Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kartal Hasan Doğan Spor Kompleksi ile 120 köye 120 parkın toplu açılış töreninde “Olimpiyatlarda bizlere yakışmayan bir neticenin çıkması, böyle külahımızı önümüze koyup düşünmemizi gerektiriyor” demiş.
Erdoğan'ın bu "hatayı kendinde yani sistemde" arayan olgun tavrının, Euro 2008 döneminde Federasyon Başkanıyken, şampiyonlukla sonuçlanmasa da bir başarı sağlayan ve hemen sonra kalp krizinden ölen Erdoğan'ın yakın arkadaşı Hasan Doğan'ın aziz hatırasıyla ne kadar ilgisi var bilmiyoruz...
Erdoğan'ın olimpiyatlara olan ilgisinin "keyfi" olabileceği ihtimali varsa bile, bu yine de önemli bir çıkış...
Başbakan'ın olimpiyat sonuçlarına yaklaşımı öyle pek "sportif analizlere" dayanmıyor, duygusal, Türkiye'nin kalabalık nüfusuyla beklediği madalya sayısını karşılaştırıyor:
"70 milyonluk Türkiye'de madalyaları toplayamayan bir anlayış..."
"Olimpiyatlarda bizlere yakışmayan bir neticenin çıkması, böyle külahımızı önümüze koyup düşünmemizi gerektiriyor, nasıl tedbir alacağız diye... Türkiye ismini nasıl Avrupa Futbol Şampiyonası’nda 3’üncülükle dünyaya duyurduysa, aynı şekilde olimpiyatlarda da topladığı madalyalarla ismini dünyaya duyursun.70 milyonluk Türkiye ve madalyaları toplayamayan bir anlayış... Burada başta kendimi de sorumlu tutuyorum. Oturup bunun değerlendirmesini yapacağız. Bundan sonraki olimpiyatlara hazırlanacağız.”
Bu konuşmadan bize kalan; Başbakan'ın gençlere, spora ve sporcu gençlere ilgisinin kusursuz olduğu izlenimi, AKP kapatılmadıktan hemen sonra "Yolumuz AB yolu, Atatürk yolu" konuşmasına uygun sözleri... "Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’ün spor ahlakına ilişkin anlayışının okullarda verilebileceğini" söylüyor Erdoğan.
ABD’nin spor anlayışını da etüt etmiş, bu ülkede sporun üniversitelerde ciddi manada yaygınlaştırılmış olduğunu görmüş....
Yıllar önce ABD'de bir lisenin basketbol takımı ve koçu arasındaki tatlı ilişkinin anlatıldığı, spor ve gençlik hallerini anlatan "Beyaz Gölge" dizisiyle biz bu "ABD spor anlayışını" izlemiştik aslında...
"Bir kişi 8 madalya getiriyor. Bizim aldığımız madalya sayısı 3. Değişiklik oldu mu bilmiyorum ve bunların içinde de altın yok. Ama bir kişi tek başına silip süpürüyor. Bizde niye yok? O da insan, bizde de insanlar var. Ne gerekiyorsa onu yapalım, yetiştirelim. Bizim evlatlarımızın içinden de Ahmetler Mehmetler çıksın, o da altın madalya alsın.”
Peki ya Süreyyalar, Nevinler?
İşte bu cümleyle Erdoğan yine "kadına yönelik ayrımcılığını" yapıyor... Ayşeler? Süreyyalar? Nevinler? Onlar ne oluyor sayın Başbakan?
Başbakan konuşmasında Türkiye’nin olimpiyatlarda takım oyunlarında da yer almadığını, sadece bireysel müsabakalara katıldığını anımsatmış...
"Nerede park, bahçe var, çevir etrafını, potalar koy, gençler basketbol oynasın. Bunları yapmalıyız. Bunu Türkiye genelinde yaygınlaştırmalıyız. Açık tenise yönelik çalışmalar da yapmalıyız.”
Biz de yazın hâlâ hükmünü sorduğu, çocukların sokak aralarında oynamaya çalıştığı bugünlerde Başbakan'a sormak istiyoruz gerçekten, nerede park var, nerede bahçe var? Yok ki... (NZ/EZÖ)