2016-2017 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe’deki Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.
Türkiye’de ilk kez üniversitelerin akademik yıl açılışı bir arada gerçekleşti. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcıları Nurettin Canikli ve Numan Kurtulmuş, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, YÖK Başkanı Yekta Saraç, YÖK üyeleri, 181 üniversitenin rektör ve senato üyeleri ile öğretim üyesi ve öğrenci temsilcileri katıldı.
Törende konuşan Erdoğan, üniversitelerdeki rektörlük seçimlerinin “gruplaşmaları” arttırdığını öner sürerek “rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır diye düşünüyorum” dedi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) törenin her sene ekim ayında şölen havasında düzenlenerek geleneksel hale getirilmesinin planlandığı ifade etmişti. Erdoğan'da "Her yıl tekrar ederek geleneksel bir hal alacağına inanıyorum" dedi.
Erdoğan konuşmasının bir bölümünü Musul operasyonuna ayırdı.
TIKLAYIN - ERDOĞAN: HAŞDİ ŞABİ GELİYOR; GELECEĞİ VARSA GÖRECEĞİ VAR
Öğretim elamanı sayısı
Erdoğan, 2002 yılında 75 olan yükseköğrenim kurumu sayısını bu yıl itibariyle 181’e çıktığını hatırlatırken, öğretim elemanı sayısının arttırmak gerektiğini söyledi.
Öğretim elemanı sayısını da çok daha yükseltmemiz lazım. Türkiye’de artık yükseköğretime geçişte tıkanıklık yaşama riski yor. Bundan sonra mücadele daha kaliteli eğitim veren üniversite ve bölümlere girme konusunda yaşanacaktır.
“Kaliteyi yükseltmenin yollarından biri de misyon farklılaşması ve uzmanlaşmadır. Üniversitelerimizin bölgesel kalkınmaya katkı sağlayacak şekilde uzmanlaşmasını sağlamamız gerekiyor. YÖK’ün bu konuda Kalkınma Bakanlığı ile işbirliği halinde başlattığı bir proje var.”
Erdoğan, yükseköğretimde yatay büyümede hedeflere ulaşıldığını, artık dikkatleri dikey büyümeye çevirmek gerektiğini, bu konuda kontenjanların gözden geçirilmesinden belli alanlarda taban puan uygulamasına kadar pek çok çalışma yapıldığını ifade etti.
Rektör atamaları
Mevcut Yükseköğretim Kanunu’na göre üniversite, öğretim üyeleri oylarıyla en yüksek oyu alan altı adayı YÖK'e sunuyor. YÖK, bu altı adaydan üçünü Cumhurbaşkanına öneriyor. Cumhurbaşkanı istediği adayı rektör olarak atıyor. Erdoğan, cumhurbaşkanlığı döneminde yaptığı 70 atamanın en az 21’inde üniversitenin seçimini dikkate almadı, seçim birincilerini atamadı. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekilleri Cumhurbaşkanına doğrudan rektör atama yetkisi veren önergesi, 18 Ağustos'ta Meclis'teki diğer partilerin vekillerinin itirazı üzerine geri çekilmişti. |
Erdoğan, rektör atamalarına dair bugün şöyle konuştu:
"Üniversitelerimiz halen var olan, rektör adaylarının öğretim elemanlarının oylarıyla tespit edildiği sistemin kendisi bir sorun haline dönüşmüştür. Görünüşte demokratik olan rektörlük seçimleri üniversitelerde gruplaşmaları, hizipleşmeleri, kırgınlıkları artıran bir işleve bürünmüştür. Üniversite içinde zaten çok yıkıcı bir şekilde yaşanan bu süreç YÖK'ün ve cumhurbaşkanının takdiriyle daha da sıkıntılı bir boyut almaktadır. Bunun için rektör atamalarındaki mevcut usulden vazgeçilmesi, üniversitelerimizin de ülkemizin de yararına olacaktır diye düşünüyorum. Aynı şekilde genel olarak yüseköğretim sisteminin ciddi bir yeniden yapılandırılmaya tabi tutulması gerekiyor."
Beş üniversiteye özel teşvik
Erdoğan, 2006’da kurulan 40 üniversite arasından seçilen beş üniversitenin “bölgesel kalkınma için ihtiyaç duyulan alanlarda özel olarak teşvik edilecek ve destekleneceğini” söyledi.
“Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi hayvancılık alanında, Düzce Üniversitesi sağlık ve çevre alanında, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi tarım ve jeotermal alanında, Bingöl Üniversitesi tarım havza bazlı kalkınma alanında, Uşak Üniversitesi tekstil, dericilik, seramik alanında Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması Projesi'nin pilot yükseköğretim kurumları olarak belirlenmiştir."
“Gereken adımlar atılacak”
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bazı üniversitelerimizde, terör örgütleriyle iltisaklı grupların farklı görüşteki diğer öğrencilerimize baskı uyguladığına dair haberler alıyoruz. Eğitim öğretim hakkının, gençlerimizin eğitim öğretim özgürlüğünün engellenmesine yönelik hiçbir teşebbüse izin veremeyiz. İnşallah önümüzdeki dönem, tüm bu sorunların üzerine gittiğimiz, gereken adımları attığımız ve netice aldığımız bir dönem olacaktır. Bu konuda çok büyük sorumluluk, üniversitelerimize, üniversite hocalarımıza, geleceğimizin teminatı olan gençlerimize düşüyor." (BK)
* Fotoğraflar: Raşit Aydoğan / Ankara / AA