İsrail ordusu Ramallah'a girer girmez tanklar ve zırhlı araçlar her yerdeydi, nişancılar da çatılarda yerlerini almışlardı. Diğer hedeflerin yanı sıra pek çok özel radyo ve televizyon istasyonu da işgal edildi.
Kapatılan televizyondan porno yayın
İsrail ordusu, radyo ve televizyon çalışanlarını tutukladıktan sonra, televizyonlardan pornografik yayınlar yapmaya başladı. Bu hastalıklı ve suçlayıcı uygulama, yayınları izleyen kuşatılmış halk arasında öfke ve tiksinti yarattı.
İhlal edildiğinde öldürülme riski bulunan sokağa çıkma yasağı, binlerce aileyi çocuklarıyla birlikte evlerine kapatmıştı. Kafese sıkıştırılmış gibi evlerine hapsedilen insanlar, oturma odalarında bu pornografik filmleri seyretmeye mecbur bırakıldı.
Olup biteni öğrenmek isteyenlere...
Şehirlerinde ve ülkelerinde olup bitenleri öğrenmek ve çocuklarını eğlendirmek isteyen insanlara, çocuk istismarı, saygısızlık ve kaba saba konuşmalar dayatıldı.
Aslında, bizim TV kanalımız Al Quds Eğitim Televizyonu (Al Quds Arapça Kudüs demektir) için, kamu ve sağlık hizmetleriyle ilgili bilgiler, adres ve televizyon yayınlamanın yanı sıra çocuklar için eğlence programları yayınlamak da hayati önemdedir.
Biz aynı zamanda, anne babaların çocuklardaki travma, korku, stres durumlarıyla başa çıkabilmeleri için kısa filmler yayınlıyoruz. Bunlar, Al Quds Eğitim Televizyonu'nun bağlı olduğu Al Quds Üniverstesi Başkanı Prof. Sari Nusseibeh'in doğrudan talimatlarıyla yayınlanıyordu.
Diğer televizyon kanallarının basılarak kapatılmasından bir-iki gün sonra bizim stüdyoya girdiklerinde de çocuklar için bir çizgi film yayınlanıyordu. Stüdyodaki iki teknisyeni saatlerce tuttuktan sonra, bir daha gelmemelerini emrederek serbest bıraktılar. Tanklar ve zırhlı araçlar fakülteyi işgal etti.
Kanal kararmıştı ama bizler tam olarak ne olduğunu bilmiyorduk.
TV Binasına gitmek için yola çıktığımda...
5 Nisan Cuma günü, sekiz gün içinde ikinci kez sokağa çıkma yasağı birkaç saatliğine kaldırılınca, arabama atlayıp devrilmiş elektrik-telefon direklerini, dikenli telleri, İsrail tanklarını delip geçerek TV binasına gitmek için yola koyuldum.
Binaya doğru yokuşu tırmanırken yolu tamamen kapatan koca bir tankla karşılaştım. Askerler de, doğrulttukları silahlarıyla bana bakıyorlardı. Bana geri dönmem için el kol hareketleri yaptılar. Hemen söylediklerini yaptım.
Dönüş yolunda, bizim kafeteryayı çalıştıran iki kadınla karşılaştım. Onlar, fakülte işgal edildiği sırada oradaymışlar. Kafeteryaya yapılanları anlattılar; nefret kusan bir saldırı. O sırada, her türlü kırma, yırtma, yok etmeye dair sesler duyduklarını anlattılar.
Herşey paramparça
Bizim kanal ve stüdyo üçüncü katta. Hala, maruz kaldığımız zararı tam olarak bilmiyoruz.
Dönüşte, Al Nasr televizyonu ile Manara radyosunun sahibi Bay Ammar'ı ve Ajyal ile Angham radyolarının sahibi Bay Bakri'yi aradım. Bu radyo ve televizyon kanallarının hepsi, şehrin merkezinde aynı binadaydılar.
Ammar onca zorluğa karşın binaya gitmeyi başarmış. İsrailliler her şeyi paramparça etmek için balyoz kullanmışlar. Bütün araç-gereçler yerdeymiş. Hepsi, tamamen ya da kısmen parçalanmış, kırılmış, dökülmüş. Mikrofonlar, bantlar, CD'ler, monitörler, mikserler, kaset ve cd çalarlar... Hepsi yerlerde. Bir ömürlük emek ve yatırım paramparça yerlerde.
Binaya girmeye çalıştım ama oraya vardığımda sokağa çıkma yasağı yeniden başlamak üzereydi. Ancak eve dönecek kadar zamanım olduğundan içeri giremedim.
Bay Bakri, binanın kapıcısının başından geçenleri anlattı. Kapıcı, İsrail askerleri geldiğinde oradaymış. Askerlerin elinde üç tane balyoz varmış. İki stüdyoyu, internet bağlantılarını ve bilgisayarları, 10 ve 3 KW gücündeki vericileri, bütün müzik ve program arşivini bu balyozlarla parçalamışlar.
Topyekün bir yıkım bu. Bizim 40 watt gücündeki vericimizle alıcımız da Bakri'lerin binasındaydı. Onlar da tamamen kullanılmaz hale geldi.
İlk FM radyo istasyonlarının sahibi Bay Bseiso'nun radyosuna ironik olarak "aşk ve barış" deniyor. Onun radyosu, Oslo ve Madrid barış süreçlerinden de önce lisans almıştı. Onun istasyonu, çok etkili balyozlarla kullanılmaz hale gelmiş.
Bir başkasına bomba
Bir başka radyo istasyonu, Al Quds ise bombalanan bir binaydı, artık geriye bir şey kalmadı. Hiç kimse, binanın gördüğü hasar ve zararla ilgili bir rapor almayı başaramadı.
Farklı senaryolar Amwaj TV, Amwaj Radyo ve Watan TV istasyonunda yaşandı.
Bizim soğuk ışıklandırmalı, süper havalandırmalı kameralarımız, audio ve video mikserlerimiz, kaset çalarlarımız, bilgisayar laboratuarlarımız, özel çocuk filmlerimiz, audio, video ve data network ile çalışan bilgisayarlarımız, büro makinalarımız da aynı kaderi paylaştı.
Çalışanların kendilerini adayarak aşkla yürüttükleri altı yıllık emek ve olağanüstü çalışmanın hepsi gitti. Tanklar gittikten sonra stüdyoyu görebileceğim anı kaygıyla bekliyorum.
Filistin'de sansür yoktu
Ramallah'ta, Filistin'in resmi TV ve CE radyoları dışında, 5 özel televizyon kanalı, 5 özel radyo istasyonu bulunuyor. Bu istasyonların çoğu şehir merkezinde. Bütün Filistin bölgesinde ise 50 kadar radyo ve televizyon istasyonu bulunuyor. Ne İsrail'de ne de bölgede herhangi bir başka yerde bu sayıya ulaşılmış değil. Bu, çoğunlukla ya da tamamen devlete ait ya da devlet kontrolündeki medyaya sahip Ortadoğu'da rastlanmayan bir durum. Filistin'de sansür yok.
Bu istasyonlar, sivil toplumun medya kanalıyla yaratılması, her çeşit insanın eğitimi, daha iyi habercilik, daha fazla yerel program, daha çok deneyim için yeniliklere açık bir tarzda yayınlarını sürdürüyorlar.
Bu önemli sektöre, çeşitli ülke ve kuruluşlardan çok sayıda ve miktarda mali destek geliyor. Bu kuruluşların Filistin medyasının gelişimindeki desteği çok önemliydi.
İsrail'in vahşi balyozlarıyla dünyanın geri kalanının medeni yaklaşımı arasındaki çelişkiye bakın.
Önümüzde, her şeyi yeniden inşa etmek gibi çok büyük bir görev var. Arkadaşlarımızın yardımıyla, yaşam aşkı ve özgürlüğe olan adanmışlığımızla, daha iyi, daha modern ve daha kalıcı özgür Filistin medyasına kavuşmayı umuyoruz.(NM/BB/NU)