2004 yılında küçük bir Filistinli akademisyen ve entelektüel grubu tarafından kurulan ve önde gelen sivil toplum örgütleri, sendikalar ve ağlar tarafından geniş ölçüde desteklenen İsrail'e Akademik ve Kültürel Boykot İçin Filistin Kampanyası (PACBI) (1) İsrail'e kültürel boykotta, İsrail'in Gazze saldırısından beri geçtiğimiz bir buçuk yılda oluşan sürekli kabarmanın benzerine daha önce tanıklık etmemişti.
Bugün ABD, Britanya, Fransa, İtalya, İspanya, Güney Afrika, Avustralya, Almanya, Belçika, Kanada ve Norveç'te ve başka yerlerde İsrail'e akademik ve kültürel boykot kampanyaları var.
Sanatçılar ya da sanatçı grupları, İsrail'de sahneye çıkmayı - ya da duruma göre yapıtlarını göstermeyi - planladıklarını açıkladıklarında, PACBI ve dünyanın dört bir yanındaki ortakları, eğer doğrudan bir iletişim kanalı varsa doğrudan bu sanatçılara sesleniyor.
Aksi takdirde, İsrail'deki performanslarını ve sergilerini iptal etmeye razı etmek için sanatçılar/topluluklar üzerinde ahlaki baskı uygulamak amacıyla açık mektuplar yayımlıyoruz ve başka gruplar ile ağ oluşturuyoruz.
Güney Afrika'daki apartheid karşıtı kültürel boykottan ilham alan PACBI, tamamen ahlaki baskıya dayanıyor, söz konusu sanatçıların ve bir de hayranlarının vicdanına sesleniyor. Başka hiçbir yoldan sonuç alınamazsa, destekçiler, çağrımıza kulak vermeyi inatla reddeden sanatçıların uluslararası konserlerinde zaman zaman sivil protestolar da düzenliyorlar.
Başlıca argümanımız, salt sanatsal eylem diye bir şey varsa bile, İsrail gibi işgal, sömürgecilik ve apartheid uygulayan bir devlette sahneye çıkmanın salt sanatsal eylem olarak görülemeyeceğidir. Niyeti ne olursa olsun, böyle bir eylem, uluslararası hukuka ve Filistinlilerin haklarına yönelik sürekli ihlallerini aklamak için hummalı çabalar içinde olan İsrail tarafından manipüle edilen bir çeşit bilinçli suç ortaklığı oluşturur.
Bu böyledir, çünkü İsrail'de sanatsal performanslar, yıllardır Gazze'de, Kudüs'te, Nakab'ta (Necef) ve şimdiyse Özgürlük Filosu'ndaki uluslararası insani yardım çalışanlarına karşı açık denizlerde savaş suçları işleyen bir devleti normalleştiren ve sterilize eden bir "bunlar olağan şeyler" tavrını teşvik eder.
Bugün İsrail'de sahneye çıkan bir sanatçı - tıpkı apartheid döneminde Güney Afrika'da Sun City'de sahneye çıkan ve boykotu ihlal eden her sanatçı gibi - Filistinliler ve dünyanın dört bir yanındaki vicdanlı insanlar tarafından ahlaki ilkelerden çok kâr ve kişisel kazanç güdüsüyle hareket eden kişiler olarak görülebilir yalnızca.
İsrailli konser düzenleyicilerinin, İsrail'in Brand Israel (2) kampanyasının parçası olarak uluslararası üne sahip sanatçıları cezbetmek için büyük meblağlar teklif ettiklerini biliyoruz. Bu kampanya, İsrail'in sabıkalı insan hakları ihlallerini bir sanatsal ve bilimsel pırıltı ve aldatıcı bir kültürel üstünlük ve "liberalizm" kisvesi altında gizlemek için açıkça tasarlanmıştır.
1965 yılında Amerikan Afrika Komitesi, önde gelen Britanyalı sanat derneklerinin gösterdiği yoldan giderek, Güney Afrika apartheid'ına karşı 60'dan fazla kültürel sima tarafından imzalanan tarihi bir deklarasyonu destekledi. Şöyle diyordu:
"Apartheid'a hayır diyoruz. Tüm insanları bu zengin ve güzel toprağın eğitim ve kültürel avantajlarından eşit olarak yararlanana kadar şu anki Güney Afrika Cumhuriyeti'ni hangi biçimde olurla olsun cesaretlendirmeyi, bu devletle herhangi bir profesyonel bağ kurmayı reddediyoruz."(3) PACBI, İsrail apartheid rejiminin tecrit edilmesinde de uluslararası üne sahip sanatçıların kendilerini aynı ölçüde adayacağını umuyor.
Bu evrede boykotun ana etkisi, İsrail'i bir parya olarak teşhir etmek, tecridini artırmak, böylece Filistin halkına karşı haksızlıklarının bedelini yükseltmek ve İsrail'in işgal ve apartheid'ı sürdürmesindeki uluslararası suç ortaklığına meydan okumak olacaktır.
İsrail'in Türkiyeli dokuz silahsız insani yardım çalışanı ve insan hakları eylemcisinin - birisi Türkiye/ABD çifte vatandaşlık sahibi - öldürülmesine ve çeşitli ülkelerden onlarcasının yaralanmasına yol açan Özgürlük Filosu katliamına tepki olarak önde gelen kültürel simalar ve topluluklar, hızlı ve kararlı tepki verdiler.
İsrail'e kültürel boykotu destekleyen dünyaca ünlü İngiliz yazar Iain Banks, Guardian gazetesinde "İsrail'i ahlaki bozulmasına ve etik tecridine inandırmak" için uluslararası sanatçılar, yazarlar ve akademisyenler için en iyi yolun, "basitçe bu haydut devletle daha fazla hiçbir şey yapmamak" olduğunu yazdı (4). Banks'in tutumu, daha sonra İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ortak yazarlarından, Holokost'tan sağ kurtulan eski Fransız diplomat Stephane Hessel (5) tarafından da desteklendi.
Birçok Britanyalı edebi ve akademik sima, Independent gazetesinde bir mektup yayımladı: (6)"Bizler... Britanyalı yazar ve akademisyenleri, İsrail'e İsrail hükümeti tarafından finanse edilen tüm edebi, kültürel ve akademik ziyaretleri, İsrail kültür kurumları ve üniversiteleri tarafından düzenlenenler de dahil olmak üzere boykot etmeye çağırıyoruz".
Karikatürist Martin Rowson milyonların paylaştığı şoku Guardian'daki bir karikatürle dile getirdi. (7) Rowson Nuh'un Gemisi'ni ele geçirerek korkuya kapılmış hayvanları tutuklayan ağır silahlı, dehşet verici İsrailli komandoları çizmişti. Askerlerden biri ölü bir barış güvercinini -ağzında zeytin dalı vb - gaddarca parçalıyor, çaresiz kalan Nuh'a da gerekçesini açıklıyordu: "Alenen masum sivilleri gagalama kastı vardı"
Sahne sanatları dünyasında da Klaxons ve Gorillaz Sound System (8) ile Pixies'in (9) önceden programa alınmış İsrail konserlerini Filo saldırısı üzerine iptal ettikleri bildirildi.
İsrail'deki konserini iptal eden en son ünlü sanatçı, ABD'li folk şarkıcısı Devendra Banhart oldu. İşgal, apartheid ve ağır insan hakları ihlalleri koşullarında ezen toplum önünde sahneye çıksa bile bir müzisyenin "siyasi değil ancak insani bir mesaj paylaşabileceği" yolundaki yanlış ve tuhaf anlayışı benimsemekle birlikte Banhart vazgeçme gerekçesini "görünen o ki bizim olmayan görüşleri desteklemek için kullanılıyoruz" (10) diyerek açıkladı. İsrail medyası, onun planlanmış konserini, artan tecrit döneminde İsrail ile dayanışma yönünde bir siyasi mesaj olarak göstermeye çalışıyordu.
Saldırıya uğrayan Özgürlük Filosunda bulunan dünya çapındaki çok-satan yazarlardan İsveçli Henning Mankell, İsrail'e bu vahşiliğine karşılık olarak Güney Afrika benzeri küresel yaptırımlar uygulanması çağrısı yaptı. (11)
ABD'li çok satan yazar Alice Walker, ABD yurttaş hakları hareketi sırasında Alabama, Montgomery'deki ırkçı bir otobüs şirketine karşı Rosa Parks'ın tetiklediği ve Martin Luther King'in önderlik ettiği boykotu hatırlattı. "Kuşaklar boyunca haksız muamele gören bir halkın acılarını dindirmek ve yaralarını sarmak" için Filistinliler ile dayanışmada bir ahlaki görev olarak İsrail'e karşı BDS'ye geniş destek verme çağrısı yaptı. (12)
Filo saldırısından önceki haftalarda Elvis Costello, Gil Scott-Heron ve Carlos Santana Filistinli ve enternasyonal BDS gruplarından aldıkları çağrılar üzerine İsrail'deki önceden planlanmış konserlerini iptal ettiler. (13)
İsrail'in son kan banyosundan çok önce de birçok ünlü uluslararası kültürel sima, PACBI tarafından yayımlanan ve Filistin sivil toplumu tarafından geniş ölçüde desteklenen kültürel boykot çağrılarına uymuş ya da doğrudan destek vermişti. Çeşitli sanat/kültür simaların PACBI Çağrısına tepkilerini üç kategoriye ayırmak uygun olabilir:
(A) Filistinlilerin İsrail'e kültür boykotunu açıktan destekleyen kültürel simalar (sanatçılar, yazarlar, vb.)
Montreal'daki "Apartheid'a Karşı 500 Sanatçı"nın açıklaması, bu çabaların en sonuncu, en etkileyicisidir.[14]
Daha evvel, 2006 yılında ünlü İngiliz yazar ve sanatçı John Berger, İsrail'e kültürel boykotu açıkça desteklediğini ilan ettiği bir açıklama yayımlamıştı.[15] Daha sonra bu güçlü deklarasyona bazı çok ünlü sanatçı ve yazarlardan olmak üzere 93 imza topladı.
Berger'ın listesinde olmayıp bu kategoriye giren diğer entelektüel ve sanatçılar şunlardır: Ken Loach, Judith Butler, Naomi Klein, The Yes-Men, Sarah Schulman, Aharon Shabtai, Udi Aloni, Adrienne Rich, John Williams (belki de dünyanın yaşayan en büyük klasik gitarcısı) ve şimdilerde Iain Banks, Alice Walker ve başkaları.
(B) Açık siyasi nedenlerle İsrail'in resmi kutlama ve festivallerine katılmayı açıktan reddeden kültürel simalar
2008 yılında, İsrail'in "60. Yıldönümü" kutlamalarına karşı çıkan PACBI, o yıl 8 Mayıs'ta International Herald Tribune gazetesinde basılan yarım sayfalık bir ilan için onlarca tanınmış sanatçı ve yazardan imza topladı.[16] Listede Mahmud Derviş, Augusto Boal, Roger Waters, Andre Brink, Vincenzo Consolo ve Nigel Kennedy gibi bilgeler vardı. Bu ilandaki imzacıların bazıları daha sonra boykotu açıkça benimsediler, yukarıdaki Kategoriye (A) girdiler.
(C) İsrail'de sahneye çıkma/konuşma tekliflerini reddeden ya da kabul edip daha sonra hiçbir açık siyasi neden göstermeden iptal eden kültürel simalar
Bu kategoride Bono, U2, Björk, Jean-Luc Godard, Snoop Dogg gibi isimler var
Örneğin PACBI Bono'ya 2008 yılında, sonra da 2010 yılında bir kez daha seslenerek İsrail'de sahneye çıkmamasını istedi. İki sefer de konserler iptal edildi, fakat olağan "program" sorunundan başka medyaya hiçbir özel neden açıklamadı. PACBI, onun İsrail apartheid'ını eğlendirmeme kararını derinden takdir ediyor.
Birçok ünlü sanatçı İsrail'de sahneye çıkmayı daha baştan reddediyor. New York'un önde gelen Yahudi gazetesi The Forward'dan, kârlı ödeme tekliflerine karşın en az 15 ünlü sanatçının İsrail'de çalmayı reddettiğini öğreniyoruz:
"Tepki olarak, müzik endüstrisinin içinden konuşan biri, rüzgârın değişmekte olabileceğini doğruladı. Sanatçılarla süre giden iş ilişkileri dolayısıyla adının gizli kalması koşuluyla konuşan bir müzik şirketi yöneticisi, son aylarda İsrail'de konser vermeleri önerisiyle 15'ten çok sanatçıyla ilişki kurduğunu söyledi. Hiçbiri kabul etmemiş. Sözleşmeler yüksek ödeme düzeyleri vaat ediyormuş. Yönetici bu tutarlar için 'başka hangi program olsa karşılamaya yetecek büyüklükte uç rakamlar' diyor."[17]
Bazı sanatçılar, boykot etmek yerine İsrail'i ziyaret ederek performanslarını İsrail'in haksızlıklarına karşı görüşlerini ifade etme imkânı olarak kullanmayı tercih ettiklerini savunuyorlar. Göze batıcı bir soyluluk taşıyan bu fikir -ne yazık ki- önemsenemeyecek kadar ender olmakla kalmıyor, aynı zamanda yanlış bir kavrayışa dayanıyor. Yürekli olduğu varsayılan bu tutumla, gösterilerin sahnelenmesinden doğacak çok daha büyük zararı aşmak ya da dengelemek mümkün değildir, çünkü İsrail Batı medyası üzerindeki etkisinden yararlanarak bu tür kültür olaylarını işgal ve apartheid'ı sürdürmesini sağlayacak sahte bir normallik görüntüsü vermesini bilen bir sinizmle kullanmaktadır. Sonuçta vicdanlı bir sanatçıdan beklenen, mazlumların adaletsizliğe ve sömürgeci baskıya son verme mücadelesinde gerçekten neye ihtiyaç duydukları konusundaki çağrılarına kulak vermesidir. Bu, Güney Afrika'daki apartheid karşıtı mücadele için de doğruydu.
Sıklıkla kullanılan "sanat siyasetin üstünde olmalıdır" savına gelince, bu sav açıkça tarihdışı olduğu gibi siyasi olmanın da en iyi örneğidir. Sanatçıların insan acılarını içlerinde duyma ve baskıyı reddetme duyarlığı başkalarından daha az değil daha çok olan insanlar olmaları beklenir. Para, ün ya da başka maddi kazançlar karşılığında insan haklarına asgari bağlılıktan vazgeçerek egemen zalimlerin yanında yer almayı seçtiler mi varacakları yer ruhlarını satmak ve ahlaki çürümelerini ilan etmek olur. Apartheid'a karşı kültürel boykotu kırarak Sun City'de Güney Afrikalıları eğlendiren Elton John[18] gibi sanatçılara ahlaki bir barikatı çiğnemiş gözüyle bakılıyordu. Bugün de İsrail apartheid'ını eğlendirmekte ısrar edenler bu durumdadır.
Filistinli kültür insanlarının büyük bölümü başlıca kültür kurumları ve dernekleriyle birlikte İsrail'e kültürel boykotu kararlılıkla destekliyor.[19] Filistinli sanatçılar, dünya çapında bir boykottan dolaylı olarak zarar görebilecekken, onlar bunu İsrail işgalinin, etnik temizliğini, apartheidinin ve mülteci haklarımızın ırkçı inkârının uzun tünelinin sonundaki ışığı görmek için ödenecek bir asgari bedel olarak görüyor ve kabul ediyorlar. Bu bağlamda Filistinli sanatçılar genel kabul gören şu görüşü sık sık dile getiriyor: Dünya sanatçılarının ahlaki yükümlülüğü var olan çok katmanlı zulme son verip özgürlük ve adil bir barışın yolunu açmak üzere en azından zalimle işbirliğine son vermektir. (EÜ)
_____________________________________________________________________________
* PACBI resmi sitesinden, Filistin İçin İsrail'e Karşı Boykot Girişimi tarafından çevrilmiştir.
[1] http://pacbi.org/etemplate.php?id=869
[2] http://www.israel21c.org/opinion/jewish-week-marketing-a-new-image
[3] http://www.tcg.org/publications/at/MayJune08/positions.cfm
[4] http://www.guardian.co.uk/world/2010/jun/03/boycott-israel-iain-banks
[5] http://www.huffingtonpost.com/stephane-frederic-hessel/gaza-flotilla-global-citi_b_612865.html
[7] http://www.guardian.co.uk/commentisfree/cartoon/2010/jun/05/martin-rowson-gaza-flotilla-attack
[9] http://www.abc.net.au/news/stories/2010/06/06/2919568.htm?section=justin
[10] http://www.devendrabanhart.com/news/2010/06/14
[12] http://electronicintifada.net/v2/article11319.shtml
[13] http://www.pacbi.org/etemplate.php?id=1236&key=santana
[14] http://www.tadamon.ca/post/5824
[15] http://www.pacbi.org/etemplate.php?id=415
[16] http://www.pngo.net/data/files/english_statements/08/PNGO-THT-HP5208(2).pdf
[17] http://www.forward.com/articles/128185/