Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, Diyarbakır’da tutuklu 16 gazeteci hakkında dokuz aydır iddianame hazırlanmaması için “"sonuçları itibariyle adaletsizlik” dedi.
Dosya savcısının iddianame hazırlanmamasına gerekçe olarak gösterdiği “Dijital materyaller çok fazla” şeklindeki beyanını eleştirdi. Ayrıca savcının iddianamenin depremde hasar gören Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nün yeni bir yere taşınması ardından tamamlanacağını söylemesine tepki gösterdi.
Önderoğlu "Tüm toplum gibi, yargı ve emniyet kurumlarının depremin ağır tahribatından etkilenmesi ve olağan işlerliğe kavuşması için zamana ihtiyaç duyması anlaşılır bir şey. Bu çok normal. Ancak dokuz aydır tutuklu olan medya çalışanlarının durumlarından da insani bir boyut olduğunu, depremi ailelerinden uzak tutukluluk altında geçirdiklerini göz ardı etmemek, azımsamamak gerekir. En azından, dosyaların taşınması ve mahkemede işlenebilir hale gelinceye kadar medya çalışanların serbest bırakılabilir.” dedi.
İnsani bir yaklaşımı zorunlu kılan deprem gibi bir meseleden gazetecilerin tutukluluğunun uzatılmasını tutarlı bulmadığını söyledi.
"İddianame ile tamamlarız' mantığı..."
Türkiye'de gazetecilerin pek kolay ve keyfi şekilde tutuklandıktan sonra aklanmalarının veya sembolik, tutukluluk gerektirmeyecek düzeyde zayıf cezalarla karşılaşmalarının örneklerinin az olmadığını söyleyen Önderoğlu şöyle devam etti:
“Medya temsilcilerinin peşinen dokuz ay mahpus bırakılması, akabinde, yargılayan makam üzerinde de bir baskı oluşturabiliyor. Ayrıca, birçok dosyada görülen sakatlıklardan biri de, yüzeysel bir sorgulamayla tutuklamaya gidilip, ‘İddianame ile tamamlarız’ mantığıyla hareket edilmesi. Bu durum, şüpheli kim olursa olsun, adil yargılanmayı birçok yönüyle sekteye uğratıyor. Alışkanlık olarak karşılaştığımız bu boyutlar artık göz ardı edilmemeli.
“Yargının siyasi talimatlarla taciz edilmesinde büyük yol alındığından belki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) içtihatları ve kararları lüks kaçabiliyor ancak endişelerimiz daima daha adil ve nitelikli bir yargı için.”
Ne olmuştu?8 Haziran 2022'de Diyarbakır'da evleri ve çalıştıkları kurumlar basılarak 20'si gazeteci 22 kişi gözaltına alındı. İki defa gözaltı süreleri uzatılan 22 kişi, bundan 8 gün sonra 15 Haziran'da sabah saatlerinde adliyeye çıkarıldı. Savcılık işlemleri 16 Haziran'a sarkan gazetecilerden 16'sı sabaha doğru saat 03.00 civarında "örgüte üye olmak" iddiasıyla tutuklanarak Diyarbakır D Tipi ve Kadın Kapalı cezaevlerine gönderildi. Gazetecilere savcılık sorgularında yaptıkları programlar, sundukları haberler, haber kaynakları ile telefon görüşmeleri soruldu. Suç delili olarak gazetecilerin evlerinde ve çalıştıkları kurumlarda bulunan bilgisayar, kamera, fotoğraf makinası, ses ve ışık sistemleri, montaj-kurgu bilgisayarlarındaki hard diskler, kitap, gazete arşivleri, Türkiye'de yayınlanan dergiler gösterildi. Tutuklanan gazetecilerin isimleri şöyle: Aziz Oruç, Safiye Alagaş, Serdar Altan, Mehmet Ali Ertaş, Ömer Çelik, Neşe Toprak, Mehmet Şahin, Zeynel Abidin Bulut, Elif Üngör, Remziye Temel, Suat Doğuhan, Lezgin Akdeniz, İbrahim Koyuncu, Abdurrahman Öncü, Ramazan Geciken ve Mazlum Güler. |
TIKLAYIN - 16 gazetecinin tutukluluğunda ikinci ay: İddianame yok, gizlilik kararı var
TIKLAYIN - İstanbul'dan Diyarbakır'a gazeteci dayanışması
TIKLAYIN - Diyarbakır'da mahpus 16 gazeteci 5 aydır iddianame bekliyor
(HA)