Fotoğraf: Mustafa Kamacı / AA
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda 2. İstanbul Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nın açılışında konuştu. Anadolu Ajansı'nın aktardığına göre, Erdoğan’ın konuşmasından önemli satırbaşları şöyle:
"Ayakta kalmayı başardık"
“Halkının sahip çıktığı bir ülkeyi hiçbir gücün ve etkinin yıkabilmesi mümkün değildir. Buna karşılık kendi insanının sesine kulak vermeyen, sıkıntılarına çözüm yolu aramayan, tam tersine itirazları hoyratça bastırmaya çalışan devletler, çok büyük acılar ve yıkımlarla karşılaşabiliyor.
"Özellikle bölgemizde bu vahim hayata düşen pek çok devlet ve yönetim var. Türkiye'nin farkı, tarihi tecrübelerinden süzülüp gelen bir ferasetle devlet ile millet arasındaki güçlü bağa sıkı sıkıya sahip çıkmasıdır.
"Bu sayede yıllardır terör örgütlerinin saldırılarından ekonomik tuzaklara kadar pek çok tehditle yüzleşmemize rağmen dimdik ayakta kalmayı ve gücümüzü sürekli artırmayı başardık.
"40 milyar dolardan fazla destek"
“Biz şu ana kadar 40 milyar doları aşkın mültecilere destek verdik. Hala da vermeye devam ediyoruz. Dünyanın en güçlüleri çıkıp ne diyor? 'Biz bir numarayız' diyor. Hayır, siz bir numara değilsiniz. Dünyada en az gelişmiş ülkelere veya mültecilere en büyük desteği veren ülke Türkiye'dir. Bunu açık ve net söylüyorum. Ve bu benim rakamım değil, OECD'nin de rakamıdır. Türkiye böyle bir ülke.
"Biz kapıları kapatmadık"
“Ekonomisi ve yönetim sistemi bizden çok daha ileride olan gelişmiş ülkeler vatandaşlarının güvenliği ve refahı için kapılarını sığınmacılara kapattı, biz ise kapatmadık. Biz açık tuttuk, halen de açık tutuyoruz. Biz o adeta kesici tel örgülerden geçmeye kalkan o kadınları, erkekleri, çocukları gördükçe bizim ciğerlerimiz parçalanıyor ama onlarda böyle bir şey söz konusu değil.
"Ülkemizdeki ana muhalefet ise 'biz bunları tekrar memleketlerine göndereceğiz' diyor. Biz varil bombaları altında inleyen, oralardan kaçan bu insanları asla ve kata o varil bombalarına tekrar teslim etmeyiz.
"Hepsiyle mücadele ediyoruz"
”Terör örgütlerini kendimizden uzak tutmakla yetinmiyor, bizzat inlerine girip imha ediyoruz. DEAŞ'tan El Kaide'ye, PKK/YPG'den FETÖ'ye kadar ülkemizi ve dünyayı tehdit eden ne kadar terör örgütü varsa hepsiyle de mücadele halindeyiz.
“Türkiye tüm bu çabalarıyla sadece kendi güvenliğini ve huzurunu sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda tüm uluslararası toplumun vicdan borcunu da ödüyor.
"Aynı şekilde birileri petrol paylaşımının içinde 'acaba ne kadar daha petrol çıkartınız?' Bizim önümüze de bunu getirdiler. 'Bizim derdimiz petrol değil' dedik. Bizim derdimiz insan, bu insanları kurtarmak.
"İftiralara muhatap oluyoruz"
"Petrol veya siyasi çıkar için terör örgütleriyle kol kola girmekten çekinmeyen nice devlet varken biz bu konuda da onurlu duruşumuzu koruyoruz. Buna rağmen sözde Ermeni soykırımı gibi iftiralara muhatap olmaktan kurtulamıyoruz. Daha da trajikomik olan kendi güvenliğimizi sağlamak için attığımız meşru adımlar sebebiyle yaptırım tehditlerine maruz kalmamızdır. Tarih bu olup bitenlerin hepsini kayda alıyor. Gelecek nesiller bugünleri değerlendirirken Türkiye'yi de diğerlerini de inşallah hak ettikleri yere yerleştirecektir.
İşte bunun için biz diyoruz ki iyi yönetimi sadece kendi vatandaşlarımız değil, tüm insanlık için isteyelim. Hakkı, hukuku, adaleti, eşitliği, saygıyı ve diğer tüm ilkeleri herkes için talep edip hayata geçirmedikçe hiçbirimiz huzurlu olamayız." (DB)