Nasıl karar verdi
Hüseyin Karabey, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk 'ün dokuz ay önce "Cezaevlerimiz, çağdaş batı standartlarına uygun olacak" açıklamasıyla birlikte böyle bir filmi yapmaya karar veriyor. Ve batının "çağdaş" F Tipi cezaevlerini araştırmaya koyuluyor.
Karabey, filminde İspanya'dan Almanya'ya , İngiltere'ye ve Amerika'ya kadar uzanan "çağdaş" cezaevlerinden kesitleri, bu cezaevinde kalanların tanıklığıyla birlikte anlatıyor.
Uygulama insan haklarına aykırı
Türkiye'de cezaevlerinde yaklaşık 71 bin tutuklu ve hükümlünün bulunduğunu, bunların 10 binden fazlası ise siyasi tutuklu ve hükümlülerden oluştuğunu belirterek söze başlayan Karabey şöyle diyor:
"Adalet Bakanlığı F Tipi cezaevleri modelini kamuoyuna Avrupa standardındaki cezaevleri olarak tanıtıyor. Türkiye'de bir işin gerçekleştirilmesinde kıstas alınan Avrupa'nın cezaevleri politikası hiç de iç açıcı gözükmüyor."
"Almanya, İspanya, İtalya ve Amerika'daki hücre tipi cezaevlerinde kalmış eski tutuklu ve hükümlülerle, onların aileleri ile görüşmeler, yine bu konuda araştırma yapmış doktor, avukat ve parlamenterlerin görüşleri, bize örnek alınan sistemin insan haklarına aykırı olduğu gibi 100 yıla varan bilimsel araştırmaların sonucu oluşmuş, sistematik bir uygulama olduğunu gösteriyordu".
Filminin varolan 30 yıllık modern tecrit cezaevlerinin deneyimini çözümlemeye çalıştığını belirten Karabey, "İddia edilen ile var olanın arasındaki fark izleyiciye sunuluyor. Cezaevlerinde uygulanacak olan izolasyon 'Tecrit' sisteminin sonuçları canlı tanıkların anlatımı ve belge görüntülerle izleyiciye aktarılıyor" diyor.
Amaç kişiliği yok etmek
2000 yılının Ekim sonu ile Aralık başı arasında altı ülkede uzun sürede hücrede tecrit koşullarında kalmış otuza yakın kişiyle video çekimi yapan Karacabey, Avrupa'da uygulanan cezaevi sisteminin, Türkiye'de uygulanmak istenen sistemin ilham kaynağını oluşturduğunu söylüyor;
"Sistemin özü, insanın duyusal algılarının uyarıcılardan, yani dış dünyadan ve doğal olan her şeyden yoksun bırakılarak tutuklunun kişiliğini yok etmek olarak özetlenebilir. Geçen sene Fransa'da izolasyon hücrelerinde kalan125 kişi intihar etti . Uygulamanın, insan tabiatı üzerine araştırmaları olan bilim adamlarının 100 yıla yayılan bilimsel çalışmalarını, iktidardakilerle tam bir işbirliği ile paylaşmasıyla gerçekleştiğini gördük. Onlar ilk önce düşündüler, sonra deneyler yaptılar, en sonunda da hayata geçirdiler.
Zamanla görme yetisi kayboluyor
Karabey'in belgesel filmi yakın zamanda "Sessiz Ölüm" adıyla kitap olarak da çıkacak. Sessiz Ölüm'ün tanıkları 1979-1995 arası İspanya'da cezaevinde kalan Basklı Tomax Karrera 'nın cezaevi tanıklığı:
"İspanya'da iki türlü izolasyon var. Eski tip cezaevleri ve yeni tip cezaevleri. Eski tip cezaevlerinde diğer tutuklularla konuşmak daha mümkün, fakat konuşurken yakalanırsan hemen hücreye konuluyorsun."
"Modern olan cezaevlerinde ise diğerlerini görmek ve konuşmak imkansız. Tek insani ilişkin gardiyanlarla, o da asla seninle konuşmuyor. Hücreler 3'e 5 m. çapında. Küçük bir penceresi var ama pencere küçük delikleri olan bir metal ızgara ile kaplı. İçeri ışık girse de buradan dışarısını görmek
imkansız."
"Biz buna diskotek etkisi diyoruz. Pencereden süzülen ışık ve dışarıyı görememek. Bir süre sonra yavaş yavaş görme yeteneğinizi kaybetmenize yol açıyor. Nesneler arasındaki uzaklık ve yakınlık farkını
algılayamıyorsunuz..."
"Birbirimize zarar vermemizi beklediler"
1972-1994 arasında Almanya'da bir cezaevinde tecritte kalan Irmgard Möller ise 1977 yılında cezaevindeki saldırıdan sağ kurtuluyor. 20 yıl izolasyonda kalan Möller'in tanıklığı ise şöyle:
"Ya tek başınaydım ya da Almanya'da grup tecridi denilen tecridin bir türünü yaşadım. Bu tecritte 3 kişi bir araya konuyor ve birbirlerine uzun yıllar içerisinde zara vermeleri bekleniyor. Tutsaklığımın son 14 yılında grup tecridinde kaldım. Orada 3 kadın tutsaktık, birbirimizden başka hiç kimseyi görmezdik ve başka hiç kimse ile konuşma şansımız olmadı. Başka hiçbir tutsağı da görmedik. Havalandırmaya çıktığımızda da bizden başka sadece otomatik tüfekli gardiyanlar ardı. Sadece 3'ümüz vardık. 14 yıl böyle geçti."
Filmde cezaevi tanıklıklarını anlatanların ülkeleri ve isimleri ise şunlar:
ALMANYA:
- Irmgard Möller , 1977 yılı Cezaevindeki saldırıdan sağ kurtuldu. 20 yıl izolasyon da kaldı.
- Günther Sonnenberg , 16 yıl boyunca izolasyonda kaldı.
- Andeas Vögel , 15 yıl boyunca izolasyonda kaldı.
- Christian Klar , Christia Klar`ın Annesi. Oğlu 20 yıldır izolasyonda kalıyor.
- Av.Christian Strobele , Yeşiller Partisinden Milletvekili ayrıca dönemin avukatlarından.
- Claudio Roth , Yeşiller Partisinden Milletvekili.
- Hans - Werner Kroesinger , Tiyatro Yönetmeni, izolasyonla ilgili bir oyun yönetmiş.
İTALYA:
- Domenico Maracino , 15 yıl boyunca cezaevinde kalmış. 2 yıl izolasyonda kalmış.
- Salvatore Francolacci , 6 yıl boyunca cezaevinde kalmış.
- Av. Giuseppe Pelazza , eski politik tutukluların avukatı.
- Patrizia Lomuscio , Siyasi tutuklu yakını.
- Pierino Matta , 22 yıl cezaevinde kalmış. izolasyonda uzun süre kalmış.
İSPANYA:
- Tomax Karrera , Basklı, 16 yıl boyunca cezaevinde kalmış.
- Mikel Korta , Basklı tutuklularla dayanışma derneği üyesi.
- Mitxel Saasketa , 20 yıl cezaevinde kalmış. Uzun yıllar izolasyonda kalmış.
- Dr. Patxi Arrien , Psikoterapist, Basklı tutukluların doktoru.
- Dr. Estibaliz Gorostiaga , Basklı tutukluların doktoru.
- Av. Joseba Agudo , Basklı tutukluların avukatı.
TÜRKİYE:
- Dr.Mehmet Bekaroğlu , Fazilet Partisi Milletvekili, Meclis İnsan Hakları Komisyonu Üyesi.
- Veli Saçılık , Burdur Cezaevi operasyonunda kolunu kaybetti.
- Kezban Saçılık , Veli Saçılık'ın Annesi.
- Av. Zeki Rüzgar .
ABD:
- Texas eyaleti cezaevinde tutuklular ve vali ile yapılmış röportajlar.
-Cezaevinin uygulamalarını gösteren çekimler.(HYF/YV/YÖ)