Rehberlik Araştırma Merkezi Koruma Derneği Başkanlığı görevini yürüten Semiha Arzoğlu, Ateş düştüğü yeri yakar, diye bir sözümüz vardır, diyor. Engelliler için bir okul olmaması, yaya kaldırımlarının engellilere uygun yapılmaması, engellilere iş imkanı yaratılmaması, birçoğumuzun umurunda bile değil. Ancak evimizde ya da çok yakınlarımızda bir engelli varsa, yaşamın engelliler için ne kadar zor olduğunu görürüz diyor.
Arzoğlunun ve dernek yönetimde görev alan arkadaşlarının ne ailelerinde, ne de yakınlarında engelliler var. Ama onlar, emeklilik günlerini topluma yararlı vatandaşlar olarak geçirmeyi yeğlemiş ve Rehberlik Araştırma Merkezi Özürlü Çocukları Koruma Derneği bünyesinde bir araya gelmişler.
Derneğin ismi, bürokrasiye takıldı
Derneğin şimdiki ismi Rehberlik Araştırma Merkezi Koruma Derneği. Derneğin Özürlü Çocuklar ibaresini kullanabilmesi için Özürlüler İdaresine girmesi, bunun için de Rehberlik Araştırma Merkezinden çıkması gerekiyormuş.
Semiha Arzoğlu, çocuklarla ilgili testleri Rehberlik Araştırma Merkezinin yaptığını, bu testlerin sonucuna göre çocuğun nasıl bir eğitim göreceğine karar verildiğini belirtiyor: Dolayısıyla, Özürlüler İdaresine girmektense Özürlü Çocuklar ibaresini kaldırarak Rehberlik Araştırma Merkezinde kalmayı yeğledik.
Bürosu olmayan bir dernek
Semiha Arzoğlu ile eşi Fazlı Arzoğlunun bürosunda görüştük, çünkü derneğin özel bir yeri yok. Rehberlik Araştırma Merkezi Koruma Derneği, Çorumdaki dernekler arasında belki de gideri olmayan tek dernek. Ne kira, ne elektrik-su parası, ne de telefon
Arzoğlu ve arkadaşları, çalışmalarını her defasında başka bir dernek yöneticisinin evinde toplanarak yürütüyor. Bir çok kadının gün gezmeleri gibi
Semiha Arzoğlu, Devlet Su İşlerinden (DSİ) emekli olduktan sonra evde oturamayacağını fark etmiş ve ilk olarak bir partinin kadın kollarında görev almış.
O dönemde Milli Eğitim Müdürlüğü yapan Metin Topkaraoğlu, daha önce görev yaptığı Sinoptaki çalışmalardan etkilenerek Çorumda da Rehberlik Araştırma Merkezi Özürlü Çocukları Koruma Derneğinin kurulmasını önermiş. Topkaraoğlunun bu isteği doğrultusunda Semiha Arzoğluna teklif götürülmüş. Arzoğlu da hiç düşünmeden kabul etmiş bu teklifi, tabii diğer arkadaşlarının desteğini alarak
Arkadaşlarımın hepsi benim gibi emekli. Sık sık bir araya gelip ne yapabileceğimizi konuştuk. Derneğimiz tüm engellileri kapsıyor; zihinsel, bedensel, spastik, görme ve işitme engelli Zihinsel engelliler dışındaki gruplarda iyi ya da kötü çeşitli çalışmalar yapılmış ve dernekler kurulmuştu. Biz de çalışmalarımızı zihinsel engelli çocukların eğitimi yönünde yoğunlaştırmaya karar verdik, diye anlatıyor Arzoğlu, derneğin ilk kuruluş günlerindeki amaçlarını.
55 engelli öğrenci eğitim görüyor
Zihinsel engelli çocuklar için ilk olarak 1997de Rehberlik Araştırma Merkezi binasında iki sınıf açarak başlamışlar çalışmaya. Yerleri kısıtlı olduğu için İl Milli Eğitim Müdürlüğünden yer istemişler.
Dönemin valisi Atıl Üzelgünün girişimleriyle, depremzedeler için düzenlenen Binevlerdeki SSK Lojmanının alt katı zihinsel engelli çocuklara verilmiş. Burada şu an Bekir Aksoy Özel Alt Sınıfları adı altında sekiz sınıfta, sekiz öğretmen nezaretinde 7-15 yaş arası 55 spastik ve zihinsel engelli öğrenci eğitim görüyor. Arzoğlu, sırada bekleyen en az iki sınıf öğrenci daha bulunduğunu, o yüzden daha geniş bir mekana ihtiyaçları olduğunu söylüyor:
Masraflara dernek destek veriyor
Okulda öğrenim gören çocuklardan, maddi durumu iyi olmayanların masraflarını dernek karşılıyor. Bunun yanında okulun elektrik, su, telefon ve servis şoförlerinin giderleri de dernek tarafından karşılanıyor. Dernek ayrıca, Rehberlik Araştırma Merkezinde kullanılan malzemeleri temin ediyor, test için kullanılan aletler, kırtasiye, döşeme gibi
Tüm bu giderler, toplanan bağışlarla karşılanıyor. Arzoğlu, Kermes türü etkinliklerimiz, gelirden çok derneğin tanıtımına yönelik düzenleniyor. Asıl gelirimiz ise toplanan bağışlardan. Çorum halkı her zaman yanımızda oldu, bizi hiçbir zaman geri çevirmedi. Bizler artık sürekli para ister olmaktan utanır, sıkılır olduk ama onlar sağ olsunlar desteklerini hala sürdürüyorlar sözleriyle duyduğu minneti dile getiriyor.
Dernek seçici değil, ihtiyaçların farkında
Arzoğlunun en çok sıkıntı duyduğu şey ise, okul yeri konusunda derneğin suçlanması: Okul yeri konusu çok gündeme geldi ama, bir türlü çözülemedi. İnsanlar bu konuda derneğin çok seçici davrandığını ve sorunun buradan kaynaklandığını zannediyor, diyor.
Oysa derneğin özel bir talebi olmadığını, bürokratik engeller yüzünden aylarca beklendiğini anlatıyor Arzoğlu.
Mehmet Ayanın Milli Eğitim Müdürlüğü döneminde İşitme Engelliler O kulu için bir yer ayrıldığını öğrendik. Mehmet Bey, kısa sürede bir tip proje hazırlatarak burayı ihaleye çıkardı ve okulun yapımına başlandı. Burada hem işitme, hem de zihinsel engelliler eğitim görecekti. Bize teslim edileceği günü beklerken okulumuz Fen Edebiyat Fakültesine verildi. Sonuçta, o okulda okuyan öğrenciler de bizim çocuklarımız, onların da eğitim görmeye hakları var elbette, ancak bizim çocuklarımız yine açıkta kaldı. Bu durumdan işitme engelliler adına inanın çok üzüldüm. Çünkü, işitme engellilerin durumları çok özel. Telefondan yararlanamadıkları için istedikleri an aileleriyle iletişim kuramıyorlar. Bu yüzden ailelerine yakın olmaları gerekiyor.
Amasyada, Samsunda ve Ankarada ilköğretim seviyesinde İşitme Engelliler Okulları var. Çorumda da lise seviyesinde bil bölge okul açılacaktı ki, bu Çorum ve çevresinden bir çok işitme engellinin eğitim görmesi anlamına geliyordu. Ümit ediyorum ki, fakülteye yeni bir bina yapılır ve okul tekrar işitme engellilere verilir.
Bizim çocuklar için de Zübeyde Hanım İlköğretim Okulunun bakım onarım çalışmaları tamamlandıktan sonra bize verileceği söylendi, sabırsızlıkla bekliyoruz.
Semiha Arzoğlu ve arkadaşları, Rehabilitasyon Merkezi kurulması için de yoğun çaba harcamışlardı ve basında sık sık dile getirerek, konuyu sıcak tutmaya çalışmışlardı. Şimdi, çeşitli rehabilitasyon merkezleri açıldı. Peki bundan ne kadar memnunlar?
Biz, gelir amaçlı, doktorların hastalarına uyguladığı gibi bazı günlerde birkaç saatlik tedavi sağlayan rehabilitasyon merkezleri istemedik. Biz, ihtiyacı olan tüm yaşlıların ve çocukların tedavilerinin yapılabileceği, geniş kapsamlı bir rehabilitasyon merkezi istemiştik. Şimdiki merkezlerin hepsi de özel kuruluşlar.
Yardımcı olmanın hazzı
Arzoğluna son olarak, şu anki duygularını soruyorum:
Çok mutluyum, huzurluyum. Valimiz Atıl Üzelgün, dernek işleriyle uğraşanlar kaplumbağa hızıyla ilerler, siz at gibi koşturuyorsunuz demişti. Gerçekten de arkadaşlarımla birlikte at gibi koşturduk.
Her gittiğim yerde, ailende engelli birisi yok, para da kazanmıyorsun, neden bu işlerle ilgileniyorsun diye soruyorlar. Hiç unutmuyorum, bir gün otobüsle Ankaradan dönerken, ön koltukta oturan zihinsel engelli bir çocuk döndü döndü bana baktı, sonra geldi kucağıma oturdu. Ailesi de şaşırdı, ben de Bu çocuklarla aramda çok güçlü bir bağ olduğuna inanıyorum. Ve, neden diye soranlara bunu anlatmak çok zor, yaşamak gerek diye cevap veriyorum. Parayla ölçülemeyecek o kadar çok değer var ki
Şükürler olsun, sapasağlam iki kızım var, onlarla gurur duyuyorum. Yaşamını idame ettirecek kadar gelirim de mevcut. Yani, hiçbir maddi çıkar kaygısı taşımıyorum. Bundan sonra benim için önemli olan, alacağım manevi haz. Bunu da bu çocuklara destek olarak alıyorum. Tüm arkadaşlarımın da aynı şekilde düşündüğünü sanıyorum.
Arzoğlu, söyleşimizi noktalarken yakasındaki rozetini gösteriyor:
Derneğimizin ilk gelir amaçlı çalışması rozet satışıydı. Şimdi gururla yakamda taşıyorum ve ölene kadar da taşıyacağım. (AU/BB/EK)