kaynak: AA, Fotoğraf: Serra Akcan/csgorselarsiv.org
TBMM Çocuk İstismarının Araştırılması Komisyonu AKP Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu başkanlığında dün toplandı.
Komisyon, UNICEF'in yetkililerini ve akademisyenleri dinledi.
Deprem bölgeleri
Depremden etkilenen bölgelerde çocuk evliliği riskine dair bulguları paylaşan UNICEF yetkilileri, çocuk istismarının önlenmesine yönelik politikaların hayata geçirilmesi ve insani yardım çalışanları da dahil tüm ilgililer hakkında net davranış kurallarının oluşturulması gerektiğini kaydetti.
Hacettepe Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nilüfer Koçtürk, ihmal ve istismarın toplumsal etkilerinin sadece ekonomik olmadığını belirterek, okur yazarlık ve yükseköğrenime devam etme oranında düşüklük, nitelikli iş gücü kaybı, suç işleme oranlarında artış, daha fazla sağlık ve sosyal hizmetlerden yararlanma ve toplum ruh sağlığının bozulması gibi birçok alanda olumsuz etkisinin olduğunu ortaya çıktığını söyledi.
Koçtürk Türkiye'de istismara maruz kalan çocukların, istismarı bildirmeme ya da geç bildirme nedenlerinin "aile içi sorunlara neden olmaktan korkma, ebeveynlerini üzmek istememe, sosyal çevrede olayın duyulacağından korkma, kendini suçlama, fail tarafından tehdit edilme, itibarsızlaşmaktan korkma, istismarı unutmaya çalışma, suçlanmaktan ve dışlanmaktan korkma" olduğunu anlattı.
Çocuğun tanıdığı, bildiği, sevdiği
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül Ulukol, çocuğa yönelik istismarın temel çatısını şiddetin oluşturduğunu dile getirdi.
Ulukol, çocukları kimlerin taciz ettiği konusunda "İstismarcı; çocuğun tanıdığı, bildiği, sevdiği, güvendiği, dar zamanında yardım istediği kişi. Onun için zaten istismarı kolay kolay kontrol altına almamız zor. Bizim yapacağımız şey, çocukları korurken mutlaka tacizin hangi süreçlerden geçtiğini tanıyıp ne zaman müdahale etmemiz gerektiğini iyi biliyor olmamız lazım" değerlendirmesinde bulundu.
COVID-19 salgını öncesi ve sonrası dönemlerde yaşanan istismar araştırma sonuçlarına ilişkin de bilgi veren Ulukol, özetle şöyle devam etti:
"2019'da nisan, mayıs, haziran, temmuz aylarında 7 Çocuk İzlem Merkezine başvuran çocukların toplam sayısı 1363. Covid dolayısıyla kapanma ile birlikte bu rakam 703'e düşmüş. Kapandık, çocuklar korunuyor değil. Bir ay sonra hızla artıyor. Üçüncü ayda bir önceki senenin normalini yakalıyor. Eve kapattığımızda da çocuklar istismar ediliyorlar. Çocuk tanıdığı, bildiği, güvendiği kişinin cinsel istismarına uğruyor. İstismar nerede gerçekleşiyor? Neredeyse mağdurun evinde ya da çevresinde. Evimizin içinde oluyor. Mağdurun evi yüzde 46, istismarcının evi yüzde 22, yüzde 70'e yakını çocuğun bildiği, her gün gidip geldiği yerde gerçekleşiyor.
(AÖ)