Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, YÖK Yönetim Kurulu üyeleri ve üniversite rektörleriyle Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda bir toplantı yaptı.
Erdoğan konuşmasına Pazar günü gerçekleşen Dağlıca saldırısında 16 askerin öldürüldüğünü ve sabah saatlerinde 13 polisin Iğdır’da PKK saldırısı sonucu öldürüldüğünü hatırlatarak başladı. Erdoğan’ın konuşmasının devamı da yaklaşık iki aydır süren çatışma ortamıyla ilgiliydi.
Erdoğan “Şu ana kadar örgüte yurt içinde ve yurt dışında çok ciddi zararlar verildi. Son gelişmeler zaten biraz da onun paniğidir” dedi.
“Erdoğan kaybetsin de…”
Erdoğan kendisinin suçlandığını belirttiği konuşmasında şöyle dedi:
“’Erdoğan kaybetsin de Türkiye ne olursa olsun’ gibi bir akıl tutulmasına kapılanların olduğunu görüyoruz. Şahsen ben yaptığım her şeyin hesabını bu dünyada milletime, ebedi dünyada rabbime vermeye hazırım.
Demokrasilerde hesabın sandıkta verileceğini söyleyen Erdoğan:
“İşte şimdi önümüzde 1 Kasım var. Milletimiz inanıyorum ki bütün bu olanların hesabını birilerine soracaktır. Diğer zamanlarda, hele terör gibi hayati meselede ihtiyacımız olan birliktir, beraberliktir. Türkiye’nin iktidar partisi kadar muhalefet partilerine de ihtiyacı vardır.
Erdoğan’ın soruları
Erdoğan konuşmasında şu soruları art arda sıraladı:
“Bugün Türkiye siyasi bir belirsizlik ortamından geçiyorsa bunun sorumlusu iktidar partisi veya bir kişi midir?”
“Sırtını terör örgütüne dayatmakta beis görmeyen siyaset yerine şiddeti tercih eden siyasi partinin yaşananlarda hiç mi sorumluluğu yoktur?”
“Koalisyon hükümeti kurulması için makul şartlarda uzlaşmaya çalışmak yerine hesaplaşmacı ve dayatmacı bir tavra giren muhalefet partilerinin içinde bulunduğumuz acı durumda hiç mi sorumluluğu yoktur?” (HK)