Dernek, hapishanelerde tecrit uygulamasının altı yıldır sürdürüldüğünü, "121 siyasi tutsağın öldüğünü, 500'den fazla kişinin sakat bırakıldığını" anımsattı; Türkiye'de cezaevi sorunların çözüm üretmek için gerekenleri şöyle sıraladı:
* F Tipi cezaevlerinin mimari yapısında yapılacak değişiklikle tutuklu ve hükümlülerin en az 15 kişinin yan yana gelebilecek şekilde düzenlenmesi. Bu değişiklikte, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) projeleri dikkate alınmalı.
Ceza İnfaz Kanunu (CİK) değiştirilmeli. Değişim barolardan, Çağdaş Hukukçular Derneği'nden (ÇHD), Türk Tabipler Birliği'nden (TTB) oluşan bir kurulun gözetiminde yapılmalı.
* Tutsaklar tüm haklarını koşulsuz kullanabilmeli.
* Bağımsız izleme kuralları oluşturulmalı. Kurul, tutuklu ve hükümlü yakınlarından, İnsan Hakları Derneği'nden (İHD), Çağdaş Hukukçular Derneği'nden (ÇHD), barolardan, Türk Tabipler Birliği'nden (TTB), aydın ve sanatçılardan oluşmalı.
Dernek, 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kanu'nun, nasıl kullanıldığını da şöyle özetledi:
* Siyasi tutsakların terörist kimliğinin kullanılması dayatılıyor.
* Bu kimlik kullanılmaz ise, savunma, tedavi, görüş gibi tüm haklarının gasp edilmesi gündeme geliyor.
* Alınan disiplin cezaları nedeniyle, zorla sürgün ve sevk yapılıyor.
* Tahliye olduğu halde, tutsağın disiplin cezası nedeniyle salıverilmesi geciktiriliyor.
* Ağırlaştırılmış müebbetten hüküm giyen tutsakların havalandırmaya l saat çıkartılması, ayakta sayım istenmesi gibi uygulamalar yürürlüğe girdi. (TK)