Toplantı değil, buluşma
Gustl Glattfelder,Barry White, Arne König ve Manfred Protze'den oluşan heyet üyeleriyle bir araya gelen çoğu Çağdaş Gazeteciler Derneği'ne (ÇGD) üye gazeteciler, başta işsizlik olmak üzere basının önündeki engeller, Radyo ve Televizyon Yasa Tasarısı, tekelleşme, çatışma bölgelerinde gazetecilik, radyo ve televizyonlara verilen yayın durdurmalar,keyfi gözaltı ve tutuklamalar konusunda heyete bilgi verdi.
Yarkadaş : "İşsizlik en önemli sorunlardan"
Sektörde, işsiz gazetecilerin durumunun sorunların en önemli kısmını oluşturduğunu söyleyen ÇGD İstanbul Şube Başkanı Barış Yarkadaş, şunları belirtti:
* İşsiz kalan meslektaşlarımız Türkiye'nin önemli tekellerinden Doğan, Bilgin ve Uzan Grupları'nda çalışan gazetecilerdi.
* Ben de onlardan biriyim. Artık gazeteci işini yitirdikten sonra, bir de sürekli işsiz kalma tehlikesi içinde kalıyor.
Görüşmede İşçi Köylü gazetesi çalışanı Aliya,İstanbul Çemberlitaş'ta geçen yıl gözaltına alınarak tutuklanan gazetenin genel yayın yönetmeni Memik Horuz'un durumuyla ilgili bilgi verdi.
Uçar : "4'ü gözaltında, 2'si tutuklu"
Haftalık Yedinci Gündem gazetesi editörü İrfan Uçar, ise toplantı yapıldığı sırada gözaltında bulunan üçü Yedinci Gündem gazetesi çalışanı bir de Azadiya Welat gazetesi çalışanının durumunu anlattı. Gazeteci Uçar, "sizleri gazeteye davet edecektim ama vazgeçtim, karakola davet ediyorum" dedi. Uçar, son iki ayda iki gazete muhabirinin (İrfan Aydın ve Azad Adıyaman) tutuklandığını da belirtti.
Cinemre : "Bizim için zor günler başladı"
Görüşmede söz alan işsiz gazeteci Levent Cinemre ise, yalnızca Bilgin Grubu'ndan yaklaşık bin gazetecinin işine son verildiğini kaydederek, grubun patronunun basın-banka ilişkileri yüzünden 11 ay hapiste kaldığını ve sektörde hala yüzde 215'lik bir payı olduğunu anımsattı. Cinemre, "Hepsi benim arkadaşlarım ve bizim için zor günler başladı" diye konuştu.
Onaran : "Medyada 4.800 kişi işsiz"
Sendika üyesi ve ÇGD Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Onaran da görüşmede şunları aktardı:
* 2001 yılında basın sektöründe 4.800 kişi işsiz kaldı. Resmi rakam 4.229 kişi. Elektronik medya ve kayıt dışı çalışmayı da göz önünde bulundurursak yapılan tespitin doğru olduğu anlaşılır.
* İşten çıkarmalar devam ediyor. Haklarımız gasp ediliyor.
* Enflasyon 2000'de yüzde 95'ti. Sendika çoğunluğu sağlanamadığı için işyerlerinde Toplu İş Sözleşmeleri yapılamıyor. Bireysel İş Sözleşmesi yapıldığı için de anlaşmalar işverenin lehinde oluyor.
* Bu yıl için ücret artışları yüzde 5 ile 20 arasında gerçekleşti. Bu keyfiliğin en somut örneği.
Mavioğlu : "Dost eli bize yeter"
Daha önce görüştükleri yabancı heyetlerden "Size bir şey yapamayız" şeklinde yanıtlar aldığını açıklayan ÇGD üyesi Ertuğrul Mavioğlu ise, sorunların çözümünün Türkiye'deki gazetecilerden geçtiğini bildiğini ancak sorunları çözerken "bir dost elinin çok önemli" olduğunu belirtti.
"Biz bu kadarız işte"
Gazeteci Mavioğlu konuşmasını şu sözlerle sürdürdü :
* Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, bugüne kadar 52 yıl yayın durdurma cezası verdi.
* Yayın yöneticileri Ulusal Güvenlik Belgesi almadan bu göreve gelemeyecekler. Bu belgeyi, Başbakanlık veriyor ama aslında MİT araştırıyor.
* Sansür objektif gazetecilik üzerinde hakimiyet kurdu.
* Örgütlenme ile ancak haberimizi savunabiliriz. Tekelleşme karşısında güçlü bir sendikanın varlığının gerekliliği de bu yüzdendir.
* Türkiye'de 9.000 gazeteci var, bunlardan 4.500'ü işten çıkarıldı. Bilfiil çalışan diğer 4.500 kişiden 3000'i İstanbul'da görev yapıyor ama bu salonda bu kadarız işte.
Er : Tekellerin dağıtımı da tekel"
TGS İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Ali Er ise, tekelci yapının dışında yer alan bir gazetenin ekonomik sorunları nedeniyle işten çıkarıldığını, Medyada dağıtım tekeli sorunu olduğunu, sorunların örgütlülükle çözülebileceğini, Çalışma Bakanlığı'nın bir çalışma yapmaya çalıştığını ancak ciddi engellerle karşılaştığını belirtti.
Alataş : "Yaptığımız haberi gazeteden okuyamıyoruz"
Yedinci Gündem gazetesi Evrim Alataş, Olağanüstü Hal Bölgesi'nde çalışan gazetecilerin yazdıkları haberleri gazetelerinin bu bölgeye girişi yasak olduğu için okuyamadıklarına dikkat çekti. Gazete Alataş, "gazetemizin 44 sayısından 30'u ile ilgili toplatma ve dava var" dedi.
Maksut : "Kompleksliyiz, saklıyoruz"
Yaklaşık bir buçuk yıldır işsiz olduğunu belirten gazeteci Hasan Maksut ise şunları söyledi :
* 20 yıllık gazeteciyim, 6 dil biliyorum, dünyanın birçok yerinde bulundum,
* Kendi sesimizi halka ulaştıramıyoruz. Sizlerle şu an dertleşiyoruz.
* İşsizlikle birlikte gazetecilik hayatım tamamen değişti. Evlilikler bozuldu.
Karakurt : "Uyarılmıştık, uyarmıştık"
Anadolunun Sesi Radyosu Genel Yayın Yönetmeni Seyfullah Karakurt ise, radyolarına 180 gün yayın durdurma cezası verildiğini belirterek şu noktalara dikkat çekti :
* Hakkımızda Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde açılan dört dava var,
* Bağımsız İletişim Ağı (BİA) Projesi'nin iki yıl önce yapılan bir toplantısında Avukat Fikret İlkiz "sesinizi çıkartmazsanız basın kuruluşları çok daha önemli sorunlarla karşılaşacak" demişti. Yerel medya temsilcileri daha yeni yeni Tasarıya tepki vermeye başladılar.
* Özgür Radyo da şu an kapalı durumda.
* Medya tekelleri halka okjektif haber vermiyorlar, istedikleri haberleri istedikleri şekilde veriyorlar.
* Haber vermenin bedeli bazen hapis, bazen para cezaları bazen de ölümler olabiliyor.
Türk : "15 dava ve 22 milyar para cezası "
Alınteri gazetesi çalışanı Makbule Türk ise toplantıda görüşlerini şöyle dile getirdi:
* Alınteri gazetesi yazı işleri müdürü idim. Hakkımda açılan 15 dava sürüyor ve 22 milyar para cezası verildi.
* FİJ'e başvurmuştum ama yanıt alamadım.
* Gazetemizin bürosuna yapılan baskında bir tek sandalyeler kaldı, 4 çalışanımıza da dava açıldı.
* Sağlık sorunu olan çalışanımız Filiz Gülkokuer şu an hapiste ve onun gibi toplam 10 çalışanımız şu an cezaevinde bulunuyor.
Mater : "Biz örgütsüz oldukça..."
Bağımsız İletişim Ağı (BİA) Proje Danışmanı Nadire Mater ise şunları belirtti :
* İHD İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin'e gazeteci Fatih Altaylı'nın sözleriyle ilgili kadın gazetecilerden görüş aldığımızda "biz örgütsüz oldukça bunlar sürüp gider" şeklinde yanıtlar aldık.
* Devlet-Medya arasındaki kredi ilişkilerinin basın özgürlüğü üzerinde ciddi etkileri var.
* İfade özgürlüğünü engelleyen yaklaşık 150 yasa maddesi var.
* Çatışma bölgelerinde gazetecilik ciddi engellerle karşılaşıyor.
* 11 Eylül saldırısı kapsamında birçok ülkeye yer veren basın bildirinizde neden Türkiye yok? Bu yalnızca size sorulmuş bir soru değil : Örgütlü olmadıkça da haberleşemiyoruz.
* Radyo ve Televizyon Yasa Tasarısı çok çok önemli bir yasa. Yayın kuruluşlarına bir yıla kadar yayın durdurma cezası verilebiliyor. (EÖ/FA)