Erdoğan, Beştepe'deki "Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı" ardından yaptığı basın açıklamasında toplantıda “Ekonomiden güvenliğe, dış politikadan ticarete pek çok konuyu istişare etti[klerini]" söyledi.
"Türkiye’nin refahı, huzuru, güvenliği için koşturmaya devam [ettiklerini]", "Yine açılışlar, toplantılar ve ziyaretlerle dolu bir üç haftayı geride bıraktık[larını]" dile getiren Erdoğan bu toplantılar arasında "mensubu ve mezunu olmaktan her zaman iftihar ettiği" Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesinin açılışını" da saydı. Bir hükümet faaliyeti olarak "üzerinde hakkı olan hocalarını şükranla yâd etti."
Ardından "Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Denis Bećirović’in ülkemize yaptığı çalışma ziyareti"ne geçti. Toplantının iyi geçtiğini, "İnşallah bundan sonra da Bosna Hersek’in yanında olmayı sürdürece[klerini]" söyledi.
Diyanetle bir araya gelindi
Erdoğan önemli hükümet çalışmaları arasında "Peygamberimiz ve şahsiyet inşası temasıyla idrak edilen Mevlid-i Nebi Haftası’nda diyanet camia[larıyla] bir araya gel[melerini] saydı. "Rabbim bizlere son nefesimize kadar Resulullah efendimizin izinden yürümeyi, örnek hayatı ve ahlakıyla şahsiyetimizi şekillendirmeyi nasip eylesin [dediğini]" açıkladı.
Erdoğan "bir hususu özellikle dikkatleri[m]ize getirmek ist[ediğini]" söyledi. Buna göre, "Son yıllarda, bilhassa 15 Temmuz gecesi sergiledikleri yürekli duruş akabinde diyanet teşkilatımıza yönelik sinsi bir kampanya yürütül[düğünü]" ifşa etti. Bunun kanıtı olarak "28 Şubat döneminden gayet hatırladığımız faşizan manşetlerin tekrar atılmaya başlanması"nı gösterdi ve "bu linç kampanyasının bir parçası" olduğunu iddia etti.
"Demokrasiyi hazım sorunu
olanlarla hukuk zemininde mücadele"
Erdoğan, "Ellerine geçirdikleri her fırsatta manşetleriyle darbecilere selam çakanlar" diye nitelediği kesimleri hedef aldı: "[...] bakıyorsunuz bugün de 28 Şubat zihniyetini başörtülü, çarşaflı, sakallı, cübbeli diyerek yeniden hortlatmaya çalışıyorlar." dedi. "Yıllarca millete yaşam tarzı dayatanlar şimdi farklı yaşam tarzlarının hayatın bütün alanlarında görünür olmasından rahatsızlık duyuyor, milletimizin bazı kesimlerini âdeta öcü gibi göstermeye kalk[tığını] ileri sürdü.
Erdoğan'in "Bu devlet[in] hiçbir ayrım yapmadan tüm kurumlarıyla milletin" olduğunu söyledi. Erdoğan, "Devletin sahibi[nin], hangi inanca, kökene, siyasi görüşe mensup olursa olsun 85 milyonun tamamı" olduğunu açıkladı.
[...] Bedel ödeyerek milletimize kazandırdığı[nı]" söylediği, "hak ve hürriyetlerin vesayet heveslileri tarafından gasbedilmesine kesinlikle izin vermeyece[klerini]" ve "Demokrasiyi hazmetmekte sorunu olanlarla da mücadele[lerini] hukuk zemininde sonuna kadar devam ettirece[klerini]" ilan etti.
Adalet'te "usta çırak" yöntemi
Erdoğan "2002'de 9 bin civarında olan hâkim, savcı sayı[sının] 15 Temmuz’da yaşadı[ıkları] ihanete rağmen, yaklaşık 3 kat artışla bugün 25 bini geçti[ğini]" iddia etti.
"İlk kez bu sene uygulamaya geçirdiğimiz yardımcılık müessesiyle hâkim ve savcı adaylarımızın usta çırak ilişkisi içinde mesleğe daha donanımlı bir şekilde hazırlanmasını amaçl[adıklarını]" iddia eden Erdoğan bu şekilde "Bağımsız, tarafsız, adil ve etkili bir yargı sisteminin kökleşmesi için bundan sonra da çalışmayı sürdürece[klerini]" ileri sürdü.
Müteaahitlere başarı ödülü
Erdoğan "ülkemizi yurt dışında gururla temsil eden müteahhitleri[ni] bir kez daha kutl[adı]. Firma sayısı itibarıyla bu sektörde Çin’den sonra ikinci sırada olduğumuzu" iddia etti. "İnşallah gelirlerimizi de hak ettiği seviyelere getirecek[lerini]" söyledi.
"Türkevi"nde olanlara değinmedi
Erdoğan Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu'nda bulunduğu sırada "İran, Sırbistan, Ukrayna, Maldivler ve Gine Bisau Cumhurbaşkanları, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı, Kuveyt Veliaht Prensi, Arnavutluk, Pakistan, Irak, Lübnan, İtalya, Almanya, Hollanda, Yunanistan ve Ermenistan Başbakanları, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı ile verimli istişareleri oldu[ğunu]" söyledi.
Bu görüşmelere "Birleşmiş Milletlerin tam karşısındaki Türkevi bina[larının] ev sahipliği yaptığını söyledi ve bu binanın "küresel diplomasinin nabzının attığı merkezlerden biri hâline geldi[ğini]" iddia etti.
"Bu eserin [...] görenleri kendine hayran bırak[tığını]" iddia eden Erdoğan "Ana muhalefet partisinin devrik, eski genel başkanının Türkevi’nden niçin bu kadar rahatsız olduğunu da açıkçası anlayam[adıklarını]" söyledi. Kılıçdaroğlu'nun Özgür Özel'in bu "evde" konaklamasına yönlttiği eleştirileri de yanıtlayanb Erdoğan "Türkevi binamız, tıpkı şu an çatısı altında olduğumuz Cumhurbaşkanlığı Külliyemiz gibi, 85 milyonundur, 85 milyonunun iftihar vesilesidir. Kapısı da milletin evi gibi Türk milletinin her bir ferdine açıktır." dedi. "Bunda ayıplanacak, eleştirilecek bir durum da görem[ediklerini]" ifade etti.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun eleşitirlerinin merkezinde yer alan ve ABD medyasında konuşulmaya devam eden "Türkevi"ne iskan ruhsatının alınması ve Başkonsolosluğun istediği doğrultuda hareket etmesi için New York Belediye Başkanı'na diplomatlarca rüşvet verildiği yolundaki iddianameye ise hiç değinmedi.
New York Belediye Başkanı Adams, Türkiye'den rüşvet almak ve dolandırıcılığa karışmakla suçlanıyor
CHP LİDERİ "RÜŞVET" DAVASINI YORUMLADI
Özgür Özel: "Türkiye New York Belediye Başkanı'na rüşvet verecek bir ülke değil"
(AEK)