımcısı.
Hem işçi, hem sendikacı hem de kadın ve kadın hakları uğruna mücadele eden biri olunca, Yaşar Seyman, Fındık Çiçek Açınca'da "çiçek açmaz" dediği fındığa on yıl önce çiçek açtıran Hüsne'yi, Nermin'i, Perihan'ı, Nalan'ı anlatarak, Karadeniz kadınlarının direnişini aktararak fındığa bir kez daha çiçek açtırıyor. (NM)