22 Temmuz seçimlerine İstanbul 2. bölgeden bağımsız aday olarak katılan Prof. Dr. Baskın Oran ve Prof. Dr. Ahmet İnsel, "Bağımsız Sol Ses Baksın Oran" web sitesinde yaptıkları açıklamada Erdoğan'ın açıklaması için "Acaba bu bir şaka mı yoksa alay mı?" diye sordular ve şöyle devam ettiler:
"Eylül 2004’te “Zinanın suç olmasından yanayız” diyerek dikkatleri yeni TCK’da tamamen bu saçmalığa yönelten ve 301 gibi maddeleri unutturan,
Adalet Bakanı iken Hrant Dink’in 301’den (o günkü 159’dan) yargılanması için yazılı izin veren,
Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Raporu çıktığı zaman, Kasım 2004’te “Entel Zırva” ve “Entel Fitne” diye yorumlayan,
Eylül 2005’te bin zorlukla toplanabilen Ermeni Konferansı hakkında “Arkamızdan bıçakladılar” diye Meclis kürsüsünden yumruğunu vurarak bağıran,
Eylül 2006’da “301’in esas sorumlusu Orhan Pamuk’tur” diye ilan eden,
Şubat 2007’de "301 tartışmasında aydınların ne kadar ikiyüzlü ve omurgasız olduğunu gördüm" diye demeç veren,
Eylül 2006’da “301’i kaldıramayız. Bekleyin, yargı kendi içinde ince ayar yapacak” diye Hrant Dink öldürülene kadar Türkiye’yi oyalayan Cemil Çiçek yeni kabinede “İnsan haklarıyla ilgili kurullar ve insan haklarıyla ilgili konularda koordinasyon”la görevli Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı ve ayrıca Hükümet Sözcüsü!
Bırakınız Cemil Çiçek’in gerçek kimliğini. Başbakan Erdoğan her şeyden önce, yönetmeliğine göre yılda en az 3 kez toplanması gereken İnsan Hakları Danışma Kurulu’nun Ekim 2004’ten bu yana toplanmasının niçin engellendiğini, o günün ve bu günün başbakanı olarak izah etmekle yükümlüdür.
Aynı yükümlülük, bugün Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül’e de düşmektedir, çünkü kendisi o dönemde “İnsana haklarından sorumlu başbakan yardımcısı” sıfatını taşımıştır.
İnsan hakkı ihlalleri konusunda ses çıkarmadığı gibi, bunları desteklemekten geri kalmayan Cemil Çiçek’e, Adalet Bakanlığından sonra insan hakları konusunda koordinasyon görevi verebilen Başbakan Erdoğan’ı ciddi olmaya, önce bir düşünüp sonra konuşmaya davet ediyoruz." dediler. (NZ)