İzmir, Seferihisar'daki Doğanbey Atışlı Tatbikat Bölgesi'nde gerçekleştirilen Efes-2024 Tatbikatı'nın seçkin gözlemci gününe katılan Erdoğan burada yaptığı konuşmada, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nde gerçekleşecek yerel seçimleri hedef aldı.
"Teröristan" kurmak...
Erdoğan, "Bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı" olarak nitelediği Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin yasama organı "Suriye Demokratik Konseyi"ni "bölge halkı üzerindeki baskısını, tehditlerini ve gayretlerini yoğunlaştır[makla]" suçladı.
Erdoğan, 11 Haziran'da düzenlenecek seçimleri "ülkemizin ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik mütecaviz eylemler" olarak hedef gösterdi. "Terör örgütünün halk oylaması bahanesiyle ülkemizin ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne yönelik mütecaviz eylemlerini yakından takip ediyoruz. [...] Türkiye, güney sınırlarının hemen ötesinde Suriye'nin ve Irak'ın kuzeyinde bölücü örgütün bir 'teröristan' kurmasına asla izin vermeyecektir." dedi.
MGK bildirisindeki imalar
28 Mayıs'ta yapılan MGK toplantısı sonrasında yayımlanan bildiride "Irak ve Suriye'de PKK faaliyetleri" bağlamında "[PKK'ye] sağlanan desteğin bölgemizdeki tüm unsurlarıyla birlikte bertaraf edileceği, millî güvenliğimiz ve komşularımızın toprak bütünlüğü hilafına herhangi bir oldubittiye firsat verilmeyeceği" yer almıştı.
"YAPAY ZEKÂ" GÜVENLİK GÜNDEMİNDE
MGK bildirisi Kürt Sorunu'nda olası "oldu bittilere" dikkat çekti
Hangi gelişmeyle ilişkilendirildiği bildiride açıkça dillendirilmeyen bu ifadenin, Kuzey ve Doğu Suriye'de gerçekleşecek seçimlerden duyulan rahatsızlıktan kaynaklandığı Erdoğan'ın bugünkü konuşmasıyla netleşti.
Erdoğan: "Daha önce ne yaptıysak onu yaparız"
Erdoğan, MGK bildirisinde kullanılan "oldubitti" deyimini tekrarlayarak güç kullanma imasında bulundu: "Oldubittiler karşısında daha evvel [...] ne yapılması gerekiyorsa onu yaptık, aynı durumla karşılaşmamız halinde harekete geçmekten yine çekinmeyiz."
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi
Suriye iç savaşında kuzey ve doğu Suriye'de IŞİD'e karşı mücadele veren Arap ve Kürt grupların bir bölümü, 8-9 Aralık 2015'te el-Malikiye'de düzenledikleri toplantının ardından 10 Aralık'ta Suriye Demokratik Konseyi adı altında 13 üyeli bir yasama organı kurulduğunu duyurmuşlardı. 12 Aralık'ta Arapların Buğday Dalgası Hareketi lideri Heysem Menna ve Kürtlerin Demokratik Toplum Hareketi lideri İlham Ahmed, Suriye Demokratik Konseyi Eş Başkanlıklarına seçilmişlerdi.
6 Eylül 2018'den beri Suriye Demokratik Konseyi Fırat, Êfrin, ve Cezire bölgeleriyle Rakka, Menbiç, Tabka ve Deyrezor bölgelerinden oluşan yasama alanını "Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi" olarak adlandırıyor.
Erdoğan'ın imâ ettiği şekilde Türkiye bugüne kadar Özerk Yönetim alanına yönelik üç askeri harekât düzenledi.
TSK 2016'da "Fırat Kalkanı" adını verdiği askeri harekâtla batıda Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) kontrolü altındaki Êfrin ile doğudaki yerleşimlerin irtibatını koparmak üzere Cerablus-El Bab hattını ele geçird.
İkinci büyük askeri harekâtta TSK ve Türkiye'nin vekil güç olarak örgütlediği Selefilerden oluşan Suriye Milli Ordusu adı verilen paramiliter yapılar 2018'de Zeytin Dalı Harekâtı adı verilen operasyonla Êfrin'i işgal ederek 100 bin insanın evlerini terk edip Şehba Kantonu'na sığınmasına yol açtı.
Barış Pınarı adı verilen üçüncü büyük askeri harekâtta da TSK, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ankara'yla anlaşarak ABD güçlerinin IŞİD'le savaş sırasında girdikleri bölgeyi boşaltmasının ardından doğuda Serêkanî (Resulayn), Girê Spî (Tel Abyad) Suluk, Mabruka ve Menecir'in de olduğu 68 yerleşime girdi.
Bu bölgeler halen Türkiye kontrolünde ve Ankara'dan atanan kaymakamlar eliyle yönetiliyor.
Özerk Yönetim Katalonya Parlamentosu dışında hiçbir devlet tarafından resmen tanınmadı. Ancak, Fransa, İsveç, Almanya ve İsviçre'de temsilcilikleri var ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile ABD ve IŞİD'e karşı koalisyon ülkeleri kapsamlı askeri işbirliği yürütüyor. Suriye yönetimi, IŞİD ve Türkiye'nin vekil güçlerinin silahlı saldırılarına karşı SDG ile askeri ittifak sürdürmekle birlikte Özerk Yönetimi tanımamakta ısrarlı.
Kuzey ve Doğu Suriye seçimleri
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bu koşullar altında 11 Haziran'da yapılacak belediye seçimlerine hazırlanıyor.
Özerk Yönetim, 3 milyondan fazla seçmenin oy kullanma hakkına sahip olduğunu açıkladı.
Özerk Yönetimi'n idari teşkilatının en büyük alt birimleri olan Cezire Kantonu, Deyrezor Kantonu, Rakka Kantonu, Fırat Kantonu, Menbic Kantonu, Efrin-Şehba Kantonu ve Tabka Kantonu’nda 6 büyükşehir, 40 şehir ve 105 beldede halk oy kullanacak.
Beş yılı aşkın süredir bölgede yaşayan göçmen ve mülteciler de seçimde oy kullanabilecek.
Rudaw'ın haberine göre, Seçime toplam 30 siyasi parti katılacak. Bu partilerin bir kısmı ittifaklar oluşturarak sandığa gidecek.
IŞİD'le mücadelenin önderi Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile Süryani Birlik Partisi, Demokratik Asuri Partisi, Suriye’nin Geleceği Partisi ve Zenubiya Kadın Topluluğu’nun da aralarında yer aldığı “Özgürlük İçin Halkların ve Kadınların İttifakı" adlı ittifak 22 parti ve örgütten oluşuyor ve seçimleri kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor.
“Daha İyi Hizmet İçin Hep Birlikte İttifakı" çatısı altında birleşen Demokratik Yeşiller Partisi, Kürdistan Çağdaşlık Hareketi, Kürdistan Kardeşlik Partisi (PBK), Suriye Kürt Demokrat Sol Partisi ve Kürdistan Emekçiler Birliğinin oluşturduğu siyasal ittifak ikinci büyük kümeyi oluşturuyor.
Ayrıca Suriye Ulusal Demokratik İttifak Partisi, Ulusal Kalkınma ve Demokratik Değişim Partisi ve Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi de seçime katılacak partiler arasında.
ENKS seçimleri boykot ediyor
Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ise belediye seçimlerini boykot edeceğini duyurdu.
Merkezi, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (KBY) yönetim merkezi Erbil'de olan Abdülhekim Beşar liderliğindeki ENKS, KBY'nin yönetici partisi Kürdistan Demokrat Partisi'yle yakın ilişkiler içinde ve Suriye Demokratik Konseyi'nin meşruiyetini tartışıyor.
Rudaw'ın haberine göre, ENKS çatısı altında yer alan Suriye Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-S) Genel Sekreteri Muhammed İsmail, “Bu tek parti seçimleri. Biz bu seçimlere katılmıyoruz ve bize göre meşru da değildir. Bir parti kendi başına askeri güçleriyle seçim yapıyor. Bu seçimlerin milletimizin içerisindeki durumla hiçbir ilgisi yoktur. Ve milletimize zarar veriyor. Milletimizin meselesi bir partinin seçimi değil” diyor.
(AEK)