Türkiye ve İsveç basınından Fadime'nin beş yıldır evden ayrı yaşadığını, babasının İsveç'le bir gençle yaşadığı için "namus meselesi" yüzünden kızını öldürdüğünü öğrendik.
Daha önce kızı evden ayrıldığı için onu dövmekten ceza alan baba Rahmi Şahindal mahkemede Fadime'yi öldürdüğünü itiraf etti ve tutuklandı.
İsveç hükümeti olaydan sonra yas ilan etti ve bayraklar yarıya indirildi. 20 yaşındaki İsveç'te ailesiyle yaşayan üniversite öğrencisi Esra "Fadimenin ölümünden sonra bütün suç Kürtlerin üzerin atıldı Hükümetin ve medya sorunu çözmek isteseydi bir kaç hafta sonra olayı unutmazdı" diyor.
Esra ve Sofia bir kaç hafta önce okulları Stockholm Scholl of Economics'in " yürüttüğü bir proje kapsamında İstanbul'daydı. Projeyi konuşurken konu hemen Fadime'ye geldi. Esra İsveç'te bir Kürt kızı olarak Fadime'nin öldürülüşünden sonra yaşadıklarını anlattı. Sofia ise İsveçlilerin gözünden "yabancıları"değerlendirdi?
Fadime'nin öldürülüşünden sonra yaşananları anlatır mısınız?
Esra: İsveçli bir kadın gazeteci bir iki yıl önce Fadime'nin evden ayrılışını ve ailesiyle yaşadığı sorunları anlatan bir belgesel yapmıştı. Fadime belgeselde babasının on u dövdüğünü ve öldürülebileceğini anlatıyordu. İsveç'te çoğu kişi onu bu filmden tarıyordu. Öldürüldükten sonra basında çıkanlar ise Fadime'nin ailesinin Kürt olduğu içini töreler göre bu cinayeti işlediğini yazıyordu. Okulda arkadaşlarım gelip senini ailende sana böyle baskı uyguluyor mu diye sormaya başladı. Birden tüm İsveç Kürtlerin üzerine atladı. Bu cinayet kadınlara yapılan bir haksızlık. Basında bunun sadece Kürt kültürüne yönelik bir canavarlıkmış gibi göstermeye başladılar.
Sofia: Zaten 11 Eylül saldırısından sonra tüm dünyada Müslümanlara karşı bir ayrımcılık oldu. İsveç'te de Fadime'nin öldürülüşü iki kültür-din arasındaki farklara dayandırıldı. İsveç'teki feministler, solcular ve aydınlar ise Fadime'nin öldürülüşünden haklarını savundukları insanların,Kürtlerin, birden hiç kabul edilemeyecek bir şey yapmaları karşında şok içindeydi. Onlar bile olayı yalnız Kürtlere özel bir şey gibi görebiliyorlardı.
İsveçlilerin takındığı tutum nasırdı?
Esra: İsveçli ya da Kürt kimliğini kabul etmek gibi durumda kaldık. Tabii ki bizimde bazı geleneklerimiz ve kurallarımız var. İsveçliler gibi yaşamak zorunda değiliz. Fadime'nin ailesi çok cahildi. Fadime Kürt kadınlarının yüzyıllardır yavaş yavaş değiştirmeye çalıştırdıkları kadınlara karşı kuralları tek seferde değiştirmeye kalktı. Kendini anlattığı belgeselden sonra biraz da medyanın kışkırtmasıyla oldu bu. Kürtlerin İsveç'te bir yabancı olarak yaşadıklarını anlamadıkları ve bir diyalog ortamıyla çözmeye yanaşmadıkları için birden her şeyin değiştirilebileceğin zannettiler.
İsveç'teki kadınların durumu bize örnek olarak gösterildi. Fadime öldükten bir kaç gün sonra ablasıyla bir röportaj yapmışlardı.Arkasında İsveç bayrağı vardı ve tüm aileni yaşadığı bir trajedi medyaya malzeme olarak kullanıldı. İlk başlarda Kürtler suskun kalmayı tercih ettiler. Çünkü medyaya çıkınca bizde aynen sizin gibiyiz deyip tüm kültürlerini inkar etmek zorunda kalacaklardı.
İsveç'te Kürtlerin olaya yaklaşımı nasıldı?
İki toplum arasında Kürtlerin üzerine çok fazla gidildiği için ayrımcılık arttı. Olaydan sonra "Kadın haklarını savunan Kürt Erkekleri" adında bir dernek kuruldu. Türkiye7nin bile farklı bölgelerinde yaşayan Kürtlerin gelenekleri farlık ve Kürtler bunları inkar ederek değil kadın haklarına yönelik bir değişimi yaşanması gerektiğini biliyorlardı. ama önce İsveç medyası sussun, biz kendi içimizde yaşananları sorgulayalım, buradaki yabancılar olarak buna benzer sorunları nasıl çözebileceğimizi kendimiz bulalım dediler.
- Peki iki toplumun da kendisine sorması gerekin şeyler var mıydı?
S: Olayın yansıtılmayan tarafı bu cinayetin tüm kadınların ve milletlerin sorunun olduğuydu. Sorunun temelinde erkeklerin kadınların cinselliğini kontrol etmek istemeleri yatıyor.
İsveç'teki yabancılar bunu kendi içlerindeki belli kurallarla sağlıyorlar.
İsveç'teki kadınlar üzerinde ise bu kontrol isteği farklı yansıyor. İsveçli genç kızlar yalnız güzel görünebilmek için yemek yemiyor, onlara önerilen manken modellerin benzemek için çabalıyorlar. Metroya bindiğinizde kızlara yönelik şaka yollu sataşmaları, cinsel içerikli sözleri duyabilirsiniz. Genç kız ve Erkelere önerilen modeller cinsellik üzerin kurulu ve erkeklerin egemenliğine dayanıyor. Aslında erkeklerin ve kızların belli bir yaşta cinselliği tanımaları gerektiği söyleniyor. Her iki cinse de uygulanan bir baskı bu. On beş yaşına kadar kimseyle cinsel ilişkiye girmemişseniz bu garip karşılanıyor.
Böyle bir ortamda Kürtlerin kadınlara yönelik daha çok baskı uygulamaları söz konusu mu?
E: Tabi ki cinsellik e kadınların basık altında yaşamaları için bir tamı serbestlikler gerekiyor.Ama bizim kültürümüzle İsveçlilerin kültürleri çok farklı. Fadime'nin ölümünden sonra bunu daha iyi anladım. Bizde aileye çok büyük bir saygı var. Bizden bunu terk etmemizi istiyorlar. Halbuki çocukların aileleriyle yakın ilişkiler kurmaları, kuralları tartışmaları ve gerektiğinde hem ailenin hem de çocuğun karşılıklı saygıları için bu kurallara uymaları çok normal. Yabancı aileler kızların saygı duydukları için baskıcı olamayan kurallar koyabilirler.
Fadime'nin ailesinin ve çoğu yabancının eğitimsiz ve cahil olduklarını kadınlara karşı çok sert kurlar uyguladıklarını söylüyorsun. çözüm olanakları nasıl yaratılacak?
Esra:İsveç'teki çoğu yabancı çocuğunu üniversiteye göndermiyor. Kendi buldukları işler de belli statüde kalıyor. Tabii ki bizi ucuz iş gücü olarak gördüklerini farkındayız. Doktorluk ya da avukatlık gibi mesleklerde yabancıların yükselebilmeleri belli yasalar olduğu için çok zor. Yabancılar İsveç'te doktor olabilme için beş yıl fazladan eğitim almak zorunda.
İsveçlilerle yaşadığımız mahallerden tutun diyalog ortamlarımız o kadar az ki. Bu yabancıların izole olmalarına ve daha katı kurallar içinde yaşamalarına neden oluyor. Entegrasyon sosyal boyutta ele alınmadığı için iki toplum birbirinden daha çok uzaklaşıyor. Tek çözüm birbirimizi anlayabileceğimiz, kültürümüzü düşüncelerimizi tanıyabileceğimiz ortamların yaratılması.