Orası var ya, hani adını söylersek dilimize biber sürüyorlardı eskiden, 12. yüzyılda Sultan Sancar'ın koyduğu Kürdistan adını 20. yüzyıla kadar taşıdı. İttihatçılar Vilayat-ı Şarkiye'ye çevirdiler. Sonra Şarkî Anadolu, sonra Doğu Anadolu, sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu, sonra Kalkınmada Öncelikli Yöreler, sonra OHAL Bölgesi yaptık. Şimdi de Genelkurmay bir "Güneydoğu'da Terör Sorunu" raporu hazırlatıyor (Hürriyet, 16.08). Bu durumda derhal takıyoruz geri vitese. Yallah! PKK'nın ekmeğine yağ-bal sürmeye!
Oysa Mülkiye'de bize öğretmişlerdi, biz de şimdi çocuklara öğretiyoruz: "Gerek bireylerde gerek toplumlarda geri gidiş (rikorsi) yoktur; geçici olarak gidilir gibi gözükse dahi, bir kere varılmış noktaya tekrar ulaşılır. Sadece, zaman kaybedilmiştir."
Zaman? Bir kere daha Kürt kökenli yurttaşların kalbini kaybediyoruz be. Kürt Sorunu'nun reddi, bizzat Kürt'ün reddidir.
Başbakan Demirel daha i991'de "Kürt realitesini tanıyoruz" demişti. Aradan geçen 14 yılda ancak "sorun"u tanıyabildik, ona da, bütün muhalefet, partileri sansar görmüş tavuk gibi çığrışmaya koyuldular. Bana muhalefetini söyle, senin ülkeni söyleyeyim. "Diyarbakır 81 ilden biri" dediler. "Kürt Sorunu PKK'nın sloganıdır" dediler. "Bu bölücülüktür" dediler. "Bunun adı 'Terör Sorunu'dur" dediler. Cumhuriyet döneminde de "Eşkıya Sorunu" derlerdi ama, gizli raporlarda "Bu Kürt Meselesidir!" diye itiraf ederlerdi hiç olmazsa.
Sanki 1806-1843 arası süren Kürt bey isyanları terördü. Sanki 1925 Ş.Sait ve 1930 Ağrı isyanlarını PKK çıkarmıştı. İhtiyar ve muhafazakâr babam: "Oğlum, istimna yapma, kemik veremi olursun" demişti. Bana mı söylemişti acaba, diyorum şimdi.
Erdoğan yine de çok önemli şeyler söyledi; tarih yazacaktır. Bir kere, "Geçmişte ayrımcılık yapıldı" dedi. Bu, bundan sonra yapmayacağız, demektir. İkincisi, "Demokrasiden dönüş yok" dedi. Bunu, birbirinden lanetli iki gruba söyledi:
a) Bu devirde durup dururken teröre geri dönen PKK'ya;
b) PKK'dan yararlanarak Türkiye'de devlet terörüne geri dönmek isteyen demokrasi düşmanlarına.
AKP'yi seversin-sevmezsin, hiç fark etmez efendim. Bunlar tarihsel gerçeklerin tarihsel ifadeleridir; vatana kutlu olsun.
Erdoğan'ın yaptığı hata ise şuydu: Halkı temsil eden belediyeye gidecek, kahvesini içecek, "Tek bayrak ve tek millet!" diye orada diyecekti. Yarım-yamalak yaptığın her şeyde İsa da vurur, Musa da.
Milli Savunma Bakanı, askerlerin TCK, CMK ve TMK'da sertleşme istediğini söyledi (Milliyet, 14.08). Terör Sorununu şiddetle çözersin. Ama Kürt Sorununun ancak iki olgunun (Kürt kimliğine saygı ve bölgeye ekmek) aynı anda gerçekleştirilmesiyle çözülebileceğini dokuz yüz bin kere yazdık. Anlamadılar. Bu defa, genç bir Kürt okurumun şu mektubunu, imlasını biraz düzelterek ve iki gazeteci ismini gizleyerek yayınlıyorum; faydası belki olur diye:
"...Tatile geldiğimde gördüm ki ailem çanak anten atmış. Arada bir de Roj TV'ye bakıyorlar. Haberlerde askerlerin ölüm haberleri geçince annem PKK'lılara kızıyor, askerlere acıyor. Bir böyle iki böyle, dayanamadım, niye o zaman bu tv'ye bakıyorsun diye sordum. Kürtçe müzik ve Kürtçe konuşma için, dedi.Sana da uzun ömür versin canım kardeşim. Türkiye'yi, götürebilseler, Yontma Taş Devrine kadar götürerek kurtarmak isteyenlere de akıl, iz'an ve vicdan versin... (BO/TK)"Annemi ve annem gibileri PKK'nın televizyonuna mahkûm edenler bu ülkeye iyilik yaptıklarını düşünüyorlarsa yanlış yoldalar. Bu ülkeye en büyük kötülülüğü yapıyorlar. Yanlış yoldalar. Ortalık tekrar toz duman. İnsanlarımız ölüyor. Yazık bu ülkeye. Kürt sorununun çözümüne engel olanların Bulgaristan'daki ATA-KA'lardan (hatırlatma yapayım: Bulgaristan'daki faşist parti. Sloganları: "Bulgaristan Bulgarlarındır" ve "Türkler Türkiye'ye" - Milliyet, 04.08) farkı var mı? Ülkem adına üzülüyorum. XXX ve kankisi XXX gibiler oturdukları yerden vatanseverlik edebiyatı yaparak Kürt milliyetçileri ile birlikte Kürt sorununun daha da kangrenleşmesine neden oluyorlar. Yaza yaza dilinizde tüy bitti ama herkes bildiğini okuyor. Ülkemizin geleceği adına endişe duyuyorum. Umarım endişelerim haksız çıkar.
"Büyük olasılıkla Bodrum'dasınızdır. iyi tatiller size ve eşinize. Selam eder ellerinizden öperim. Eşinize selamlar. Bu ülkeyi çekilir kılan siz ve sizin gibi insanlar. Allah size uzun ömür versin."