Ferda Paksüt yaklaşık yedi saat süren bir sorgunun ardından eşi Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'le birlikte Adliye’den ayrıldı.
hurriyet.com.tr'nin haberine göre Adliye çıkışında gazetecilerin sorularına "Olay yargıya intikal etmiştir. Dimdik ayaktayım. Avukatım konuşma yasağı getirdi. Soruşturma ile ilgili her türlü bilgiyi avukatımdan alabilirsiniz" dedi.
Ferda Paksüt sabah saatlerinde Ergenekon kapsamında ifade vermek için eşi Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt ve avukatı Bülent Acar'la birlikte geldiği Ankara Adalet Sarayı'ndan ayrıldı.
Vatan'ın haberine göre Paksüt ifadesinin ilk bölümünde de Ergenekon kapsamında ifade vermek için eşi ve avukatı Bülent Acar'la birlikte geldiği Ankara Adalet Sarayı'ndan ayrılırken basın mensuplarına, avukatının getirdiği yasak nedeniyle konuşmayacağını söylemişti. Ferda Paksüt saat 13:00'ten itibaren Savcı Mustafa Bilgili’ye ifade vermeye devam ediyordu.
Ferda Paksüt, Ergenekon soruşturması çerçevesinde ifade vermek üzere savcılığa çağrılmasının ardından dün NTV'ye yaptığı açıklamada "Benim örgütle işim olmaz. Hedefte eşim Osman Paksüt var" demişti.
"Amaç Osman Paksüt'ü istifaya zorlamak"
Ferda Paksüt asıl hedefin eşi Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ü istifaya zorlamak olduğunu söylemişti:
"Ben ne örgüt tanırım, ne de örgüt üyelerini... Benimle uğraşmalarındaki asıl amaç beyefendidir. Beyefendinin kontenjanı altın değerindedir. Cumhurbaşkanı, Danıştay ve Yargıtay üyeliklerinden üç kişi arasından seçim yapar, ancak bürokrat kadrosuna istediği ismi direkt atayabilir. Beyefendi istifa ettiği takdirde, Cumhurbaşkanı istediği adamı seçer. Benim üzerimden baskı yapılmak isteniyor."
"Her 'Merhaba' dediğinizde örgüt mü kuruyorsunuz?"
"Herhangi bir örgüt evini ziyaret etmedim, herhangi bir örgüte üye olmadım. Hurşit Tolon’u binbaşılığından tanırım. Hilmi Özkök ve İlker Başbuğ ile üç sene Brüksel’de birlikte olduk. Abdullatif Şener’in karısı ile tanışırım, beni onunla tanıştıran da Haşim Kılıç’ın karısıdır. Abdullah Gül’ün karısı da sık sık konuştuğum insanlardan. Dava açıldıktan sonra Cemil Çiçek’le de yemek yedim. Abdulkadir Aksu ile de konuştum. İkisi de çok sevdiğim insanlardır. Davaya ilişkin konuştuk. ‘Dava açıldı artık ne olacak, şimdi ne yapsak?’ dediler. Her ‘merhaba’ dediğinizde örgüt mü kuruyorsunuz?”
Savcının neden çağırdığına ilişkin net bilgi vermediğini belirten Paksüt, "Hayatımda ifade vermedim oraya gidip de çıkacağımın garantisi yok. Durduk yere kendimi savunmak zorunda bırakılıyorum" diye konuşmuş, Osman Paksüt, soruşturmanın Savcı Öz, tarafından yönlendirilmeye çalışıldığını, özel telefon görüşmelerinin yayınlanmasının yasadışı olduğunu söylemişti. (NZ/EZÖ)