Küresel ısınmaya neden olan şeylerden bir tanesi de konut ısınmasında kullanılan fosil yakıtlar. Ne kadar çok yakıt yakılırsa bacalardan çıkan gazlar, CO2 miktarı artıyor ve bunlar da insanlığın geleceğinin felaketini hazırlıyor.
Ülkemizde konut ısınmasında büyük çoğunlukla fosil yakıtlar kullanıldığından biz bir yandan evimizi, apartmanımızı ısıtmaya çalışırken, bir yandan da dünyadaki küresel ısınmaya da neden olmaktayız.
Küresel ısınmaya neden olan büyük etkenli olaylar içinde küçük de olsa bizim de bir payımız var. Dünyadaki ve ülkemizdeki enerji politikaları, ulaşım politikaları değişmedikçe yani güneş enerjisi, rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynakları fosil yakıtların önüne çıkartılmadıkça bizim dünyadaki küresel ısınmadaki payımızı sıfıra doğru indirmemiz çok zor. Ama çok basit bazı uygulamalarla bunu azaltmamız mümkün.
Ülkemizde ısınmada kullanılan doğalgaz, petrol ve şimdilerde kömür gibi yakıtların yurtdışından ithal edildiği herkes tarafından bilinen bir gerçek. Bu nedenle bu yakıtların verimli ve ekonomik kullanımı hem kendi kesemize, hem ülkemiz ekonomisine katkı sağlayacak hem de dünyanın küresel ısınmasındaki payımız daha aza inecektir.
Böylece gelecek kuşaklara, çocuklarımıza, torunlarımıza karşı bir sorumluluğumuzu da yerine getirmiş olacağız.
Ülkemizde ısınmadaki enerji savurganlığının başlıca nedenleri şunlardır.
1- Düşük verimli, kalitesiz, bakımsız ısınma gereçleri
2- Binalardaki kötü veya hiç olmayan yalıtım
3- Isının bilinçsiz ve kötü kullanımı
Kalitesiz Isınma Gereçleri
Ülkemizde standartlar ve denetim mekanizmaları yeterince etkin olamadığından piyasada düşük verimli, kalitesiz kazanlar, kombiler, sobalar rahatlıkla satılabilmekte ve diğerlerine göre fiyatlarının ucuz olması nedeniyle de kolaylıkla da alıcı bulabilmektedir.
Ya da binaları yapanlar daha ucuza mal edebilmek için bu cihazları bile bile kullanmakta, kimse de ev alırken bunları kontrol etmeyi düşünmemektedir. Ülkemizdeki ısınmadaki enerji savurganlığı bu verimsiz cihazlarla başlamaktadır.
Yine ısınmada kullanılan bu cihazların düzgün ve bilinçli olarak bakımları, temizlikleri yapılmazsa verimleri gün geçtikçe azalmaktadır.
Ülkemizdeki ısınmadaki enerji savurganlığının en büyük nedeni binalardaki yetersiz veya hiç olmayan ısı yalıtımıdır. Gerek duvar ve çatılarda gerekli ısı yalıtımı yapılmadığından gerek pencerelerde düzgün doğrama ve ısıcam kullanılmadığından konutlarımızı ısıtmak için ürettiğimiz ısının büyük bir kısmını göğü ısıtmak için kullanmaktayız.
Merkezi ısıtmalı apartmanlarda kazan genellikle en az ısınan daireye göre yakılmakta, sıcak olan diğer daireler de radyatör vanalarını kısmak yerine pencerelerini açarak fazla sıcaklığı düşürmeyi tercih etmektedirler. Böylece zaten yetersiz ısı yalıtımı nedeniyle ısıtılan gökyüzünü ısıtmaya katkıda bulunmaktadırlar.
Herkes yaktığı kadar ödese
Ülkemizdeki merkezi ısıtmalı çoğu konutta ısınamıyor olsanız da, ısınsanız da, radyatörlerinizi kapatsanız da yakıt aidatlarını her daire eşit olarak ödemektedir. Gündüz evde olmayanlar da, tatile gidip dairesini kullanmayanlar da bu süreler zarfında dairelerindeki ısıdan hiç yararlanmadıkları halde yakıt giderlerini aynen ödemektedir.
Bu nedenle de kimse odalarını veya dairesini kullanmadığı zaman radyatörlerinin vanalarını kısmamakta, kapatmamakta, sıcak olduğu zamanlarda radyatörünün vanasını kısma yerine pencerelerini açmaktadır. Bu nedenle de kullanılmadığı halde yakıt tüketilmektedir.
Halbuki, dairelerde ısı pay ölçerler, kalorimetreler kullanılırsa, yani dairelerde kullanılan ısı elektrik, doğalgaz gibi ölçülerek fiyatlandırılsa insanlar kullandıkları kadar ödeyeceklerinden ısıyı kullanırken daha dikkatli olacaklar daha az ısı tüketeceklerdir.
Kullanılmayan odalarındaki radyatörlerinin vanalarını kısan, evde olmadığı sürelerde radyatörlerini kapayan daire sakinleri tam ödeme yapmayacak, sadece yaklaşık yüzde 30 olan sabit giderlere katılacaklardır.
Aynı zamanda "az ısındım, çok sıcak oldu" şikayetleri de ortadan kalkacaktır. Ortaya çıkan farklı ödeme miktarları kişileri ister istemez ortam sıcaklığının normalin üzerinde olması durumunda pencere açma alışkanlığı yerine radyatör vanasını kısmaya yöneltecektir.
Unutmayalım ki kullandığı kadar ödeyen, daha az kullanır. Şimdiye kadarki deneylerin gösterdiğine göre bu yüzde 20-40 arasında yakıt tasarrufu getirmektedir. Enerjinin tasarrufu yalnız dairelerin bireysel ekonomilerine değil aynı zamanda ulusal ekonomiye de katkıdır, dünyanın küresel ısınmasındaki payımızı azaltıcıdır.
Alınması gereken önlemler
Ancak bu sistemin daha da yararlı olması için doğru kullanılması ve bazı tedbirlerin alınması gereklidir.
* Pay ölçerlerden ve kalorimetrelerden daha iyi yararlanabilmek için radyatörlerimizde termostatik vana takılı olmalıdır.
* İstediğimiz sıcaklığı ayarladığımız termostatik vanalar, ortam ayarlanan sıcaklığa geldiğinde kısmaya başlayacaktır, bir süre sonra da tamamen kapatacaktır.
Eğer dairemizin ısı yalıtımı iyi ise, pencere doğramalarımız üfürmüyorsa ve ısı cam kullanıyor isek bu durumla daha sık karşılaşacağız. Dairemizdeki yalıtım iyi değilse termostatik vana istenilen sıcaklığı tutturabilmek için daha çok açacak ve dolayısıyla daha fazla ısı harcanacaktır. Ama bu yüksek ısı kaybından dolayı aslında ısıttığımız oda değil gökyüzü olacaktır.
Bu nedenle dairemizin yalıtımını, doğramalarını, camlarını bir kere daha gözden geçirelim. Özellikle perde beton olan duvarları içeriden yalıtalım, pencere fitillerini her yıl kontrol edip bozulmuşsa değiştirelim, pencerelerimiz tek cam ise bunları ısı cam ile değiştirelim. Bunlar için yapacağımız yatırım yakıt giderlerinde yapacağımız tasarrufla bize birkaç senede geri dönecektir.
* Odalarımızı havalandırmak için uzun süre az açık pencere yerine kısa süre açılmış birkaç pencereyle oluşturulacak hızlı bir hava akımını tercih edelim.
* Radyatörlerin dekoratif amaçlarla niş içine konması radyatör verimini düşürür. Çıplak radyatörlerin verimlerini yüzde 100 olarak kabul edersek, nişin yapısına göre bu verim yüzde 60'lara kadar düşebilmektedir.
Mümkünse bu nişlerin kaldırılmasını, en azından kış aylarında ön taraftaki ızgaralarını sökülmesini ve nişin duvar kısmının yansıtıcı bir yalıtıcı malzemeyle yalıtılmasını sağlayalım.
* Radyatörlerin önündeki hava akımını engelleyen, ısıtma verimini düşüren kanepe benzeri eşyaları kaldıralım.
* Kullanmadığımız odalardaki radyatörlerinin vanalarını kısalım, evde olmadığımız sürelerde tüm radyatörlerin vanalarını kısalım, ortam sıcaklığının normalin üzerinde olması durumunda pencere açma alışkanlığı yerine radyatör vanalarını kısalım.
* Kışın evde ince giysiler yerine daha kalın giysiler giymeye dikkat edelim. Oturma odaları için 20-22 °C, yatak odaları için 19-20 °C tüm dünyada uzmanlarca önerilen ve sağlıklı olan sıcaklıklardır.
Belki bu öneriler küresel ısınmaya neden olan diğer etkenler yanında çok basit, çok küçük kalacaktır.
Ama unutmayalım ki damlaya damlaya göl olur. Dünyamızın kısıtlı olan enerji kaynaklarını sorumsuzca tüketerek, bu basit şeyleri bile yapmayarak ülke ekonomimizi dışarıya daha bağımlı hale getirdiğimizi, geleceğimizi tehlikeye attığımızı unutmayalım. Gelecek kuşaklara daha güzel, daha temiz bir dünya bırakmak hepimizin sorumluluğudur. (UA/BA)
* Uğur Ayken'in yazısı İstanbul Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mezunları Derneği aylık yayın organı Baraka dergisinin Ekim 2004 sayısında yayımlandı.