* Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’daki 48. Muhtarlar Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, hem hak savunucularına yönelik operasyona hem de AİHM’in Selahattin Demirtaş kararına değindi.
TIKLAYIN - AİHM: Demirtaş Serbest Bırakılsın
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın siyasi sebeplerle tutuklu olduğu ve derhal tahliye edilmesine yönelik kararını, Cumhurbaşkanı Erdoğan dün de “Bizi bağlamaz” diye değerlendirmişti.
TIKLAYIN - AİHM: Türkiye Karara Uymalı, Erdoğan: Bizi Bağlamaz
Erdoğan, bugün de konuyla ilgili şunları söyledi:
“Gerçek demokrasi onların asla işine gelmez”
“Dünyada demokrasinin böylesine yaygın ve etkin bir şekilde uygulanabildiği pek az ülke vardır. Siz bakmayın birilerinin Türk demokrasisini hakir görmeye çalışmasına. Gerçek demokrasi onların asla işine gelmez.
“AİHM dün ülkemiz aleyhine bir karar açıklamış. Neymiş? Türkiye terör örgütü PKK ile iltisaklı bir partinin eski genel başkanının yargılandığı davada özgürlük güvenlik ve seçim hakkını ihlal etmiş.
“Peki siz AB organlarından herhangi birinin, aynı zatın 6-8 Ekim 2014 tarihindeki olaylar sırasında insanları tamamı yalan olan beyanlarla galeyana getirip 50 masumun vahşice katletmesine yol açması konusunda herhangi bir beyanını duydunuz mu?”
“AİHM sen neredesin? Bunları görüyor musun?”
“Elinde sadece bu hadise sebebiyle aralarında Yasin Börü'nün de bulunduğu 50 insanın kanı için sergilenen gayretin milyonda biri acaba o masumlar için gösterilmiş mi? Belediye otobüsünde diri diri yakılan genç kızımıza, daha bir kaç önce patlatılan bombayla 11 aylık bebeğiyle birlikte hanım kardeşimize gösterilmeyen ilgi, onlara katledenlere adeta yağdırılıyorsa burada bir sorun vardır.”
“Bugün Avrupa'nın hangi şehrine giderseniz gidin terör örgütü yandaşları at koştururken, ülkesini ve milletini seven vatandaşımıza adeta nefes aldırmıyor. AİHM sen neredesin? Bunları görüyor musun? Bunlar hakkında verilmiş bir kararın var mı?
“FETÖ'cüleri baştacı yapan hiçbir ülkenin, kurumun demokrasinin adını ağzına almaya hakkı yoktur. Bunun adı özgürlük değil, düpedüz terörperestliktir, terörist seviciliktir.”
“Ne gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğiz”
“Buradan Avrupalı dostlarımızı ikaz ediyorum. O çok sevdiğiniz teröristler var ya, çıkarlarına dokunduğunuz gün emin olunuz sadece nefretlerini ve sloganlarını değil, silahlarını da size çevireceklerdir.
“Diyoruz ki, siz varın kendi sırça köşklerinizde dilediğiniz kararları alın. Dilediğiniz oylamaları yapın. Biz demokratik hukuk devleti vasfımızdan asla taviz vermeden, ülkemizin ve milletimizin bekası için ne gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğiz.”
“Gezi'yi övenler, PKK'yı da över, FETÖ'ye de destek verir”
Erdoğan, hak savunucularına yönelik operasyonu da şöyle değerlendirdi:
“Gezi olaylarında teröristlerin finans kaynağı olan bir kişi. Şu anda içerde. Onun arkasında kim var? Meşhur Macar Yahudisi Soros. Bu adam dünyada milletleri bölmek, parçalamakla adeta birilerini görevlendiren, parası bol ve bu paraları da bu şekilde tüketen birisidir.
“Türkiye'deki temsilcisi de babadan zengin ve bu imkanlarını da bu ülkeyi parçalayıp bölen; işte bu özellikle terör eylemlerine karşı her türlü bu noktada desteği veren kişi.
“Ne diyor bay Kemal biliyor musunuz? Diyor ki bunların hepsi akademisyen... Bunları davet etseydiniz onlar zaten gelirdi.
“Senin işte o beyefendi dediklerinden bir tanesi de yine köşe yazarıydı. 5 yıl 10 aya mahkum oldu. Fakat cezaevine göndermedi onu yargı. Tutuksuz devamını sağladı. Peki ne yaptı? Kaçıp Almanya'ya gitti. Şimdi Almanya’da bu zat. Almanya'da Türkiye'nin aleyhinde her türlü kampanyayı yapıyor. El bebek gül bebek her türlü ödüllendirmeye tabii tutuluyor. Oradaki kampanyaları idare ediyor.
“Gezi'yi övenler, gizli veya açık PKK'yı da över, FETÖ'ye de destek verir. Bizzat yaşayarak gördük ki, Gezi Türkiye’yi kalkındıracak ne kadar iş varsa, proje varsa hepsinin karşısına dikilmenin adıdır.”
“İster akademisyen, ister gazeteci, ister STK yöneticisi olsun”
“Aynı kesimlerin Türkiye'nin siyasi ve ekonomik bağımsızlığına yönelik her tehdide malzeme taşımak, taşeronluk yapmak konusunda yarıştığını görürsünüz. Adı ister akademisyen, ister gazeteci, ister iş adamı, ister STK yöneticisi olsun. Hiç fark etmez.
“Bunların hepsinin girdileri aynı yerden gelir, çıktıları da aynı yerden gider. Sinsilikte, yalanda, iftirada, alçaklıkta sınır tanımayan bu tipler zahirde demokrasiyi, özgürlükleri hatta sol jargonu ağızlarından düşürmezler. Ama hepsi birer faşisttir.
“Bunların bir başka ortak özelliği de, değerleriyle, tarihiyle, kılığıyla kıyafetiyle milletimizin adeta yeminli düşmanı olmalarıdır.” (AS)