Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 35. muhtarlar toplantısında konuştu.
Erdoğan konuşmasında, adını anmadan bir kaymakama sert sözlerle yüklendi. Kaymakamla da yetinmedi konuşma boyunca “Batı”dan Gezi direnişine katılanlara kadar her kesime sert sözler yöneltti.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarından satırbaşları:
* Anayasa değişikli vesilesi ile yönetim şeklinin tartışıldığı bu dönemde buluşmamızın anlamlı olduğunu düşünüyorum. Şimdiye kadar pek çok yöntem denenmiş ama arayış bitmemiştir. Bu dönemde yaşadığımız darbe ve vesayet baskılarını unutmamak lazım. Meclis'teki süreç tamamlandıktan sonra konu milletin huzuruna gelecek ve herkes izahını itirazını milletimize yapacaktır.
"Gücünü halktan alan bir Cumhurbaşkanı olarak"
* Gücünü halktan alan bir Cumhurbaşkanı olarak kritik dönemlerde milletimden aldığım mesajlara büyük önem veriyorum. il ziyaretlerinde vatandaşlarımızla doğrudan doğruya iletişim kurmaya gayret ediyorum. Özellikle son yıllarda yaşadığım hadiseler bana şunu öğretti, gönlünü milletten ayrılan kimsenin bu topraklarda kök salma şansı yoktur.
"Tüm terör örgütlerinin saldırdığı tek ülke Türkiye"
* Aynı anda hem terör hem de ekonomi cephesinde savaşıyoruz. Yaşadığımız sorunların hiç biri bize mahsus olmamakla beraber bizi diğer ülkelerden ayırıyor. Mesela tüm terör örgütlerinin hedef aldığı tek ülke Türkiye. Küresel ekonomik kriz herkesi etkilerken Türkiye mali disiplininden taviz vermemiş, büyümesini belli bir çıtanın altına düşürmemiştir.
“Biz bulunduğumuz yere iki ayda gelmedik”
* Bakın size bir hikaye anlatayım, ulu çınarın yanında bir kabak filiz vermiş. Yağmur ve güneşle hızla büyüyen kabak, neredeyse çınarın boyuna ulaşmış. Böbürlenen kabak çınara 'Sen ne kadar sürede bu hale geldin' diye sormuş. Çınar '90 yılda' derken, kabak 'Ben 2 ayda senin boyuna geldim' demiş. Yaprakları dökülen kabak, duruma şaşırmış. Çınar, 'Benim 90 yılda geldiğim yere sen 2 ayda geldiğin için ölüyorsun' diye cevap vermiş. Biz bulunduğumuz yere 2 ayda gelmedik; 2 bin yıllık devlet geleneğimiz, bin 400 yıllık medeniyetimiz, coğrafyamızda 1000 yıllık varlığımız vardır. Biz göçebe devleti değiliz. Kökü mazide olan ati bir devletiz.
"Ey kaymakam sen kendini ne sanıyorsun"
* Zaman zaman bazı şikayetler alıyoruz. Bir gazimizi aradım. Ve gazimiz evraklarını gönderiyor fakat evraklar işleme konmuyor veya ağırdan alınıyor. İlgili yerlere de durumu bildirdim. Buradan sesleniyorum, ey kaymakam sen kendini ne sanıyorsun, sen orada kalıcı mısın? O gazi kendini niçin feda etti, bu vatan için feda etti. Köprünün üstüne bu vatan, bu millet için yürüdü. Sen o makamda varsan o gazi için varsın, haddini bileceksin. Haddini bilmediğin zaman da haddini sana bildirirler. Nitekim, İçişleri Bakanıma da söyledim, gereği yapılacaktır. Çünkü bizim şehitlerimize olan borcumuz farklıdır. Bizler bunun gereğini aksatmadan yerine getirmek zorundayız."
“Gezi'nin arkasında dış güçler vardı”
* Milletimiz Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşımızdan bu yana ilk defa istikbalini ve istiklalini koruma konusunda bu derece kararlı, metanetli, fedakar bir tutum içindedir. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi bozmaya yönelik her provokasyon dayanışmamızı daha da güçlendiriyor. Gezi olaylarıyla milletimizin içinde hayat tarzı, ideolojik farklılıklar üzerinden bir çatlak oluşturmaya çalıştılar. Deşifre oldular, provokatörler ortada kalıverdi. Oyunun arkasında dış güçler vardı. "Sen köprüler yapacaksın, denizin altından raylı sistemler yapacaksın, insansız hava araçları yapacaksın öyle mi. Yok biz sana izin vermeden bu adamı atamazsın" dediler. Ne oldu, oyun açığa çıktı. Onlar bunları yaptıktan sonra Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli açıldı.
“Bu millet küllerinden doğarak yine sizi boğar”
* Allah izin verirse 15 Mart'ta Çanakkale Köprüsü'nün temelini atacağız. Bu da dünyada ilk olacak. İnşallah 2023'e o köprüyü de yetiştireceğiz. Türkiye'ye ve bu millete bunlar yakışır. Bundan dolayı kıskanıyorlar. Sen kalkacaksın dünyanın 1 numaralı havalimanını yapacaksın, olur mu öyle şey! Onun için "Bak paranı, dolarını kısarız" diyorlar. Neyi kısarsanız kısın, evelallah bu millet küllerinden doğarak yine sizleri boğar.
“Bunlar ahlaksız”
* 17-25 Aralık'ta hukuk üzerinden, adalet üzerinden saldırı başlattılar. Milletimiz tezgahı gördü. Bölücü örgüt çukur eylemleriyle vatandaşlarımızı devletinden koparmak istedi. Batıdan gelenler doğru Güneydoğu'ya gittiler. Ama bunlar ahlâksız. Oraya gidiyorlar, oralardaki belediyeler devletin iş makinalarıyla o çukurları açıyorlar, bunları görüyorlar ve hala onu savunuyorlar.
"Ey batı siz bunları savundunuz be”
* Bir belediye çukuru niye açar? Güvenlik gücü oraya girmesin diye bunu açtılar. Ey Batı, yahu siz bunları savundunuz be! Bunların arkasında durdunuz, yanında yer aldınız. Sizin bu dünyada özgürlük diye bir sıkıntınız yok, özgürlük bu değil yahu! Özgürlük bu insanlara, insanca yaşama erdemini huzurlarına götürmektir. Biz onun mücadelesini veriyoruz. Özgürlük Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden, Marmaray'dan, Avrasya'dan, Osmangazi Köprüsü'nden, Çanakkale Köprüsü'nden inşallah 1 numaralı havalimanından geçer. Biz terör estirilen Hakkari'ye havalimanı yaptık, onlar gittiler onu bombaladılar. Bu batı ne yaptı, gitti onların yanında yer aldı. Ne yaparlarsa yapsınlar, inandığımız, bildiğimiz yolda halkımızın hizmetkarı olarak hizmete devam edeceğiz.
“PYD ve YPG ile mücadele devam edecek”
* DEAŞ, PKK, PYD sınırdaki yerlerimizi vurmaya çalıştılar. Sabır, sabır dedik Özgür Suriye Ordusu'yla Cerablus'tan girdik ve oradaki kuşatma harekatı devam ediyor. DEAŞ tamamen kaçıyor. PYD ve YPG ile mücadele sürüyor, sürecektir. Hep ne diyorum; terörden arındırılmış güvenli bölge. Bu bizim hakkımız. Benim vatandaşım sürekli tehdit altındaysa vatandaşımızı koruma altına almak görevimizdir. Can ve mal güvenliği bizim için en önemli görevlerdir. Irak'ta benzer oyunların hazırlıkları içindeler. Sayın Başbakanımız bakanlarıyla Irak ziyareti yaptı. Pekçok şey konuşuldu. İnanıyorum ki bundan sonra orada öyle şeyler olmayacak. Çok kısa bir sürede bitebilecek El Bab operasyonun bu kadar uzamasının sebebinin de gayet iyi farkındayız. Herkesin bir hesabı varsa bu milletin, ümmetin, hepsinden önemlisi Allah'ın da bir hesabı var.
"Onlar 15 Temmuz'da kazansaydı biz kaybederdik oğlum"
* Bu gönlün içinde Suriye, Irak, Mymamar, Bosna, Afrika ve Avrupa'nın dört bir yanında mazlum kardeşlerimiz de vardır. Gözünü ve gönlünü bize çevirmiş kardeşlerimiz için güçlü olmak zorundayız. Türkiye yıkılırsa sadece bir ülke yıkılmış olmaz. Dün akşam anlattım. Medine'de bir Müslüman kardeşimiz, Türki Cumhuriyetlerden, televizyonda izliyorlar, ne zamanki iş tersine dönüyor, kalkıyor oğluna diyor ki; oğlum ne kadar paran varsa al gel. 92 yaşında. Parayı getiriyor oğlu. Valizde de var diyor, onu da al gel diyor. Açıyor, oğlum diyor eğer o gece onlar Türkiye'de başarılı olsaydı biz her şeyimizi kaybederdik. Sen şimdi git Ravza-ı Mutahhara'da, Kabe'de bu paraları oradaki fakir fukaraya dağıt diyor. (HK)