Sanatçı Ferhat Tunç, uzun süredir üzerinde çalıştığı "Kobane” adlı yeni albümünün Türkiye ayağındaki stüdyo çalışmalarını tamamladı. İstanbul Ada Stüdyoları'nda kayıtları yapılan albüme son şekli Norveç'te KKV Stüdyoları'nda verilecek. Albümün Aralık ayı içinde dinleyiciyle buluşması hedefleniyor.
Sanatçı bundan üç yıl önce, tamamı ana dili Zazaca ağıtlardan oluşan "Şuware Kırmanciye" isimli, son derece başarılı bir çalışmayı dinleyicisiyle buluşturmuştu. Albümün yapımını üstlenen, merkezi Norveç'in başkenti Oslo'da bulunan KKV adlı uluslararası üne sahip bir müzik prodüksiyon şirketi olmuştu. Türkçe, Kürtçe ve Ermenice seslendirdiği şarkılardan oluşan bu yeni albüm de yine aynı şirketin etiketini taşıyacak.
İstanbul'da bulunan KKV Yönetim Kurulu Başkanı Erik Hillestad ile albümü ve Ferhat Tunç'u konuştuk...
Tunç ve onun müziğiyle nasıl tanıştığınızdan bahseder misiniz?
Ferhat Tunç ile müzisyenler ve sanatçılar arasında ifade özgürlüğü için çalışan bir organizasyon olan ve merkezi Danimarka'da bulunan Freemuse aracılığıyla tanıştım.
Türkiye'de engellenen ve baskı gören bir sanatçı ve dünyada sırf muhalif kimliklerinden ötürü baskı ve sansür gören sanatçıların sayısı az değildir.
Türkiye söz konusu olduğunda Ferhat Tunç, ilk akla gelen isim, bu benim de ilgimi çekti ve bu alanda neler yaşandığını öğrenmek isteyerek Ferhat'ı ve yaptığı müziği tanımaya başladım.
Tanımaya başladığım Ferhat'ın mücadeleci kimliği ve yaptığı müzik etkileyiciydi. Eserlerinden, sanatçı duruşundan ve hayata dair özgürce bakışından etkilendim, bu etkileşimin ardından birlikte bir proje yapmaya karar verdik.
“Dünya, Dersim'in tarihini görmezden geldi”
Proje kararının ardından Dersim'e seyahat ettiniz. Peki, bu trajik tarihive bu tarihten geriye kalanları görmenin sizdeki etkisi nasıldı?
Evet, Ferhat'ın memleketine gitmeden olmazdı. Orada neler yaşandığını öğrenmek benim için anlamlıydı.
Dersim’in geçmişine dair öğrendiklerim beni çok etkiledi, tarihini daha önceden hiç duymamıştım. Dersim'de yaşanan o büyük trajediyi Ferhat'la geliştirdiğimiz ilişki üzerinden öğrenmiş oldum. Ferhat'la birlikte kurumumuz bünyesinde çalışan 15 kişiyle birlikte Dersim'i gezdik, ağıtlarda dile getirdiği acıların yaşandığı o mekanları gördük ve çok derin bir tecrübeydi bizim için.
Dersim’in acıları barındıran tarihi dünyanın da görmezden geldiği bir tarih olmuştur. Ferhat dünyayı bu konu ile ilgili haberdar etmek için çok önemli çalışmalar yürütüyor ve Anadolu'nun gerçek geçmişini daha fazla anlamamızı sağlıyor. O, sanat yaşamını Dersim’e adamış biri olarak saygıyı fazlasıyla hak ediyor.
“Ferhat yeni albümünde barışiçin yol gösteriyor”
''Şuvare Kırmanciye'' isimli Zazaca albümü de sıradan bir albüm değildi kuşkusuz, bir halkın tarihsel acılarını müzikle ortaklaştırmanın en güçlü örneklerinden biri. Yeni yapılan albümle bu yönlü bir benzerliği var mı?
Evet. Dersim halkının tarihsel acılarının en güzel şekliyle müziğe aktarıldığı, duygu yüklü ve güçlü bir albümdür, Ferhat harika şarkılar yapmıştır.
Ferhat’ın şarkılarını insanlar daha iyi anlarlarsa Dersim’e dair geçmişte ve günümüzde neler yaşandığını ve yaşanmakta olduğunu içten hissedeceklerdir.
Ferhat, bu konuda bize şarkılarıyla ve yazılarıyla yardımcı olmaktadır. Bu tarihsel gerçeklerin yeteri kadar bilinmiyor olması hepimiz için büyük bir kayıptır.
Sanırım "Şuvare Kırmanciye" albümüyle birlikte Dersim'de yaşananlar artık çok daha iyi bilinmekte, Özelikle Avrupa'da bu albüme dair aldığımız tepkiler bunu başardığımız yönünde bir işarettir.
Müzik bu anlamda önemli bir yol ve istikamet çizmektedir, bu istikametin doğruluğu tartışılamaz. Yeni hazırladığımız albüm bir öncekinden müzikal ve içerik olarak daha zengin bir albüm, kendi alanında başarılı müzisyenlerin katkısıyla gerçekleşen bir albüm.
Sadece Kürtçe eserlerden oluşmuyor; Türkçe, Kürtçe ve Ermenice eserlerin de yer aldığı bir albüm. Ferhat bu albümde yer alan eserleriyle, Türkiye'nin mevcut sistemini sorguluyor ve demokrasi için, barış için bir yol gösteriyor. Ben son derece heyecanlı olduğumu söylemeliyim.
Kürt etnik müziğine bakışınız nasıl? Ferhat Tunç'u bu alanda hangi noktada görüyorsunuz?
Bence Kürt müziği benim kendi ülkem Norveç'teki Samiler'inki gibi çok özel ve güçlü bir geleneğe sahip. Kürt müziğinin sahip olduğu geleneksel yapı geçmişle geleceği birleştirecek özellikte, geleneksel bağın güçlülüğü ve günümüze aktarılması Kürt müziğinin zenginliğinden ileri gelmektedir. Bu zenginliğin dünya müzik platformuna taşınması ihtiyacı var ve Kürt müzisyenlerin bunu gerçekleştirmek adına çok daha iyi çalışmaları gerekir.
Biz bu konuda olması gerekenleri yapıyoruz. Bu alanda Ferhat Tunç önemli bir örnek. Kendi ülkesinde bunca baskı ve engellemelere maruz kalıyor ama duruşundan asla geri adım atmıyor. Müzik eserleriyle bu kültürün bilinmesine aracılık ediyor. Bu alanda Avrupa ülkelerinde Kürt müziği söz konusu olduğunda Ferhat Tunç ismi önem kazanmış görünüyor.
“Albüm, dünya müzik platformunda kabul görebilir”
Norveçli sanatçıların da katkısı ile albüm müzikal anlamda yenilikleri ve ilkleri barındırıyor olacak gibi görünüyor, nasıl bir sentez bekliyor dinleyicileri?
Bence albüm Türkiye'deki çağdaş halk müziği ile Kürt geleneğinin, Norveç'ten bazı ses elementlerinin ve müzisyenlerin bir buluşması olacak.
Bu konuda daha önce yapılmış çalışmalar vardır kuşkusuz ancak, Ferhat'ın bestelerinin diğer müzikal anlayışlarla uyumu son derece mükemmel. Bu da bizim Norveçli müzisyenlerle birlikte gerçekleştireceğimiz çalışmayı kolaylaştırıyor.
Türkiye'deki stüdyo aşamasını tamamlamak önemliydi ve biz bunu başardık. Norveç'te bir ay kadar yoğunlaşmamız gerekiyor ve ben ardından ortaya çıkacak başarıyı şimdiden görebiliyorum. Yenilikleriyle kültürleri buluşturan güçlü bir albüm olacak.
Size göre bu çalışmanın, özellikle dünya müzik arşivlerindeki yeri ne olacak?
Şimdiden bir şey söylemek çok zor, umarım dünya müziğinde en iyi şekilde yerini alacaktır, biz de bunun olması için özel bir çalışma yapmak istiyoruz.
Albümde yer alan eserlerin dünya müzik platformunda rahatlıkla kabul göreceğine inanıyorum, bunu başarmak için albümün tamamlanması öncelikle önemli ilk adım olacaktır. Gerisi kolay olacak gibi geliyor bana.
“Her türlü bedeli ödemeye hazır”
Bir yapımcı olarak, ülkesindeki muhalif kimliği nedeniyle siyasi baskıların sürekli hedefi haline gelmiş bir sanatçıyla çalışmanın sizdeki karşılığı nedir?
Benim için Ferhat’ın taşıdığı muhalif kimlik ve özgürlük tutkusu onun müzik yaşamının en güçlü bir ilham kaynağı olmuştur. Onun zalimlere karşı cesurca meydan okuması beni gerçekten çok etkiliyor.
Ferhat üç yıl kesinleşmiş hapis cezası olan bir sanatçıdır, ertelenmiş bir ceza olması cezaevine girmeyeceğinin garantisi de değildir. Ben onunla ilgili endişeleniyorum ancak o kendi gündeminde böyle bir cezayı sorun olarak görmüyor, özgürlüğe tutkulu bir sanatçı olarak her türlü bedeli ödemeye hazır biri. Bu tutumundan etkilendiğimi itiraf etmeliyim.
“Ferhat'a iyi bakın”
İstanbul kayıtlarını bitirdiniz, Norveç'te neler eklemeyi planlıyorsunuz?
Norveç'te birlikte çalışacağımız çok ilginç ve güçlü müzisyenler var. Gitarist Kinut Raiersrud bu müzisyenlerin başında geliyor. Eminim beklediğimizden de çok daha etkileyici bir müzikal albüm olacak.
Bir başka sürprizimiz daha var ki bunu albümün çıkışıyla birlikte bilinmesini istiyoruz. Bu albüme akustik enstrümanların yanında koronun da güçlü ifadesi yer alacaktır.
Son olarak Ferhat Tunç dinleyicilerine bir cümleyle ne söylersiniz?
Ferhat’a iyi bakın. O, memleketiniz için çok değerli bir insan. (ÖŞ/EKN)