Boğaziçi Üniversitesi'nden akademisyen Nükhet Sirman "Kadınlar Açısından Kentleşme Politikaları-Modernleşme ve Beyoğlu" başlıklı sunumunda feminist bir aday çıkarmanın anlamı üzerine konuştu.
Yer ile yerelin farkı
Dün, İstanbul Eczacılar odasında Feminist Kolektif'in düzenlediği "Yerel Seçimler ve Feminist Mücadele" panelinde konuşan Sirman şöyle dedi:
"'Yer' kelimesi ile 'yerel' kelimesinin arasındaki fakları düşünmeliyiz. 'Yer' yaşanmışlık olması, tekrar edilemeyen ve genelleşemeyen bir hayat deneyimine işaret etmesine karşın 'yerel' kapsama alanı gittikçe gelişen bir ölçek, yaşanmışlıkla, kadınla vs. ile ilgisi olmayan hem liberal siyasetin sermayesinin hem siyasi sermayenin biriktirildiği bir alan haline geldi."
Sirman "Acaba feminist politika bu söyleme yer açabiliyor mu? Emin değilim. Feminist belediye başkan adayı çıkarmakla ilişkisi kurulabilir mi? Yer buna uygun ama yerel yani ölçek siyaset olarak uygun değil" dedi.
"Nasıl bir yerde yaşamak istiyorum?" ve "Yaşadığım yerin nasıl olmasını hayal ediyorum?" sorularının da üstünü Sirman'a göre içi boşaltılarak kullanılan "hizmet" kavramı örtüyor.
"Kadın" kelimesinin de aynı şekilde içi boşaltılarak siyasette nesne olarak kullanıldığının altını çizen Sirman "Bizim mücadelemiz buna nasıl engel olacağımız üzerine kafa yormak olmalı" dedi.
"Feminist aday çıkarmak demek siyasette kadını özne yapmak ise kadının arka bahçesine, mahrem alanına bakmalıyız. Mahalleyi ve aileyi kent kapsamında nasıl düşünmeliyiz. Bu alanlar kadını ezdikleri gibi güçlendiren de alanlar. Elimizin tersiyle itmemeli, kulak vermeliyiz. Feminist yaklaşımın karanlıkta bıraktığı bazı noktaları açmamız gerek."
Siyasetin kendisinin erk üzerine kurulduğunu vurgulayan Sirman kadının siyasete atıldıkça erkeksileştiğini söyledi.
"Kadınlara sığınak sağlamak, sığınağı barınaktan çıkar mıdır kadını güçlendiren? Mahallenin, ailenin, yerin kadınlar adına nasıl işlediğini biliyor muyuz? Kadınlar patriyarkal iş bölümüne göre bakım işlerini sırtlanmışlarsa ama aynı zamanda kriz dolayısıyla emek sektöründe de var oluyorlarsa bu bilgi ve becerilerini siyasetin içinde nasıl görünür hale getirebiliriz?"
"Kadın hikayeleri dinlemeliyiz"
Feminist aday süreciniyse Sirman şöyle değerlendirdi:
"Arabalarla turlar atmak gibi seçim sürecini bildik siyaset üzerinden yapıyoruz. Bunun yerine kadın hikayelerini dinleyebileceğimiz alanlar yaratmalıyız. Kadın meclisleri, kadın kahveleri kurmayı öneriyorum. Seçimi kazanmayı değil de feminist karşılaşmayı sağlamak için uğraşmalıyız."
Sirman'a göre hem böylece kadınların gerçek ihtiyaçları hem de o ihtiyaçlarını nasıl karşıladıkları da böylece öğrenilebilir.
"Feminist adaylık sürecinde kadınlara ait bir odayı siyasetin aracı yapabilir ya da bilinç yükseltme pratiğini özel alan, kamusal alan ayrımını yapacak şekilde yeniden düzenleyebiliriz."
Sirman dışında panelde konuşan kadınlar şöyle:
Saime Ülfet Taylı Taş, Gülnur Savran, Asuman Türkün, Ece Kocabıçak, Fethiye Çetin, Hülya Gülbahar, Nurcan Özkaplan, Esen Özdemir, Nazan Üstündağ, Serpil Çakır, Yeşim Başaran, Hanım Tosun, Bahar Çelik, Nazan Moroğlu. (EZÖ)