EMO'nun talebi elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi tamamen iptal edilmesi.
"Türkiye karanlıkta kalma tehdidiyle karşı karşıya"
EMO Bursa Şubesi bugün (11 Ocak) yaptığı basın toplantısında EMO'nun ülke genelinde başlattığı "Enerjine Sahip Çık, Geleceğini Karartma" kampanyasını anlattı.
Şube Yönetim Kurulu Başkanı Aktuğ yazılı açıklamasında üç dağıtım bölgesinin özelleştirmesine yönelik ihale süreci ve EMO olarak bu ihaleye karşı başlattıkları dava sürecinin devam ettiğini hatırlattı.
Aktuğ Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) geçen eylülde 6 bin 586 megavatlık yeni tesis için lisans verdiğini, bu lisansların 1600 megavatlık bölümünün işletmeye girdiğini söyledi.
Aktuğ "Yani EPDK'nın lisanslama faaliyetine başladığı ve kamunun yatırım yapmasının yasaklanmış olduğu dönemde yıllık ortalama 400 megavat kurulu güçte özel sektör yatırımı faaliyete geçebildi. Bu ise, 2006 yılı ilk yarısı itibariyle Türkiye'nin kurulu gücünün yalnızca yüzde 1'ine denk geliyor" dedi.
"Oysa, düşük senaryoyu baz alsak bile yıllık 2 bin 520 megavat kurulu güçte santral yapımı gerekiyor. Enerji Bakanlığı, yüksek senaryoya göre enerji talebinin yıllık yüzde 8.4, düşük senaryoya göre ise yüzde 6.3 artacağını varsayıyor."
Kamunun yatırımının önü açılmalı
EPDK'nın yatırımları denetlediği iddialarının da gerçeklikten uzak olduğunu iddia eden Aktuğ, "Kendi İnternet sitelerinde yayımladıkları 167 adet inşa halindeki santralden 28 tanesinin inşa süreci hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadıklarını açıklıyorlar" dedi.
"Arz güvenliği özel sektöre bırakılamayacak kadar önemli" diyen Aktuğ bir an evvel kamunun yatırım yapabilmesinin yollarının açılması gerektiğini savunuyor.
Özelleşen elektriğin fiyatı da arttı
Üretimin yüzde 52.6 ile yarıdan fazlasının özel sektör tarafından gerçekleştirildiğine dikkat çeken Aktuğ "TETAŞ'ın fiyatlarını önce yüzde 23 ardından yüzde 8 düzeyinde artırdı. Daha dağıtım özelleştirme süreci başlamadan tüketicilere yansıtılacak zam tartışması başladı" dedi.
Kamu zararda, fatura halka çıkacak
Özelleşmeyle 100 birimlik üretim maliyeti olan elektriğin, araya girecek çeşitli özel sektör kuruluşlarıyla yaklaşık 2.5 katına tüketiciye satılacağı öngörüsünde bulunan Aktuğ, "Bunun üzerine vergi ve fon payları da eklendiğinde birim maliyet 300'e kadar ulaşabilecek. Oysaki kamu, tek elden bu işi yürütüyor olsaydı fiyat piyasa mantığıyla ulaşılan fiyatın yaklaşık yarısı düzeyinde olabilecek" dedi.
"Önümüzdeki yıllarda TEDAŞ adına halkın vergilerinden her yıl artan miktarda tutar kamu zararı olarak ödenecektir. Ancak bu arada üç bölgeyi satın alan şirket ya da şirketler kârlarına kâr katacaklardır".
Aktuğ "Bir ülkenin geleceğini yakından ilgilendiren bir alan olarak enerji politikalarının, çeşitli lobilerin talepleriyle değil, kamu yararı gözetilerek belirlenmesi gerekir" diyerek kamuoyunu "Enerjine Sahip Çık, Geleceğini Karartma" kampanyasına destek vermeye çağırdı. (EZÖ/KÖ)