* Fotoğraflar ve Kaynak: Anadolu Ajansı.
Mart 2011'de yaşanan 9 büyüklüğündeki deprem ve sonrasında meydana gelen tsunami, Fukuşima Nükleer Santrali'nde radyoaktif sızıntıya neden olduğu için elektrik üretiminde radikal değişikliğe giden Japonya, şimdi ise 2030'a kadar nükleerden elektrik üretimi payını yüzde 22'ye çıkarmayı hedefliyor.
Toplamda 54 reaktör ve 17 nükleer santrale sahip olan Japonya'nın kurulu nükleer gücü 48,8 gigavat seviyesinde.
Fukuşima felaketi sonrasında reaktörlerin çoğunun tedbiren kapatıldığı ve nükleerden elektrik üretiminin 2015 itibari ile yüzde 1'e kadar düşürüldüğü Japonya'da, reaktörlerin yeniden devreye alınmasıyla nükleerin elektrik üretimindeki payı 2020'de yüzde 4'e, 2021'de yüzde 6 seviyesine çıktı.
Aktif reaktör sayısı 17'ye çıkacak
Ülkede bu yıl ise 10 reaktörde aktif elektrik üretimi yapılıyor. 2023 yazına kadar ise kapalı reaktörlerin yedisinin daha devreye alınması ve aktif reaktör sayısının 17'ye çıkarılması planlanıyor.
SRZ-1200 olarak adlandırılan 1,2 gigavat elektrik kapasiteli yeni reaktörün de 2030'lu yılların ortalarında devreye alınması planlanıyor.
Fukuşima felaketinde önce elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 30'u nükleer santrallerden sağlanırken, felaket sonrası kapalı olan reaktörlerden tekrar elektrik üretimine başlanması ile 2021 sonunda nükleer enerjinin payı yaklaşık yüzde 6'ya çıktı.
Elektrik üretimi fosil ağırlıklı
Japonya'nın 2021'de toplam elektrik üretimi 1019,7 teravatsaat olarak gerçekleşti.
Bu üretimin 326,1 teravatsaati kömürden, 301,9 teravatsaati doğal gazdan, 207,9 teravatsaati yenilenebilir enerji kaynaklarından, 61,2 teravatsaati nükleer enerjiden, 31,3 teravatsaati petrolden, 91,3 teravaatsaati de diğer kaynaklardan sağlandı.
Ülkede geçen sene açıklanan 6. Ulusal Stratejik Enerji planına göre 2030'da elektrik üretiminde, nükleer ve yenilenebilir enerjinin payının artırılması, fosil kaynaklarının payının ise azaltılması öngörülüyor.
LNG'nin payı
Bu kapsamda 2030'da nükleerin elektrik üretimindeki payının yüzde 22, yenilenebilir enerjinin payının yüzde 38'e çıkarılması, LNG'nin (sıvılaştırılmış doğal gaz) payının yüzde 20, kömürün payının yüzde 19, petrolün payının ise yüzde 2'ye düşürülmesi amaçlanıyor.
Yenilenebilir enerjide ise güneş payının yüzde 15, hidroelektrik payının yüzde 11, rüzgar payının yüzde 5, biyokütle atık payının yüzde 5, jeotermal enerji payının ise yüzde 1 seviyesinde olması planlanıyor.
LNG ve kömürde Avustralya'ya bağımlılık
Fukuşima felaketi ve ardından yaşanan enerji tedarik sorunu nedeniyle fosil kaynaklara yönelen Japonya, LNG ve kömür ihtiyacının büyük bir bölümünü Avustralya'dan karşılamaya başladı.
Japonya, elektrik üretiminin büyük kısmını ithal kömür ve LNG'den sağlıyor. Tokyo yönetiminin son 10 yıllık LNG ithalatında Avustralya'nın payı yüzde 24'lerden yaklaşık yüzde 40'lara ulaşarak ilk sıraya yerleşmiş durumda.
Japonya 2021'de 101,3 milyar metreküp LNG ithal etti. Tokyo yönetimi bu ithalatın yüzde 36,3'ünü Avustralya'dan, yüzde 13,9'unu Malezya'dan, yüzde 12,3'ünü Katar'dan, yüzde 8,8'ini Rusya'dan, kalan kısmını ise diğer ülkelerden tedarik etti.
İthalat verilerine göre Japonya, Avustralya'dan 2021'de 40,6 milyar metreküp LNG ithal etti. Bu rakam 2013'te 24,4 milyar metreküp seviyesindeydi.
Kömür ithalatı
Öte yandan Japonya'nın kömür ithalatı ise 2021'de 186 milyon ton olarak gerçekleşti. İthalatta Avustralya'nın payı 2021'de yaklaşık yüzde 65, Endonezya'nın yüzde 12,4, Rusya'nın yüzde 10,8 olurken, ithalatın yaklaşık yüzde 10'u da diğer ülkelerden yapıldı.
Japonya, nisanda Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ile birlikte Moskova yönetiminden kömür ithalatını kademeli şekilde azaltacağını açıklamıştı. Bu yıl Rusya'dan boşalan payı Avustralya'nın doldurması ve bu ülkeden ithalat oranının artması bekleniyor.
(TY)