Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayında Cumhurbaşkanlığı personelinin katıldığı iftardaki konuşmasında İsrail’le ilgili anlaşmalardan ve havalimanına yapılan saldırıdan bahsetti.
Erdoğan adını vermeden, saldırıya uğrayan Mavi Marmara gemisinin yolculuğunu organize eden İnsan Yardım Vakfı’na da “Giderken sordunuz mu?” dedi.
“Cumhurbaşkanlığına da girmişlerdi”
Devlet içinde ikinci bir yapılanmaya gidenlerin ortaya çıkarılacağını söyleyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Daha çok var, binlerce var. Bunların da hepsi ortaya çıkarılacak, bunların üzerinde çalışıyoruz, durmak yok, temizleyeceğiz.
“Cumhurbaşkanlığına da girmişlerdi, belki hala da vardır. Onların üzerinde de çalışıyoruz, söyleyeyim, ya kendileri istifa eder giderler, nereye giderlerse gitsinler ama burayı lekeleyemezler. Ve geldiğimiz andan itibaren yaptığımız iş zaten o temizlik harekatıdır.”
“Cehennemde yerlerini hazırlamışlar”
Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen ve 41 kişinin öldürüldüğü saldırıyla ilgili de şunları söyledi:
“Şimdi Yeşilköy'ü gelip bunlar bombaladı, ne günahı vardı o insanların? Çocuk, kadın, yaşlı... Yerlisi var, yabancısı var. Bu sivil insanların ne günahı vardı?
“Hem kendini patlatıyorsun hem de o insanlar bu sebeple orada ölüyorlar. Bunun insani, vicdani herhangi bir yanı var mı? İslami herhangi bir yanı var mı? Yok. Bunlar ne Müslümanı ya? Bunlar 'ila cehenneme zümera' ya, oraya gidici bunlar.
“Bunlar cehennemde yerlerini hazırlamışlar. 'Bir kişinin ölümüne neden olmak tüm insanlığın ölümüne neden olmaktır.' diyor bizim dinimiz. Böyle bir şeyi nasıl yaparsınız?
Erdoğan, öldürülenlerin de cennete gideceğini söyledi:
“Gerek güvenlik güçlerimizden gerekse sivil halktan kayıplar vermeye devam ediyoruz. Biz bu can kayıplarını şehit olarak kabul ediyoruz.”
İsrail’le ilişkiler
Erdoğan, İsrail ile Mavi Marmara gemisi saldırısı sonrası bozulan ilişkileri düzeltme yolunda önemli adımlar atıldığını anlattı.
“Hiçbir zaman hiçbir adımı tek taraflı düşünmedik. 'Kazan-kazan' esasına dayalı olarak hep bu adımları atmışızdır. Yani Türkiye de kazanmalı, Rusya da kazanmalı. Türkiye de kazanmalı, İsrail de kazanmalı.
“Biz İsrail ile olan ilişkilerimizi niye kesmiştik? Olay malum. Peki duruşumuzda o günden bugüne herhangi bir değişiklik oldu mu? Olmadı. Ama şimdi Sayın Obama'nın araya girmesiyle başlayan yeni süreç...
“Üç başlık talebimiz vardı. Bunun bir tanesi özürdü. Bunun özür olayını bizzat Sayın Obama'nın yanında, o zamanlar İsrail Başbakanı zaten ifade ettiler ve o madde gerçekleşti. Ama o günden bugüne 3 yıl içerisinde arkadaşlarımızın İsrail tarafıyla görüşmeleri oldu.
“Bunları bu akşam ben niye anlatıyorum, çünkü hedef saptıranlar var, duymayıp uyduranlar var. Ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarım bunları bilsin istiyorum." dedi.
Mavi Marmara gemisi
“Olayı yaşayan benim, olayı yaşayan benim özel temsilcilerim, fakat sen neyi duydun, neyi gördün, neyi bildin? Söylemediğim şeyleri söylenmiş gibi gösterenler var. Çünkü bunlar akşam başka, sabah başka konuşurlar, böyle hareket ederler.
“Siz kalkıp da Türkiye'den böyle bir insani yardımı götürmek için günün Başbakanına mı sordunuz? Biz zaten oraya gerekli yardımı, Gazze'ye bugüne kadar hep yaptık, yapıyoruz.”
“Anlamıyorsan ben ne yapayım?”
“Birileri çıkıyor, televizyonlarda yorumlar yapıyor. Bazı siyasi partilerin başkanları çıkıyor, bakıyorsunuz tamamen tersine, olumsuz, yalan, yanlış her şeyi söylüyor. Bunları kimse yutmaz.
“Oradan meydan okumanın anlamı ne? Gelin de bize Meclis'te anlatın. Başbakan anlatıyor, ben anlatıyorum. Sen anlamıyorsan, özürlüysen ben ne yapayım. Zaten Parlamento'da anlatılacak olanlar bunlardan farklı şeyler değil, bunu anlatacaklar.
“Sorumluluk makamındasın. Sorumluluk makamında olan yıkmaya gelir mi? Bu ülke hepimizin. Hepimizin olan bu ülkede çıkıp da yani salı günleri sana verilen o mikrofondan böyle hakaret etmen, Cumhurbaşkanına hakaret, Başbakana hakaret, bunlar sana bir şey kazandırmaz.” (AS)
* Fotoğraf: Yasin Bülbül – Ankara / AA