*Görsel: And Tomorrow the Entire World filminden
Ödül sezonunda adından söz ettirecek filmlerin yavaş yavaş belli olmasıyla birlikte, En İyi Uluslararası Film Oscarı için yarışacak Oscar aday adayı filmler de açıklanmaya başladı.
Filmini ilk belirleyen Polonya
En İyi Uluslararası Film Oscarı aday adayını belirleyen ilk ülke Polonya oldu.
FilmLoverss'ın aktardığına göre, Polonya bu yıl Oscar yarışında ülkeyi temsil etmesi için Never Gonna Snow Again filmini seçti. Arnavutluk’un ardından Filistin, Romanya, Güney Kore ve İsviçre gibi ülkeler de bu yılki aday adaylarını belirlediler. Bu yıl Oscar yarışında Türkiye’yi temsil edecek film ise 7. Koğuştaki Mucize olarak belirlendi.
Açıklanan filmler
93. Akademi Ödülleri için 1 Ekim 2019 - 30 Aralık 2020 tarihleri arasında ülkelerinde vizyona giren filmler değerlendirmeye alınıyor.
Şu ana kadar açıklanan En İyi Uluslararası Film Oscarı aday adayları ise şöyle:
7. Koğuştaki Mucize / Türkiye
Mehmet Ada Öztekin‘in yönettiği 7. Koğuştaki Mucize, gişe başarısıyla dikkat çekmişti. Aras Bulut İynemli’nin başrolünde yer aldığı film, gişede 5.36 milyon seyirciye ulaşarak bugüne kadar en çok seyirciye ulaşan yerli film oldu.
7. Koğuştaki Mucize, yedi yaşındaki kızı ile aynı zekâ yaşına sahip bir babanın adalet arayışını konu ediniyor. Filmin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından paylaşılan sinopsisi şöyle:
“1983 yılında Ege kasabasında küçük bir kız ölür. Ölen küçük kız sıkıyönetim komutanının kızıdır ve onun ölümünün sorumlusu olarak babaannesi ile yaşayan ve 7 yaşında bir kızı olan Memo görülür. Memo, her ne kadar suçsuz olduğunu anlatsa da kimse ona inanmaz. İdam cezasına çarptırılan Memo’nun yakınları adaletin sağlanması için uğraşırken, Memo ve kızı Ova’nın ise tek istediği birbirlerine kavuşabilmektir. Memo, bir mucize gerçekleşip idam cezasından kurtulabilecek midir?”
Never Gonna Snow Again / Polonya
Never Gonna Snow Again; W imie…, Cialo, Twarz gibi filmlerle Berlin Film Festivali’ne konuk olan ve uluslararası pek çok festivalde ödüle layık görülen, geçtiğimiz yıl ise The Other Lamb ile sinemaseverlerin karşısına çıkan Malgorzata Szumowska‘nın imzasını taşıyor. Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapan film, Polonya’da masör olarak çalışan Ukraynalı bir göçmenin, müşterilerinin yaşadığı yüksek güvenlikli sitede bir guru figürü hâline gelmesiyle yaşanan olayları anlatıyor.
And Tomorrow the Entire World / Almanya
Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yapan Und morgen die ganze Welt, son yıllarda iyiden iyiye hissedilen aşırı sağın yükselişine ve ona karşı verilen mücadelenin doğasına odaklanıyor. Filmin merkezinde Neo-Nazilere karşı mücadele etmek için Antifa’ya katılan genç bir hukuk öğrencisi yer alıyor. Film, bu genç kadının yaşadıkları üzerinden şiddetle mücadele etmek için ne kadar ileri gidilebileceği sorusunu soruyor.
Und morgen die ganze Welt, bir dönem kendisi de Antifa üyesi olan yönetmen Julia von Heinz’ın hayatından izler taşıyor.
Open Door / Arnavutluk
Dünya prömiyerini geçtiğimiz yıl Saraybosna Film Festivali’nde yapan Open Door, bir dağ kasabasında yaşayan eski kafalı babalarını ziyaret etmek için yola çıkan iki kız kardeşe odaklanan bir yol filmi. Evli olmayan kardeşin hamile olması yolculuğu karmaşıklaştırıyor. İki kardeşin babalarını ziyaret etmeden önce hamile kardeşin kocası gibi davranması için eski bir tanıdıklarını ikna etmeleri gerekiyor.
What We Wanted / Avusturya
Kurgucu kimliğiyle tanınan Ulrike Kofler’in ilk uzun metrajlısı olan What We Wanted, bu yıl En İyi Uluslararası Film Oscarı için yarışacak Netflix yapımları arasında yer alıyor. Film, çocuk sahip olma konusunda sorun yaşayan genç bir çiftin, tatildeyken dışarıdan bakıldığında mükemmel gibi görünen bir çift ile karşılaşmalarıyla yaşananları anlatıyor. Film, 11 Kasım’da Netflix Türkiye’de yayınlanacak.
Quo Vadis, Aida? / Bosna Hersek
2006 yapımı Esma’nın Sırrı – Grbavica filmiyle dikkat çeken Bosnalı yönetmen Jasmila Žbanić’in kamerasını bir kez daha Bosna Savaşı’na çevirdiği Nereye Gidiyorsun, Aida? – Quo Vadis, Aida?, hem dünya prömiyerini yaptığı Venedik Film Festivali’nde, hem de sonrasında Toronto Film Festivali’nde adından övgüyle söz ettirmeyi başardı. Film, geçtiğimiz ay 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Uluslarararası Yarışma’sında da En İyi Film ödülünün sahibi oldu.
Senaryosunu da Žbanić’in kaleme aldığı Quo Vadis, Aida?, izleyicileri 1995 yılının Bosna’sına götürüyor ve bölgede yaşanan vahşeti Birleşmiş Milletler için çevirmenlik yapan Aida’nın gözünden anlatıyor. Aida’nın görev aldığı Srebrenitsa kasabası Sırp ordusunun işgaline uğrayınca, Aida’nın ailesi de Birleşmiş Milletler kampına sığınmaya çalışan binlerce kişi arasına karışıyor. Taraflar arasında devam eden görüşmelerde tercümanlık yapan Aida, tarihin en kanlı katliamlarından birine uzanan sürece ilk elden şahit oluyor.
En İyi Uluslararası Film Oscarı aday adaylarının hepsini buradan inceleyebilirsiniz.
(SO)