Florent Guénard’ın eşitlik ile kurulan ruhsal ilişkinin karmaşıklığını, kılık değiştiren eşitlik tutkusunu ele aldığı kitabı “Eşitlik Tutkusu” Metin Yayınları’ndna çıktı. Kitabın çevirisi, Zehra Cunillera’a ait.
Yayıma hazırlayanlar ise Savaş Kılıç ve M.Taha Tunç. Kitabın kapak tasarımı ise Emine Bora yaptı.
Guénard’a göre eşitlikçi toplumlarda eşitlik, hem bireyler arasındaki ilişkiyi yapılandırdığı hem de her bireyin kendini değerlendirmesi için bir kıstas oluşturduğu için başlı başına bir değer olarak benimseniyor.
Kitap şu bölümler oluşuyor:
Akıl ve Tutku, Eşitsizlik ve Yol Açtığı Rahatsızlıklar, Eşitlikçi Politikalar, Motivasyonlar, Tercihler, Eylemler, Öfkenin Yoğunluğu, Eşitlikçi Deneyim
Eşitlik ve Özgürlük, Özgürlük Arzusu, Doğal Eşitlik ve Siyasi Eşitsizlik, Tabiiyet Arzusu, Halk Neyi Arzular?, Özgürlüğün Zorunlu Koşulu Olarak Eşitlik, Amour-Propre ve Eşitlik
Eşitlik ve Hiyerarşi, Gerici Argümanlar, Fransız Devrimi ve Radikal Eşitlikçi Muhayyile, Toplumların Temeli Olarak Hiyerarşi, Hiyerarşi ve Güç İstenci, Hıristiyanlık, Din ve Eşitlik, Modern Tutkular, Komünizm ve Cumhuriyetçilik
Eşitlikçi Toplumlar, Yeni Toplumlar, Kanaatkâr Toplumlar, İlk Toplumlar I: Devletin Reddi, İlk Toplumlar II: Avcılar ve Toplayıcılar, İlk Toplumlar III: Eşitler Arası Karşılıklılık
Eşitsizlik Tercihi, Eşitsizliğin Deneyimlenmesi, Liyakat ve Orantılı Eşitlik, İşbirliği ve Dayanışma Duygusu, Çocukların Eşitlikçiliği, Maymunların Öfkesi, Eşitlik ve Yoksulluk, Cehalet Perdesi ve Eşitlikçi Ethos
Adalet ve Eşitlik, Eşitlik ve Çağdaş Duyarlılık, Herkese Bir Ödenek, Kapasitelerin Eşitlenmesi, Kaynaklar ve Haset Testi, Kaderin Cilvesini Ne Yapmalı?, Malların Çoğulluğu ve Kişiler Arası Kıyaslamalar
Eşitlikçi Tepkiler, Sosyalleşme ve Medeniyetin Gelişimi, Takdir Talebi, Onur ve Özbeğeni, Hınç, Haset ve Eşitlik, Eşitlikçi Toplumlar ve Eşitsizlikçi Toplumlar, Zengin Nefreti
Sonuç: Bir Kamusal Eşitlik Kültürüne Doğru
Kitaptan bir bölüm şöyle:
Modern toplumların paradoksu hepimizin malumu: Bir yandan bizzat temellerine yerleştirdikleri insanların eşitliği fikriyle kendilerini tanımlıyorlar; öte yandan ise üyeleri arasında rekabeti teşvik etmek suretiyle kaynakların dağılımında eşitsizliğe yol açıyorlar. Toplumlarımız, bilfiil kendilerini oluşturan ilkenin hilafına, eşitsizlik üretiyorlar. Bu paradoks günümüzde son derece özgül bir boyut kazanmıştır. Eşitlikçi hareket durmaksızın ilerleme kaydetmektedir ve demokratik hassasiyet bugün artık gitgide daha yoğun biçimde toplumsal cinsiyet, ırk ya da engellilik durumundan kaynaklanan haksızlıkları gidermeye vakfedilmektedir. Kuşkusuz daha katedilecek uzun bir yol var önümüzde, ama bu yola girilmiştir. Gelgelelim ekonomik eşitsizlikler alanında böyle bir durum söz konusu değil. Aksine bu eşitsizlikler, durmaksızın derinleşmekteler ve böylesi uçurumları kapatmak için yaygın bir istek olduğunu bugün için görebilmek son derece zor. Bu uyuşukluğu...
Okuma parçasının tamamını buradan okuyabilirsiniz.
Kitabın arka kapağından:
Modern toplumlar eşitliği temel değerlerden biri olarak kabul ediyor. Nitekim günümüzde kimlik etrafındaki ayrımcılıklara karşı eşitlik mücadelesi gün geçtikçe güçleniyor. Buna karşılık maddi eşitlik mücadelesi güç kaybetti ve bu alandaki eşitsizlikler derinleşiyor. Bu paradoksu nasıl anlamalı? Eşitlik arzumuz adaletsizlikten rahatsız olmayacak kadar zayıfladı mı yoksa?
Florent Guénard eşitlik ile kurulan ruhsal ilişkinin karmaşık olduğunu gösteriyor. Yazara göre eşitlikçi toplumlarda eşitlik, hem bireyler arasındaki ilişkiyi yapılandırdığı hem de her bireyin kendini değerlendirmesi için bir kıstas oluşturduğu için başlı başına bir değer olarak benimseniyor. Modern ve eşitsiz toplumlarda ise bu tutku ortadan kalkmıyor ama kılık değiştiriyor: Herkes kendisi için eşitlik ister bir hale geliyor, çünkü modern hayatta onur duygumuz yaşam düzeyleriyle ilgili kıyaslamalardan etkileniyor. Maddi koşulların eşitsizliği özsaygımızı yaralayabiliyor. Kuşkusuz buna tepki olarak gelişen duyguların da bugünkü toplumsal isteklerimizi önemli ölçüde açıkladığı görülüyor. Gelirde ve mirasta eşitsizliğin azaltılması bugün artık sadece siyasi bir seçenek değil, tarihsel bir zorunluluk haline geldi.
(EMK)