Evrensel’in, Basın İlan Kurumu'nun (BİK), resmi ilan ve reklam yayımlama hakkını iptal etmesine karşı açtığı davada İstanbul 2. İdare Mahkemesi kararını açıkladı.
Basın İlan Kurumu’nun öne sürdüğü “birden fazla gazete almanın suç” olduğu savını kabul eden mahkeme “çeşitli siyasi parti ve şirketlere toplam 359 adet nüshanın sevkinin gerçekleştirildiğini”, bu nedenle “asgari fiili satış şartını gerçekleştirmediği”ni belirterek davanın reddine karar verdi.
Mahkeme kararında şöyle dedi:
"Gazete sevkinin sürekli gerçekleştirildiğinin görüldüğü ve son nokta bayi niteliği olmayan çeşitli siyasi parti ve şirketlere toplam 359 adet nüshasının sevkinin gerçekleştirildiğini, elektronik ortamda tutulması zorunlu olan sektörel defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Zorunlu Defterler Tebliğine aykırı şekilde günlük olarak işlenmediğini ve gazetenin her yayın günü için faturası düzenlenmiş bayi ve abone defterinden belirtilen 50 abone satışının mevcut olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
"Bu durumda, yukarıda anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde son nokta-tali bayilerdeki satışların fiilen ve birer birer yapılmış olmasının asıl olduğunun belirtilmesi karşısında, davacı gazete yönünden yapılan toplu satışların hariç tutulduğunda mevzuatta aranan asgari fiili satış şartını gerçekleştirmediği anlaşıldığından Resmi İlan Ve Reklamlar İle Bunları Yayınlayacak Süreli Yayınlar Yönetmeliği uyarınca, davacının imtiyaz sahibi olduğu günlük Evrensel Gazetesi’nin gazetesinin resmi ilan ve reklam yayınlama hakkının sona erdirilmesine ilişkin tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadı sonucuna varılmıştır."
Avcı: Eşitlik ilkesine aykırı
Davayla ilgili Evrensel Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal ve avukat Devrim Avcı, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın Akademi binasında basın açıklaması düzenledi.
İlk olarak konuşan Avcı, Basın İlan Kurumu’nun 15 Aralık 2022’de kendilerine Evrensel’in artık resmi ilan ve reklam alamayacağına dair bir tebligat yaptığını söyledi.
Bu durumun daha öncesi de olduğunu belirten Avcı “Neredeyse 2021’den beri Basın İlan Kurumu’nun verdiği cezalarla” uğraşıyoruz dedi.
Mahkemenin kararının son derece taraflı olduğunu belirten Avcı “Gazetelere maddi yardımın tek elde toplanması ve bunun kontrolünün yine Basın İlan Kurumu’nun kendi elinde olması gerektiğine dair bir karar bu” diye konuştu:
Mesele resmi ilan ve reklam yayınlama hakkımızın iptal edilip, prosedürü tekrar tamamlayıp başvuru yapma meselesi değil.
Mesele Basın İlan Kurumu’nun, bir toplu iş sözleşmesinde Evrensel’e yer verilmesine, bir siyasi partinin gazeteye abone olmasına veya gazetenin okurlarının bayilerden ikişer ya da üçer tane gazete almasına bu kadar karışıyor olmasında…
Ve Basın İlan Kurumu’nun Evrensel nezdinde bunu sürekli takip edip, başka gazeteler açısından özellikle yandaş gazeteler açısından böyle bir yükümlülüğü es geçmiş olmasında. Bu kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı…
Avcı, 30 gün içinde kararı istinafa taşıma haklarının olduğunu belirterek, dosyayı gerekirse Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacaklarını söyledi.
Özdal: Davalıyla karar vericiler arasındaki illiyet bağını gözlerimizle gördük
Avcı’nın açıklamalarının ardından konuşan Hakkı Özdal da kararın politik olduğunu söyledi. Kararın yayıncılık faaliyetlerine etkisinin olmayacağını dile getiren Özdal, şöyle konuştu:
Bu kararın karşılığı önemli bir maddi kayıp Evrensel için. Zaten olağanüstü zor koşullarda, dağıtım tekellerinin, medya tekellerinin baskısı altında yapılan bir yayıncılığın yeni bir zorlukla karşılaşması demek bu karar.
Ancak bu bizim yayıncılık faaliyetimize, gazetecilik faaliyetimize engel olmayacak. İlan aldığımız dönemdeki kadar cesaretle, aynı şevkle çalışmaya devam edeceğiz. Ama bu kararın gerekçesini oluşturan şey, doğrudan Evrensel’in karşı karşıya kaldığı zorluklarla ilgili.
Şöyle ki, Basın İlan Kurumu, bir kişinin birden fazla gazete almasını, bir satış operasyonu olarak değerlendiriyor. Böyle olmadığını biliyor, elbette biliyor ama bunu gerekçe yapıyor. Aynı anda aslında Türkiye'deki dağıtım tekellerinin sorununa parmak basmış oluyor. Başka bir koşullarda olsaydık Basın İlan Kurumu’nun bu tutumu dağıtım tekellerinin yol açtığı sorunu tartışmamızı sağlardı.
Dağıtım şu anda Türkiye'de tekel. Sözcüğün gerçek anlamıyla bir tekel. Dağıtım tekeli gazetelerin, en azından gazetemizin taleplerini görmezden geliyor. Bayilere gazete dağıtımında Evrensel’in taleplerini dikkate almıyor.
Bu durumda bazı okurlarımız, gönüllülerimiz, tekelinin dağıtmadığı yerlere gazetemizin ulaşmasını sağlıyor. Bu doğal akışına uygundur. Dolayısıyla bu karar politik bir karardır. Basın İlan Kurumu’nun Evrensel’in resmi ilan hakkını gasp eden kararı tamamen politiktir.
Nasıl televizyon kanallarının üzerinde RTÜK vesayeti ve baskısı, sopası varsa Basın İlan Kurumu da bir maddi cezalandırma aracı olarak yazılı ve internet basınının üzerinde bir sopa durumunda.
Duruşmaları da izledik. Davalıyla karar vericiler arasındaki illiyet bağını gözlerimizle gördük. Sadece Evrensel’in yaşadığı bir sorun değil bu. Türkiye'de hukuk denebilecek son teşrifatın genel görünümü bu yönde.
Biz aynı anda hem rejimin hukukuyla hem de sermayeyle karşı karşıya olduğumuzu biliyoruz. Bu bizim yayıncılık faaliyetimizin bir yanıyla doğal bir sonucu. Hakkımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz elbette. Hakkımızı arayacağız. Evrensel’in hem rejim yargısıyla hem de doğrudan sermaye sınıfıyla mücadelesi sürecektir.
Ne olmuştu?
Basın İlan Kurumu, 22 Ağustos 2022’de okurların bayilerden birden fazla gazete satın alması, kurum abonelikleri ve kayıt defterlerinin düzenli tutulmadığı iddiasıyla, Evrensel’in resmi ilan ve reklam yayımlama hakkını tümden iptal etti.
Ancak zaten Basın İlan Kurumu, Eylül 2019’da Evrensel’in resmi ilan ve reklam yayımlama hakkını durdurmuştu.
Evrensel iptal kararı sonrası Basın İlan Kurumu’na kararın kaldırılması talebiyle itirazlarda bulundu. Ancak Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğü itirazları “Gazetenin ihlalini ortadan kaldıracak yeni müspet herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı” iddiasında bulunarak reddetti. Bunun üzerine gazete yargı süreci başlattı.
(HA)